bugün

sevdiği entry'ler

aşı olanların yasaklardan muaf olması gerekliliği

Yapan ülkeler varmış, mantıksız buldum.

Bir defa taşıyıcı olabilirsin, ikincisi aşı olsan da hasta olma ihtimalin var.

Şu süreçte kısıtlamalar dahilinde kıçı kırıp oturmaktan başka bir şey doğru gelmiyor bana.

covid 19 oran orantı

"vefat edenlere allah rahmet eylesin hasta olanlara rabbim şifa versin"den başka hiçbir orantıya gerek olmayan durumdur.

ulan bir şeyler yazınca veya söyleyince zalım diyorlar. elbette ki bu hastalanan ve vefat edenlerin yüzde 50 si kendilerine dikkat eden kurallara uyan insanlar. ancak diğer yüzde 50 ye ne diyeceksin.. sokağa çıkma kısıtlaması varken ekmek almaya gidiyoruz deyip 25 kişi parklara gidenler. toplu organizasyon yapmayın dendiği halde ufacık odaya sıkışıp ya kumar oynayan ya parti yapanlar. dünyada ölenlerin sayısı milyonlarla ifade edilirken hala "coronaya" inanmıyorum deyip gezenler.

bunları hiçbir orantıya hiçbir matematik işlemine sokamazsın. sokmaya kalksan matematik dile gelir isyan eder.

pokemon vs digimon

görsel

uludağ sözlük

azalarak bitmiş. Bir kaç kadınlara hakaret eden, cinsiyetçi, embesil, döküntü tip dışında kimse kalmamış. Trollere bu kadar müsade etmeyin, insanlar tiksinip kaçıyor diye uyarmıştık, dinleyen olmamıştı. Beklenen son gerçekleşmiş.

iyi bilirdik.

eve gelen metal müzik hayranı misafir

metal müzik hayranı olarak yaz kış bot giymem kolumda da dövme yok mk. Bir müzik türünün hayranı olmak yaşam biçimini o müzisyenin yaşam biçimi gibi olmasını gerektirmez..
Nasıl sen aleyna tilki dinlerken minileri çekip ortalıkta twerk yapmıyorsan biz de normal insanlar gibi yaşantımıza devam ediyoruz.

güzel

Güzel, Farklı kaynaklarda, farklı etimolojik kökenlere bağanan bir kelimedir.

Anlamı malum olduğu için, direkt etimolojisi ile ilgili bir şeyler paylaşmak istedim.

Güzel kelimesinin çok eski zamanlardan beri Türkçe metinlerde kullanılmakta olduğunu biliyoruz. Mesela, Yunus Emre 13.yy sonlarıda bu kelimeye kendi eserlerinde yer vermiş.

Her ne kadar kelimenin kökenini Sanskritçe’deki “kusala” kelimesine dayandıran kaynaklar olsa da, köz>göz kökeninden geldiği yönünde benim de katıldığım genel bir görüş var.

Kö- fiili, hem közel hem de körk olarak güzel karşılığında kullanılan sıfatlarının kökenini oluşturuyor. Keza, gökçe de güzel kelimesinin bir başka karşılığı olarak ele alınabilir. Tabi burada kastedilen gök kadar güzel olmak konusunu gök tanrı inancına kadar dayandırmak da mümkün.

Çok da sıkmadan toparlamam gerekirse, atalarımız da güzelliğin aslında bakan gözde/közde olduğunu düşünmüşler. Burada Aşık veysel’i hatırlamasak olmaz:

“Güzelliğin on par'etmez
Bu bendeki aşk olmasa”

enternasyonel bir karşılığı da var Aşık Veysel’in bu dizelerinin: “beauty is in the eye of the beholder.”
Ne de olsa Batının “göz”el taraflarını almak gekiyor.

Herkese güzel günler dilerim.

günün fotoğrafı

türkiye cumhuriyeti berlin büyükelçiliğinde çekilmiş olan şu fotoğraftır;
görsel

geliştirdikleri pfizer-biontech aşısı ile covid-19'a karşı insanlığın umudu olan türk bilim insanları uğur şahin ve özlem türeci, dün aldıkları alman federal cumhuriyeti liyakat nişanı ödüllerini aldıktan sonra türkiye'nin berlin büyükelçiliğine giderek bilimsel başarıyı gelecek nesillere hedef olarak gösteren ulu önder atatürk'ün büstünü ziyaret ettiler ve aldıkları bu onurlu ödülü ulu önder nezdinde tüm türk milleti ile paylaştılar...

ne kadar insanın içini acıtan bir fotoğraf.

iki türk, kendi ülkelerinde yapamadıklarını başka bir ülkede başarıyorlar, ama yine de duydukları gururu bu toprağın insanıyla paylaşıyorlar.

kimbilir neler yaşadılar da kendi vatanlarını bırakıp gittiler oraya.
kimbilir ne olumsuzluklarla karşılaştılar doğdukları, büyüdükleri "vatanımız" dedikleri topraklarda...

evet, ülkemizin insanları çok şey istemiyor.

fırsat eşitliği ve adalet istiyorlar.

ama ne yazık ki türkiye cumhuriyeti kendi insanına bunları tanımıyor.

görmek isteyenler için ülkemizin durumunu çok iyi gösteren bir fotoğraf...

utanmadan dükkanını açanlar

geçim sıkıntısını, yaşanan maddi darboğazları, akkahpe hükümetinin vatandaşına bir kuruş yardım etmekten aciz olduğunu, çıkmaza girdiği için canına kıymayı göze alanları görmezden gelenler kadar utanmaz, arsız, yüzsüz değillerdir.

sıfır borçlu bir işyeri sahibi... geçen yıl nisan ayında işyerini kapatsa:

en iyi ihtimalle 2000 lira işyeri kirası 2000*12

evi kira olsa ya da ev kredisi ödüyor olsa o da en iyi ihtimalle 1500*12

42 bin lira yemeden içmeden, hatta nefes almadan üzerine yüklenen borç.

hadi arabası vardı arabasını sattı bu 42 bin lirayı sildik..

bu 12 ayda da kenardaki parasıyla da anca yedi içti.. ki belki o da yok..

devlet bankaları kredi verdi 6 ay ödemesiz.. ödemeleri geldi.

evinin elektriği, suyu, doğalgazı.. varsa çocuğunun masrafları..

devam eden işyeri ve ev kiraları....

bunları görmezden gelmek mi utanmazlık yoksa çaresizlikten herşeyi göze alıp 3 kuruş para kazanmaya çalışmak mı utanmazlık?

saçma sapan tespitlerinizi en münasip yerinize sokmanız dileği ile...

çanakkale savaşı nda adana bayırı

Adana bayırı Çanakkale dolaylarında il ismiyle anılan ilk ve tek yerdir.

900 Adanalı şehidin kanıyla yazılmış bir destana ev sahipliği yapmaktadır.

Öyle ki ingiliz ve anzak askerler bizim siperlerimize saldırmaya dahi korkmakta ve Adanalılar için onlar "O tarafa sakın gitmeyin, onlar Tanrı'nın adamları" sözünü kullanmaktadır.

Adanalılar savaş esnasında bir bayırda konuşlanarak siperlerine küçük mavi bir plaket takmışlardı. Bu onların düşman askerleri karşısında birbirlerini tanıyıp kamufle olabilmeleri adına dahiyane bir sırdı. Adanalılar akıl almaz bir şekilde gizlenip usul usul düşman askerlerini öldürdükten sonra, öldürdükleri askerleri onlara nazire yaparmışcasına düşman askerlerine doğru atıyorlardı.

Bir süre sonra, yüzlerce askerlerini esrarengiz bir şekilde kaybeden Anzak ve ingilizler, Adanalıların, savaştıkları bayır boyunca siperlerinde mavi plaketin bulunduğu bu askerlerin, olağanüstü şekilde kendi askerlerini öldürerek; kendilerine göz dağı verdiğini fark edınce şok oldular. Hal böyleyken, Adanalı askerlerin bulunduğu sipere yaklaşmaya korkan düşman, " O tarafa sakın gitmeyin, onlar Tanrı'nın adamları " diyerek geri çekilmeye başladılar.

O gün 900 küsür Adanalı asker kahramanca şehit olmuş, bayırın adı " Adana bayırı " olarak anılmış, bu efsane de yıllar boyunca dilden dile anlatılarak, " Tanrı'nın adamları " sözü Türkçemize " Adanalılar Allah'ın adamları " şeklinde uyarlanmıştır.

" Adana bayırı " Çanakkale dolaylarında il ismiyle anılan ilk ve tek yer olarak tarihe geçer.
görsel
görsel
görsel