bugün
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- icardi1905'in sözlüğü bozması25
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması13
- cami tuvaletinin paralı olması11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek19
- 007 slip don giysin kampanyası16
- erkeklerin sadakatsiz olması12
- okul müdürü nasıl korunabilirdi14
- anın görüntüsü12
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- kızların yedek listesi9
- sözlüğe kız getirmek10
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- libido düşmesi16
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek12
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü30
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek16
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler15
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- flörtü eleme sebepleri8
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- uludağ sözlük discord grubu8
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
entry'ler (114)
yahu şu adamı savunan fenerbahçeliyi zerre anlamıyorum. ustalar, ben fenerbahçe'nin kalesinde engin'i izlerken, ödüm kopardı adama bir şey olacak diye, onun gibi kaleci gelmez diye... sonra ondan sonra rüştü çıktı, aynı duyguları, korkuları yine besledim, ama yeni gelen adam daha bir efsaneydi... sonra onun da vazgeçilmez olmadığını anladık... ne volkan'mış abi... futboldan tiksindirdi adam... hele ondan önce saydığım 2 adama bakın fenerbahçeli nasıl olur anlarsınız... sizin fenerbahçeliliğiniz bitmiş.
1940 yapımı şeker gibi bir film. bizde, başrollerini türkan şoray ve bülent kayabaş'ın paylaştığı 'acele koca aranıyor' filmi bundan bildiğin araktır...
galerideki fotosuna hasta olduğum imamdır. jet imam dedikleri bu mu yoksa?
boş beleş, anlamsız bir sürü bunlar. ölü de bile seçicilik yapar, sorsan hümanist. ateş düşmemiş ki ocağına. ama entelektüel görünecek ya, yazamaz 'o askerlerimizin günahı neydi' diye. yazıklar olsun onlara.
'mr. deeds goes to town' filminden araktır konusu.
copy paste marifetiyle filmin konusunu aktarayım:
'küçük bir kasabada yaşayan longfellow deeds'in (gary cooper) hayatı, tanımadığı bir dayısından 20 milyon dolarlık bir servet kalmasıyla birdenbire değişir. mirası almak için gittiği new york'un onun gibi naif bir genç için oldukça acımasız olan koşullarına uyum sağlamakta zorlanır; zira bankacılardan gazetecilere, miras için hak iddia edenlerden sanatçılara kadar herkesin bir anda ilgi odağı oluverir.
herkesin merak ettiği bu taşralı gencin hikâyesinin peşinde olan bir gazete, deeds'in peşine en becerikli gazetecilerinden biri olan babe' i (jean arthur)'i takar.bu toy delikanlıyi kolayca etkileyen babe, onunla vakit geçiriken bir yandan da bulduğu ilginç her şeyi gazetesine rapor etmektedir.
jean arthur "babe" rolünde
babe bu yolla deed'e "cidrella man" lakabını takar ve yaptığı haberlerle deeds'i görgüsüz bi mirasyedi olarak gösterip onun ülke çapında alay konusu olmasına yol açar.
deeds ise durumdan habersiz bir şekilde bu genç kıza âşık olur.
babe zaman içinde dürüstlüğüne ve iyi kalpliliğine hayran olduğu deeds'e oynadığı oyundan pişman olur ve gazeteden istifa eder. ancak o her şeyi itiraf etmeye niyetlenmişken deed gerçeği bir başkasından öğrenir. güvendiği son kişinin de onu aldattığını anayınca an bir kararla tüm parasını topraksız köylü ve işçilere dağıtmaya karar verir. ancak mirasın peşinde olan bir grp tarafında akıl sağlığının yerinde olmadığı bahanesiyle tutuklattırılır.
mahkemede düştüğü hayal kırıklığı nedeniyle kendini savunmayı reddetse de sonunda gerçeekleri açıklar ve mahkemeyi kazanır ve kendisini gerçekten sevdiğini anladığı babe'i affeder.'
tanıdık geldi mi konu?
copy paste marifetiyle filmin konusunu aktarayım:
'küçük bir kasabada yaşayan longfellow deeds'in (gary cooper) hayatı, tanımadığı bir dayısından 20 milyon dolarlık bir servet kalmasıyla birdenbire değişir. mirası almak için gittiği new york'un onun gibi naif bir genç için oldukça acımasız olan koşullarına uyum sağlamakta zorlanır; zira bankacılardan gazetecilere, miras için hak iddia edenlerden sanatçılara kadar herkesin bir anda ilgi odağı oluverir.
herkesin merak ettiği bu taşralı gencin hikâyesinin peşinde olan bir gazete, deeds'in peşine en becerikli gazetecilerinden biri olan babe' i (jean arthur)'i takar.bu toy delikanlıyi kolayca etkileyen babe, onunla vakit geçiriken bir yandan da bulduğu ilginç her şeyi gazetesine rapor etmektedir.
jean arthur "babe" rolünde
babe bu yolla deed'e "cidrella man" lakabını takar ve yaptığı haberlerle deeds'i görgüsüz bi mirasyedi olarak gösterip onun ülke çapında alay konusu olmasına yol açar.
deeds ise durumdan habersiz bir şekilde bu genç kıza âşık olur.
babe zaman içinde dürüstlüğüne ve iyi kalpliliğine hayran olduğu deeds'e oynadığı oyundan pişman olur ve gazeteden istifa eder. ancak o her şeyi itiraf etmeye niyetlenmişken deed gerçeği bir başkasından öğrenir. güvendiği son kişinin de onu aldattığını anayınca an bir kararla tüm parasını topraksız köylü ve işçilere dağıtmaya karar verir. ancak mirasın peşinde olan bir grp tarafında akıl sağlığının yerinde olmadığı bahanesiyle tutuklattırılır.
mahkemede düştüğü hayal kırıklığı nedeniyle kendini savunmayı reddetse de sonunda gerçeekleri açıklar ve mahkemeyi kazanır ve kendisini gerçekten sevdiğini anladığı babe'i affeder.'
tanıdık geldi mi konu?
cenazesine katılıp, 'son şakası da güldürmedi' demek istediğimdir.
neredeyse her sahnesi, yabancı bir komedi filminin adaptasyonu olan film.
boklamak gibi algılanmasın diye örnekleyeyim.
will ferrell'in oynadığı the campaign filminde, zirvedeki bir siyasetçi dibi görsün diye ona türlü tuzaklar kurulur. will ferrell bir bebeğe yumruk bile atacak olur yanlışlıkla. bu sahne hatta bu durum tanıdık geldi mi? çağlar çorumlu'nun çevirdiği kariyer bitirme sahnelerini düşünün. her sahnede böyle tonla şey var.
çok sıcak film öyle mi, çok zeki adam falan, tabii tabii.. üzücü bunca şey kendisi adına. keşke yapmasa
not: ben hayatta böyle şuursuz fanlar görmedim. körü körüne boklama değil diyorsun, örnek veriyorsun, sonra da eksi yağmuru. ne güzel kafalar yahu, pırıl pırıl.
boklamak gibi algılanmasın diye örnekleyeyim.
will ferrell'in oynadığı the campaign filminde, zirvedeki bir siyasetçi dibi görsün diye ona türlü tuzaklar kurulur. will ferrell bir bebeğe yumruk bile atacak olur yanlışlıkla. bu sahne hatta bu durum tanıdık geldi mi? çağlar çorumlu'nun çevirdiği kariyer bitirme sahnelerini düşünün. her sahnede böyle tonla şey var.
çok sıcak film öyle mi, çok zeki adam falan, tabii tabii.. üzücü bunca şey kendisi adına. keşke yapmasa
not: ben hayatta böyle şuursuz fanlar görmedim. körü körüne boklama değil diyorsun, örnek veriyorsun, sonra da eksi yağmuru. ne güzel kafalar yahu, pırıl pırıl.
karadeniz filmi. fragmanı çıkmış. bir ahmet kural gördüm sanki.
sanırım 320.000 nüfuslu bir ülkeyle oynadığımızı bir ben bilmiyordum. kabul, herhangi bir twitter fenomeninin takipçi sayısı izlanda nüfusundan çoktur, eyvallah bilgi küpüsünüz. bir de şu istatistiğe bakın isterim: http://jakubmarian.com/av...in-europe-by-country-map/ türkiye'de ortalama iq:89, izlanda'da 99.
doksan dakika ezik oynamak. örneğin: izlanda karşısındaki türiye a milli futbol takımı.
artık şaşırtmayacak olandır.
bilirkişi.
ardında asla iz bırakmaz.
-niye devlet kuramıyorsunuz?
-çünkü dövlit bize yardım etmiir!
-çünkü dövlit bize yardım etmiir!
bayram zamanı istihbaratı.
recep tayyip erdoğan'ın, abdullah gül'ün cumhurbaşkanlık yaptığı dönemde, ona bakınca gördüğü şey budur: 'şezlonga bıraktığım havlu'
rüzgarla birlikte yuvarlanan topak, kaktüs.
ayaklı solaryum reklamı. güzel iş.
yağdı yağmur çaktı şimşek;
içer miyiz birer milkşeyk?
- ismini vermek istemeyen şair -
içer miyiz birer milkşeyk?
- ismini vermek istemeyen şair -
nasıl, yılmaz özdil'e 'enter kullanma kotası' getirmek gerekiyorsa, bu kadına da 'sevişmek'sözcüğünü kullanma kotası' getirmek lazım. orantısız kullanıyor.