Mevcut seslendirmelerin manzumun harikalığını yansıtamadığı eserdir.

LGBT diye bilinen bütün seksüel zaafların hepsi, birer hastalıktır. Biz iman eden hiç kimse için cennete gidemez diyemesek de eğer bu kişilerden biri cennete gidecek olursa, kesinlikle sağlıklı cinsel duygulara sahip olacaklarını söyleyebiliriz. Çünki orada hastalığın hiçbir türü olmaz

Psikopatolojik ciddi vakalarla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Ezilmiş, itici ve son derece dar görüşlü anlayış yoksunlarının saçmalıklarıyla sözlüğü doldurmaları öfke değil de üzüntü veriyor. Geçenlerde otobüs yolcuğu yaparken denk geldiğim bir filmi izliyordum. "Karınca çocuk" Çocuğun sınıf albümünde ön sırada başı örtülü bir kız çocuğu vardı. Aryrıca bu sınıfın orta okul seviyesinde bir sınıf olduğunu söylemeliyim. Ciddi biçimde ırkçı ve islamofobik akımların kendilerini göstermeye başladığı günümüz ABD sinde bu resmin kullanılması amaçsız bir tesadüf müdür? HollyWood un, Amerikan propagandasının en güçlü sağlayıcısı olduğu herkesin kabulüdür. Öyleyse bu tarz kenar köşeye serpiştirilen detayların toplum bilincini oluşturmak, kutuplaşmaların önüne geçmek için kullanıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sizler üniversite okuyan yada bitirmiş kişilersiniz. Nasıl olurda sokak kafsıyla düşünür, kahve ağzıyla konuşursunuz. Hiç mi sosyolojik bir perspektifiniz yok? En az Amerika kadar çeşitlilik içeren bir ülkeyiz. Bu zenginliği nasıl yok ederiz diye değil de bir kez olsun, nasıl değerlendiririz diye düşünmeyecek misiniz?!! Umarım geç kalmazsınız.

Hocanın iyi niyetini ve alanında yetkinliğini söyleyip methedenler bile sınavlarının zorluğundan dem vuruyorlar. Kesinlikle katılmayacağım hatta bu entry i girmemin sebebi olan şey budur. Sınavların ikiside test olup, bir fazladan tercihli soruyla kolay denilecek bir soru düzeyi tarafımca görülmüştür. Öyle ortalama üstü olmadığımı da hesaba katınca sınavlarından geçememek için kitap fobiniz olmalı diyebilirim.

Bu tarz açık tahrik unsurlarıyla yol bulmaya çalışanlara, sözlüğün tedbir alması gerekiyor diye düşünüyorum.

Tecavüz vakalarında hep suçlunun cezalandırılması mevzuuna takıldığımızdan -kaldı ki onu da ne kadar yapıyoruz şaibelidir- kurbanın ihtiyaçlarını farkedemiyoruz. Yaşanan travmanın gereklerini yerine getirmek noktasında; onunla ilgilenecek bayan görevliler, belki başta aile ve çevresinden uzaklaştırmak, psikolojik destek gibi tedbirlere yoğunlaşılması gerekiyor. Her ülke ve toplumda bulunan bu irini, milletimizin bünyesinden atmak için stratejiler geliştirmek yerine, alıp o irini yüzüne gözüne sürüp bakın biz bu kadar pis bir milletiz herzeleri savurmak çözüm arayışı değil suçluya yol göstermektir.

Gerçekten üzüldüğüm, her aklıma geldikçe esefle of dedirten bir mevzudur. Bazıları gerçekten itici görünüyorsa da bazıları insana, masum bir kız çocuğu olarak dağa kaçırıldığı yada kandırılarak götürüldüğü zamanlarını düşündürtüyor. Yanlış anlaşılmasın, elbette ki elinde silahla görüldüklerinde öldürülmelidirler. Böyle bir şeyle karşı karşıya kalsam, kesinlikle tetiğe basacağımı hayal edebiliyorum. Fakat bunu hınçla, derinden bir kin ve gadirle yapabileceğimi sanmıyorum. Zaten haklı olan savaşçı kinle değil, aklıyla ve vicdanıyla çarpışır. Öldürdüğünde de ne şehvetli bir zevk, ne de vicdan azabı hisseder. Sadece, içinden kısık bir sesle keşke onların arasında olmasaydı der.

Aslında erkek hep koruyan, sahiplenen, ihtiyaç duyulan olmak ister. Kollarının arasında onu sarmak sarmalamak ister. Hatta başka herkesten kıskanıp, kendi bedeninde onu saklamak ister. Benzer hislerin etkisiyle kadınını kendisinden daha ufak tefek görmek ister. Bu görüntü ona bilinçaltından, onu koruyabileceği, sahiplenebileceği, ona büyük hatta yüce görünebileceği hislerini gönderir. Bu sebeplerle o boylarda ki kızlar ülkemiz erkeklerinin ortalaması düşünülünce genel olarak tatlı ve ilgi çekici olarak görüneceklerdir. Belki seksapel açısından kimileri bunu eksi bir yön olarak değerlendirebilirler. Lakin duyguları aşındırılmamış bir erkek için, yukarda saydığım güdüler, cinsel uyarıcılarıda kendi etraflarında şekillendireceklerdir.

Bir tanesi senin olduktan sonra söyleyeceğin sözdür.

sanırım gerilmeyi yaşayanlar, kendi kafasında... Olsa olsa ortamda hafif tebessümle geçecek hoş bir, benim kadınım var duygusu yaşatır.

Gerçekten tam bir hukuk insanıdır. Konuşma şekli, hissiyatı, düşünce yapısıyla ne yandan bakarsam bakayım hukukçuluk hocamıza en yakışan şeydir diyebilirim. Adalet duygusu da tabii olarak her meselesine siner. Öğrencisine birşeyler vermek ister, bununla beraber adil ölçüde almak da ister. Dersinde özverisini herkes farkedebilir, o nisbette talebeden de özveri ister ve bunun gereğini yapar.