bugün

entry'ler (240)

kuran ı kerim

mü'minlerin inandığı tek kaynak.

"işte kitap; onda asla şüphe yoktur. o, günahtan sakınanlar için bir rehberdir." bakara-2

"haberiniz olsun ki bu kur´an, insanları en doğru yola hidayet eder ve salih salih ameller yapan mü´minlere tebşir eyler ki kendilerine büyük bir ecir vardır" isra/9

"kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık, yok mu öğüt alan” (54/17)

"elif lâm râ. bu kur’an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık kılınmış), sonra da allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. (de ki:) “şüphesiz ben size o’nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” "hûd suresi-1,2

"(ey muhammed!) her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik." nahl-89

"... de ki: “o, inananlar için bir hidayet ve şifâdır..." fussilet-44

müşrik

Kafir.

"hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden allah’a mahsustur. böyle iken inkâr edenler (kafirler) başka şeyleri rablerine denk tutuyorlar." en'am-1

kafir

Müşrik.

"hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden allah’a mahsustur. böyle iken inkâr edenler (kafirler) başka şeyleri rablerine denk tutuyorlar." en'am-1

hadis inkarcılığı

Şüphesiz ki bu Kur’ân, en doğru olana iletir ve salih amel işleyen müminleri, onlara büyük bir ecir olduğu (gerçeğiyle) müjdeler. (17/isrâ, 9)

Bu ayetten de anlaşıldığı üzere mü'minlerin rehberi Kur'an'dır. En doğru olana ileten Kur'an olduğuna göre hadislere ihtiyaç yoktur.

tanrı

"bir şeye yeterli delile dayanarak inanma, doğru inanma; bu inanma ile ile elde edilen inanca doğru inanç denir. bilmenin gerekli ve yeterli şartı; bilindiği iddia edilen yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır ki bu hakka o yargıya yeterli delile dayanarak inanıldığında ulaşılır. yani; bir yargının doğruluğuna yeterli delile dayanarak inanmak, o yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. dolayısıyla; bilme, doğru inanma; bilgi, doğru inançtır.

bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
doğru inanç vardır. "doğru inanç yoktur." önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. bilen, doğru inanan vardır. bilen her şeyi bilir: bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.

doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: bilen, var edendir. var edenin var etmediği şey yoktur. her şeyi o var eder.

1.) bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
2.) bilen vardır. bilginin varlığı öznesine işaret eder.
3.) bilen tektir. bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. mekanı kuşatan tektir.
4.) bilen, var edendir. bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
5.) bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. çünkü mekanın ötesinde sadece o vardır.
6.) bilen, var eden, kuşatan, sonsuz büyüklükte ve tek olan tanrıdır. " şeklindeki ispattan da anlaşılacağı üzere bilen, var eden, kuşatan, sonsuz büyüklükte ve tek olandır.

resul

Kendisine kutsal kitap verilsin, verilmesin elçi, peygamber olan kimse.
kanıtı:
"hani, allah peygamberlerden (nebilerden) , “andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber (resul) geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. onlar, “kabul ettik” demişlerdi. allah da, “öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti."
âl-i imran suresi 81. ayet

nebi

Kendisine kutsal kitap verilmiş elçi, peygamber.
kanıtı:
"hani, allah peygamberlerden (nebilerden) , “andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber (resul) geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. onlar, “kabul ettik” demişlerdi. allah da, “öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti."
âl-i imran suresi 81. ayet

cehennem

kafirlerin (inkarcıların) son durağı.
"eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o hâlde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. o ateş kâfirler için hazırlanmıştır." (bakara-24)

cennet

kafirlerin (inkarcıların) haricinde kalanların son durağı.
"cehennem ehli cennet ehline: “suyunuzdan veya allah’ın size ihsân ettiği diğer nimetlerden biraz da bizim üzerimize akıtın” diye seslenirler. onlar da: “allah bunları kâfirlere haram kılmıştır” derler." araf-50

teselsül

Sebep-sonuç ilişkisinin geriye doğru sonsuza dek gitmesi iddiası.
şu anda olan herhangi bir olayın nedeni sonsuza kadar götürülemez çünkü böyle bir neden sonsuzdan şimdiye asla gelemezdi ve şimdiki olay da asla var olamazdı. bu yüzden, bir ilk nedene ihtiyaç duyulur.

nur suresi ayet 35

"Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir." (Nur-35)

kıyamet suresi

20. ayetinden 25. ayetine olan kısmı

﴾20﴿ hayır (ey insanlar)! doğrusu siz çabucak gelip geçeni seviyorsunuz,
﴾21﴿ âhireti ise bir yana bırakıyorsunuz.
﴾22-23﴿ oysa o gün bir kısım yüzler rablerine bakarak mutlulukla parıldayacak;
﴾24-25﴿ bir kısım yüzler ise o gün insanın belini kıracak bir felâketi sezerek sararıp solacaktır.

şeklinde olan suredir.

yardımsever ve iyi bir ateist cennete girebilir mi

Giremez. Bunu bilmek için Allah olmak gerekmiyor. Zira Cehennem ateşinin inkarcılar için olduğu ayet ile sabittir.
(bkz: bakara suresi ayet 24)

kafirun suresi

türkçe meali
" (rahmân ve rahîm olan allah’ın adıyla.)
1- de ki: ey kâfirler.
2- ben sizin taptıklarınıza tapmam.
3- siz de benim ibadet ettiğime ibadet edecek değilsiniz.
4- ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
5- siz de benim ibadet ettiğime, ibadet edecek değilsiniz.
6- sizin dininiz size, benim dinim bana. " şeklinde olan sure.
bu sureden; kafirliğin, allah'ı ve resulünü inkar etmekten ibaret olmadığı, aynı zamanda allah'tan başkasına tapmak, kulluk etmek anlamına da geldiği anlaşılıyor. yani; aslında inkarcılar allah'ın varlığını ve birliğini inkar ederken allah'tan başkasına bilerek ya da bilmeyerek kulluk etmekteler.

bakara suresi ayet 24

"eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o hâlde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. o ateş kâfirler için hazırlanmıştır." bakara-24
cehennem ateşinin inkarcılar (kafirler) için olduğuna delil olan ayet. dolayısıyla; mü'minlere cehennem ateşi azabı yoktur. ama mü'min olmak öyle sadece "inandım, iman ettim" demekle olmuyor: "bedevîler «inandık» dediler. de ki: siz iman etmediniz ama «islâm olduk.» deyin. henüz iman kalplerinize yerleşmedi. eğer allah´a ve resulüne itaat ederseniz, allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. çünkü allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir." hucurat-14
"gerçek müminler ancak allah´a ve resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. işte doğrular ancak onlardır." hucurat-15

mesnevi

şirk denemeleri ve iftiralar içeren çöp.

örnek:

"mesnevi, alemlerin rabbi'nden inmedir."

örnek:

bu, ne yıldız bilgisidir, ne remil, ne de rüya. tanrı, doğrusunu daha iyi bilir ya, tanrı vahyidir! sofiler bunu halktan gizlemek için gönül vahyi demişlerdir.

örnek:

yavrum, veliler de tanrı çocuklarıdır. onlar ortada olsun, olmasın. tanrı mallarını canlarını korur, onların ahvalinden haberdardır. sakın noksanlıklarını bulup aleyhlerinde gıybet etme. onlar için kin güden onların öcünü alan tanrıdır. tanrı dedi ki: bu veliler benim çocuklarımdır. [mesnevi, cilt 3, beyit: 79-81, sayfa 7, milli eğitim basımevi 1995]

örnek:

mustafa'yı ayrılık derdi kapladı, daraldı mı kendisini dağdan atmaya kalkardı. cebrail, ‘’sakın yapma. kün emrinde sana nice devletler takdir edilmiştir’’ deyince yatışır ve kendini atmaktan vazgeçerdi. sonra yine ayrılık derdi gelip çattı mı yine gamdan, dertten bunaldı mı kendisini dağdan aşağı atmak isterdi. bu sefer cebrail görünür, ‘’ey eşi olmayan padişah, yapma bunu’’ derdi. [mesnevi, cilt 5, beyit: 3535-3539, sayfa 288, milli eğitim basımevi, istanbul 1995]

tanrının varlığının ve tekliğinin epistemik ispatı

"Bir şeye yeterli delile dayanarak inanma, doğru inanma; bu inanma ile ile elde edilen inanca doğru inanç denir. Bilmenin gerekli ve yeterli şartı; bilindiği iddia edilen yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır ki bu hakka o yargıya yeterli delile dayanarak inanıldığında ulaşılır. Yani; bir yargının doğruluğuna yeterli delile dayanarak inanmak, o yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. Dolayısıyla; bilme, doğru inanma; bilgi, doğru inançtır.

Bilgi vardır. "Bilgi yoktur." Önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. Bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
Doğru inanç vardır. "Doğru inanç yoktur." Önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. Doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. Doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. Bilen, doğru inanan vardır. Bilen her şeyi bilir: Bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. Her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. Olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. Ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. Mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.

Doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. Dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. Ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: Bilen, var edendir. Var edenin var etmediği şey yoktur. Her şeyi O var eder.

1.) Bilgi vardır. "Bilgi yoktur." Önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
2.) Bilen vardır. Bilginin varlığı öznesine işaret eder.
3.) Bilen tektir. Bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. Zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. Mekanı kuşatan tektir.
4.) Bilen, var edendir. Bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. Ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
5.) Bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. Çünkü mekanın ötesinde sadece O vardır.
6.) Bilen, var eden, tek ve sonsuz büyüklükte olan tanrıdır." Şeklindeki ispattır.

teist olma nedenleri

"bir şeye yeterli delile dayanarak inanma, doğru inanma; bu inanma ile ile elde edilen inanca doğru inanç denir. bilmenin gerekli ve yeterli şartı; bilindiği iddia edilen yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır ki bu hakka o yargıya yeterli delile dayanarak inanıldığında ulaşılır. yani; bir yargının doğruluğuna yeterli delile dayanarak inanmak, o yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. dolayısıyla; bilme, doğru inanma; bilgi, doğru inançtır.

bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
doğru inanç vardır. "doğru inanç yoktur." önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. bilen, doğru inanan vardır. bilen her şeyi bilir: bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.

doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: bilen, var edendir. var edenin var etmediği şey yoktur. her şeyi o var eder.

1.) bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
2.) bilen vardır. bilginin varlığı öznesine işaret eder.
3.) bilen tektir. bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. mekanı kuşatan tektir.
4.) bilen, var edendir. bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
5.) bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. çünkü mekanın ötesinde sadece o vardır.
6.) bilen, var eden, sonsuz büyüklükte ve tek olan tanrı tarifi kur'an'da bahsedilen tanrı tarifi ile birebir örtüşmektedir." şeklindeki nedenlerdir.

islamda dinden çıkmanın cezasının ölüm olması

islamın kaynağı olan kur'an'da olmayan ceza.

bakara suresi ayet 115

"doğu da, batı da allah’ındır. nereye dönerseniz allah’ın yüzü işte oradadır. şüphesiz allah, (çevreleyendir) lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."