bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı9
- anneler günü16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği9
- zall beceremiyorsan bırak git12
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu11
- ali koç9
- yorgun mermi10
- doğum gününde hatırlanmamak8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- sözlükte artık kızlar teklif edecek11
- kızların mesajlara geç cevap vermesi12
- şizofreni11
- düşün ki o bunu okuyor9
- anın görüntüsü18
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi8
- bir erkeği cezbeden şeyler11
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması21
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi13
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü9
entry'ler (263)
gökyüzünün müthiş sesler ve ışıklar çıkarttığı bir geceye şahit olmaktadır.
kadınları aşağılamanın gün geçtikçe farklı versiyonlarının bulunmasından biridir bu da. ya kadınlar ne kötü değil mi? neden ağzınıza sıçmıyorlar anlamış değilim. ay, yoksa o işi "zaten" yaptıkları için mi bu kadar kudurma?
kadın yazarlar diledikleri gibi yazabilirler. sevgililerinizi okumaya bayılıyorum kızlar. dahası hassas duygularınız çok çok şeker.
katılmadığım zırvadır.
kadın yazarlar diledikleri gibi yazabilirler. sevgililerinizi okumaya bayılıyorum kızlar. dahası hassas duygularınız çok çok şeker.
katılmadığım zırvadır.
hesap ödeyen erkekle nasıl yapabiliyor anlaşılmayan kızdır. o hesapta ne yediysen ve ne içtiysen ödeyeceksin. hayır yani o kim ki senin hesabını ödesin? sen nasıl bir şeysin ki elin adamının senin hesabını ödemesini bekliyorsun? ilişkilerin seviyesi artık şunları açık açık söyleyecek kadar düştü ya çok yazık. kimse kimsenin hesabıyla uğraşıp kıvranmak zorunda değil arkadaşım ya. paran yoksa, aranızda bunlar sıkıntı olmayacak kadar tanıdıysanız birbirinizi belki ufak şeylere tamam denebilir ama sen kalk elin adamıyla en şık, en sofistike, en pahalı, en gösterişli mekanlara gireyim diye kıçını yırt sonra vah benim param yok o ödesin işte amaan de. iğrenç bir şey ya.
bugüne kadar hiç ciddiye alınmamış insan beyanı. kadınları ciddiye almak ve bir de fikrini sormak değil mi? ne büyük aptallık tüm evren için. kadın istedikten sonra fikrini söylemeden istediğini istediği zaman yaptırır. bunu anlamamış minicik beyinlerin kaprisleri her gün artıyor, üzücü.
çok sıkıldım şimdi ben. şimdi, şimdi, tam şu anda, şu zaman diliminde, anın içinde, şimdi, şimdi, şimdi. hemingway boşuna takılmamıştır herhalde "şimdi"ye.
karşısındaki insana olan saygısını gösteren kızdır. görüyorsan cevap vereceksin arkadaş, afra tafra yok.
gerile gerile ağzının ortasına tel tokayı sokturacak olan kızdır. yemin ediyorum ibretlik hallere sokasım geliyor sizi. ayrıca insanı ağlama krizine sokturabilecek kapasitedir bu kızlar.
bir tanedir, her zaman en özel olarak kalacak.
edit: galiba senin yatamadığından fazlaymış yazar kardeş, kusuruma bakma. eheh.
edit: galiba senin yatamadığından fazlaymış yazar kardeş, kusuruma bakma. eheh.
leblebi tozu.
kalbimden ellerine verdim, kalbimi kalbine sürdüm. gözlerinle görüp ellerinle dokundun. çırpınışlarını da hissettin sen. sen, ah sen! nasıl seviyorum seni, nasıl nasıl nasıl? okuduğum kitapları armağan ediyorum sana, tek tek her harfiyle. kalbimi armağan etmemiştim ama çaldın onu istemsizce. şimdi sana yazılmış şiirlerimi vereceğim, kalbimden söküp kalbine.
pişmanlık nedir bilmiyorsun, bana bu duyguyu hiç yaşatmamandan anlıyorum bunu. üzmek nedir, kırmak, incitmek? yok işte. kalbin tertemiz, ellerin ve yüzün gibi. seviyorum sana bakmayı. seviyorum, seviyorum, seviyorum ve daha birçok şey gibi.
düşüncelerin var, kitap gibi. düşüncelerini dinlemekse o kitabı okumak gibi. ama asla yapmacık değil. hepsi içinden, hissettirdiğin hissettiklerin. kalbini seviyorum. çok çok seviyorum tıpkı aklın, vicdanın gibi.
pişmanlık nedir bilmiyorsun, bana bu duyguyu hiç yaşatmamandan anlıyorum bunu. üzmek nedir, kırmak, incitmek? yok işte. kalbin tertemiz, ellerin ve yüzün gibi. seviyorum sana bakmayı. seviyorum, seviyorum, seviyorum ve daha birçok şey gibi.
düşüncelerin var, kitap gibi. düşüncelerini dinlemekse o kitabı okumak gibi. ama asla yapmacık değil. hepsi içinden, hissettirdiğin hissettiklerin. kalbini seviyorum. çok çok seviyorum tıpkı aklın, vicdanın gibi.
yazarı xavier de maistre olan, türkçe'de ışık ergüden'in çevirmenliğiyle okuyabileceğimiz güzel kitap.
otuz altı adımdan ibaret olan bir odadaki esareti özgürlüğe dönüştürmeyi başararak edebiyat tarihine geçmiş yazar.
"gerçekten de, herkesten gizlenerek çekilebileceği küçücük bir odası bile olamayacak kadar bahtsız, terk edilmiş olabilir mi insan? işte, yolculuğun bütün hazırlığı bundan ibaret."
otuz altı adımdan ibaret olan bir odadaki esareti özgürlüğe dönüştürmeyi başararak edebiyat tarihine geçmiş yazar.
"gerçekten de, herkesten gizlenerek çekilebileceği küçücük bir odası bile olamayacak kadar bahtsız, terk edilmiş olabilir mi insan? işte, yolculuğun bütün hazırlığı bundan ibaret."
"sana söylediler mi? bizi bulan askerler, savaşın bittiğini söyledi. saçımızı da onlar kesti. bitlenmeyi engellemek içinmiş. saçım çok yavaş uzuyor şimdi."
ölümle eşdeğerdir ve tecrübeyle söylenendir. saatler alır ve ertesi gün uyandığınızda koskocaman bir kabarıklık size el sallar aynadan.
yalnız kadınlar sokağı: kadınların evliliklerinde yaşadıkları tüm sorunlar ve gerçek sandığımız dostlukların sahteliği başarılı bir dille anlatılmıştı.
ateşböceği yolu: hayatımda okuduğum en mükemmel dostluk kitabıydı. "birbirini kardeşi gibi benimseyen iki insanın aşamayacağı hiçbir zorluk yoktur." gibi sahte bir konusu da yoktu üstelik. hayatın içinden gelen tüm acılarla harmanlanmış bir kitaptı. devam kitabı ise ateşböceğinin şarkısı'dır.
baba ve piç: sakıncalı bir kitap. tartışmaya birçok yönden açık. tavsiyem ise şudur, okumadan önce lütfen kimsenin fikrini sormadan önyargısız bir şekilde başlayınız. aynı şekilde ben de fikrimi belirtmeyeceğim.
iki yeşil susamuru: buket uzuner'i çok sevdiğimden olsa gerek sonuyla kafamı karıştırsa da kalpte hoş bir tat bıraktığını düşündüğüm kitaptır.
sineklerin tanrısı: tek kelimeyle harika bulduğum bir kitap. çocukların dünyasında bile insanların müthiş hırslarını, öfkelerini, caniliklerini tüm çıplaklığıyla sunabilen bir kitaptı. iyi ve kötü karakter ayrımını mükemmel bir şekilde vurgulamış ve geriye düşünecek çok şey bırakmıştır. alakasız olsa da çavdar tarlasında çocuklar gibiydi benim için. asla onun kadar masum değil elbette.
rüzgar gibi geçti: ana kadın karakterin bencilliği bütün insanların içindekileri yansıtıyordu. aşkın değerinin çok geç anlaşılması deyip susabilirim. kitabın kalınlığı sizi aldatmasın, tadına doyulmayacağından emin olabilirsiniz.
birçok mükemmel kitap var dünya üzerinde ve okuduklarımız tüm yazılanların yanında bir elin parmağını geçmeyecek kadar az gibi duruyor. ancak yazmak isteyip de yazamadığım onlarca kitap var. işte burada belki bir kişiye de olsa "nasıl bir şeymiş acaba?" diye düşündürme ihtimalini umduğum kitaplar.
ateşböceği yolu: hayatımda okuduğum en mükemmel dostluk kitabıydı. "birbirini kardeşi gibi benimseyen iki insanın aşamayacağı hiçbir zorluk yoktur." gibi sahte bir konusu da yoktu üstelik. hayatın içinden gelen tüm acılarla harmanlanmış bir kitaptı. devam kitabı ise ateşböceğinin şarkısı'dır.
baba ve piç: sakıncalı bir kitap. tartışmaya birçok yönden açık. tavsiyem ise şudur, okumadan önce lütfen kimsenin fikrini sormadan önyargısız bir şekilde başlayınız. aynı şekilde ben de fikrimi belirtmeyeceğim.
iki yeşil susamuru: buket uzuner'i çok sevdiğimden olsa gerek sonuyla kafamı karıştırsa da kalpte hoş bir tat bıraktığını düşündüğüm kitaptır.
sineklerin tanrısı: tek kelimeyle harika bulduğum bir kitap. çocukların dünyasında bile insanların müthiş hırslarını, öfkelerini, caniliklerini tüm çıplaklığıyla sunabilen bir kitaptı. iyi ve kötü karakter ayrımını mükemmel bir şekilde vurgulamış ve geriye düşünecek çok şey bırakmıştır. alakasız olsa da çavdar tarlasında çocuklar gibiydi benim için. asla onun kadar masum değil elbette.
rüzgar gibi geçti: ana kadın karakterin bencilliği bütün insanların içindekileri yansıtıyordu. aşkın değerinin çok geç anlaşılması deyip susabilirim. kitabın kalınlığı sizi aldatmasın, tadına doyulmayacağından emin olabilirsiniz.
birçok mükemmel kitap var dünya üzerinde ve okuduklarımız tüm yazılanların yanında bir elin parmağını geçmeyecek kadar az gibi duruyor. ancak yazmak isteyip de yazamadığım onlarca kitap var. işte burada belki bir kişiye de olsa "nasıl bir şeymiş acaba?" diye düşündürme ihtimalini umduğum kitaplar.
ay nasıl sıkılıyorum, bunalıyorum, şaşırıyorum insanlarla olmaktan bazen belli değil. ne garip yaratıklarız ya. hayır suçu karşımdakine de atamıyorum, bokum gibi düşünse de karşımızdaki "insan işte" deyip geçmek durumunda kalıyoruz çünkü. midesiziz, kanımız bozuk bizim. kimilerininki daha fena ama. çok mide bulandırıcıyız ya, zoruma gidiyor. allah aşkına öpüşün barışın birbirinizle de birbirimizden bir bok farkımız olmadığını görün. kadın erkek gibi, erkek kadın gibi çoğu zaman. şerefsizi şerefli, şereflisi de şerefsiz olabiliyor bazen. anneler baba, babalar anne olmak zorunda oluyorlar. tamam daha devam etmeyeceğim örneklere de anlaşıldı mı yani düşünce? neyin bokunu paylaşamıyoruz allahınız aşkınıza. açgözlü canileriz şuraya bak. sen türk kızına bok atınca n'oluyor allasen? pipiniz uzamıyorsa yapmayın bence.
doğru tespittir tabii çünkü diğer yarısını yetiştirmeye, eğitmeye, insan etmeye çalıştığı hödüklere çoktan kurban etmiştir.
yapılacak en saçma eylemdir. herkesin aklı kendine kadar. benimki de bana kadar. eheh.
şaka bir yana tavsiyeleri olan varsa erkeklere doğru kaydırması temennimizdir.
şaka bir yana tavsiyeleri olan varsa erkeklere doğru kaydırması temennimizdir.
amacım çiş yapmaktı, tam olarak bunun için kalkmıştım ama içim bir tuhaf oldu. yatamadım geri. başımın ağrısından öleceğim tüm gün belli ama içim çok huzursuz.
yerine göre davranmasını bilin, kimseyle çok laçka olmaya gerek yok. kendinize kim olursa olsun, şaka niyetli dahi olsa küfür veya argo sözler söylettirmeyin.
kadın olduğunuz için çok şanslı olduğunuzu asla unutmayın.
kadın olduğunuz için çok şanslı olduğunuzu asla unutmayın.
insanların güvenini bir torba kömürle kazanıp sonra o kömürleri hiç suçu olmadığı halde canlarıyla ödeyen ve sayılarını bile onlardan dolayı doğru bir şekilde öğrenemediğimiz kimseye hakkımı helal etmiyorum.
bizim ülkemizde ve bizim topraklarımızda bizi aşağılayan ve hor gören kimseye hakkımı helal etmiyorum.
vatandaşımızı tekmeleme hakkını kendinde gören morali çok bozuk olan o şerefsiz şahsa hakkımı helal etmiyorum.
bu vatandaşların oylarıyla tepemize çıkıp özellikle 2013-2014 yıllarında kafamıza sıçmaya deli bir cesaretle başlayan o insana hakkımı helal etmiyorum.
not: keşke ölseniz.
bizim ülkemizde ve bizim topraklarımızda bizi aşağılayan ve hor gören kimseye hakkımı helal etmiyorum.
vatandaşımızı tekmeleme hakkını kendinde gören morali çok bozuk olan o şerefsiz şahsa hakkımı helal etmiyorum.
bu vatandaşların oylarıyla tepemize çıkıp özellikle 2013-2014 yıllarında kafamıza sıçmaya deli bir cesaretle başlayan o insana hakkımı helal etmiyorum.
not: keşke ölseniz.