bugün

entry'ler (13)

ibrahim daskaya

Piyasadaki ender felsefecilerden biridir. Hele hele Sakarya'daki tek felsefe nosyonuna sahip akademisyen denilebilir. Hocanın sevilmemesinin sebebi, öğrenciyi zorlamasıdır. Diğer öğretim üyeleri gibi vereyim dersi çıkayım gideyim amacı yoktur. Öncelikle bol keseden atmaya karşıdır Hoca. Söylediğiniz ifadelerin, dile getirdiğiniz cümlelerin hesabını vereceksiniz der. Bu tüm insan soyu için geçerli bir istektir. Her insan aldığı nefesin, bastığı toprağın, ağzından çıkanın, midesine indirdiğinin hesabını vermek zorundadır. Bunu anlarsanız Hoca'nın derdini de anlarsınız.

Ayrıca din ile ilgili düşünceleri de anlaşılamamış. Yazık. Hem Din ile ilgili görüşleri de kendisini bağlar, bir kimseyi inancı üzerinden yargılayamazsınız. Düşüncelerini temellendirebiliyor mu, temellendiremiyor mu, buna bakarsınız. Gerisi fasarya, propaganda, zevzeklik vs.

sakarya ilim yayma cemiyeti necip fazıl yurdu

(bkz: sakarya ilim yayma cemiyeti) ilk kez içerisinde bulunduğum cemiyetin sakarya subesidir. ne yazık ki bana tavsiye edildiği gibi olmadığını deneyledim. bu şubedeki idareci geçinen bir kısım farklı amaçlar edinmiş kişilerin (siyasi menfaat ve rant eş dost edinme, çevre genişletme gibi), ailesinden uzakta, başını sokacak yer arayan, inancına ve ahlaki literatürüne uygun anadolu gençlerinin bu tür ihtiyaçlarını sömürdüğünü içim parçalanırcasına öğrendim. bu cemiyetin kuruluş amacına ters düşen maddiyat ile dini değerleri birbirine karıştıran kendini bilmez densizlerin para uğruna bu kuruluşun adını lekeleyen kişileri acilen temizlemekle birlikte para odaklı görüşünü insan kazanma odaklı vizyon ile değiştirmesi gerekmektedir.

Her şey kitabına uydurulmuş olabilir ama gelsinler öğrencilerin ağzından dinlesinler. Mesela bunları şahitler huzurunda gün ay saat vererek açıklasınlar: Öğrenci velilerin adak olarak bağışladığı bir kurbanlığı neden öğrencilere sunmadan personel gizli gizliye ziyafet çekmekte. Aynı yemek çıktığı halde ve bu yemek erkek öğrenci yurdunda yapıldığı halde yine bir yüksek öğrenim yurdu olan RABiA kız öğrencileri neden 2000 lira ödemekte. Erkek öğrenciler neden 3300 veriyor. Açıklasınlar bunu. Aynı yemeği yiyorlar, her şey aynı. Neden erkeklere her sene başında 350 lira zam yapılıyor. hem de yurt okulun dibinde olmasına rağmen.

Ayrıca yurdun hemen üstünden geçen Sakarya'nın tüm elektrik sevkiyatını sağlayan yüksek gerilim hattı neden tam bu yurdun 10 metre üstünden geçiyor? Kısır yaptığı yetmezmiş gibi erkek yurdunu koyuyorsunuz oraya bir de. Ya kanser ve türleri.

1. Elektromanyetik alanların, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri; sadece kanser vakalarıyla sınırlı değildir. Özellikle; insanların ruh sağlıkları üzerinde de olumsuz etkiler yapmaktadır (sinirlilik, uykusuzluk, vs.)

2. Kansere sebep olduğu konusunda, Akdeniz Üniversitesi Onkoloji Bölümü'ne ulaşarak, sorularınıza cevap alabilirsiniz. Benim çok yakın bir arakadaşım burada doktor ve kansere olan etkilerinin, bilimsel çalışmalarda var olduğunu biliyorum.

3. Yüksek Mahkeme'nin, baz istasyonları konusunda vermiş olduğu kararlarda da bahsedildiği gibi; kurulma mevzuata uygun da olsa, doğrudan bir zarar verdiği kanıtlanmasa da, insanların bundan tedirgin olması, davanın kabulü için yeterlidir.

Bakın arkadaşlar, veliler, bu bir skandal bunlara dikkat edin. Bakın Tübitak ve bakanlık araştırması:

http://www.sabah.com.tr/G...ilim_hatti_kanser_saciyor

bakın ne diyor:

"Enerji hattı çevresindeki yerleşim alanlarının risk altında olduğunu belirten Yomralıoğlu, " Hat çevresindeki yerleşim alanları risk altında. Dünyadaki bilimsel çalışmalarda, elektromanyetik radyasyon yayan yüksek gerilim hattlarının kansere yol açtığı ortaya çıkmıştı. Yaptığımız araştırma bunun en büyük kanıtı oldu" dedi.

Sonra personelinin yaşlı, emekli olanlarını sigortasız çalıştırmak gibi bir de iş güvenliği usulsüzlüğü yapıyorlar. Sigorta masraf bedelini elden de vermiyorlar üstelik.

Bir de allahtan kitaptan peygamberden bahsedersiniz. Bu yediğiniz kul haklarının nasıl hesabını vereceksiniz? istismarcılar, o okuduğunuz surelerdeki "maun" süresini iyice anlayın yalanlayıcılar, yevmilkıyameti'yi de iyi anlayın. Bu yerin üstü olduğu gibi bir de altı olacak.

chemical wedding

filmi çakma olmuştur biraz. alester crowley ile kuantum fiziğini birleştirip buluşma denemesi yapmak istemişlerdir. ruh göçü üzerinden yeniden bedenlenme denebilir buna. erotik sahneler fazlasıyla yoğundur ama masonluğa dair pek birşey yani sulandırılmamış birşey bulamazsınız.

üç maymun

2008 yapımlı bu filmde muhteşem bir sosyo kültürel eleştiri yapmıştır nuri bilge ceylan. yavuz bingöl gibi gıcık bir bünye bu yönetmenin elinde adam olmuştur. yoksulluk edebiyatı yapılmadan iki yüzlü insan ilişkileri anlatılmıştır bu filmde. ve son derece gerçekçi ve doğal bir anlatımı vardır. kapı gıcırtısı, gökgürültüsü, rüya gibi motifler burda da hakimdir.

iklimler

2006 yapımlı bu film nuri bilge ceylan sinemasının gene büyük şehirli filmlerinden biridir. bir yard doç öğretim görevlisinin huysuz aksi, ham, yoz bir adam olmasında mütevellit mahvettiği ilişkisi anlatılır. mavsimler üzerinden senkronize edilmiş ilişki kreşando yerine ağrı'daki terkedilen sevgiliyle buluşmada gerçekleşir. asla vıcık vıcık olmayan bir oldurulamayan aşk filmidir.

uzak

2002 yapımlı bu film nuri bilge ceylan sinemasının kasaba formatlı film setinden çıkışıdır. burada feridun koçlu bir büyük şehir vardır artık. fotoğraf işi ile uğraşan as oyuncusunun yanına bu sefer çanakkale'den köyden gelen saffet liman işçisi olarak karşımıza çıkar.

ve fare yakalama sahnesi. adamın kendi elleriyle mehvettiği bir ilişki ve boşandığı başkasına kaptırdığı sevgilisi. derken ertelenen hayatlar ve tükenen umutları anlatır bu film.

mayıs sıkıntısı

99 yapımlı bu filmde kasaba filmine benzer burukluk ve sıkıntılı bekleyiş hakimdir. çehov'un vanya dayı'sının bir benzeridir ki bunu kendi de belirtir zaten. film çekmeye gönül vermiş bir oğul ile babası aradsındaki ilişkiler anlatılırken gene saffet karakteri vardır. işsizlik ile biliriz burda da onu. babanın dersu uzala vari tabiatla hemhal olmasına sırt çeviren rasyonalist bir oğlun sinema yaşantısını izleriz burda. tonio krögeri hatırlatarak. fakat babanın o çok değer vediği meşe ağaçları kadastronun geçmesiyle elinden alınır. vs.

kasaba

97 yapımılı bu film bir kasabaya sıkışmış kalmış saffet karakteri üzerinden işlenir. meşe ağaçlarının altında yapılan dede, oğul, torun, nine muhabbeti çok mühimdir. burada mesela dede emin ceylan şu meşe ağacı ölmüş ama kuru olmasına rağmen diğerleriyle nasıl da birlikte rüzgarda sallanıyor bizler de öldüğümüzde işte bu şekilde hayata katılacağız derken tahsil görmüş oğul işte telepati denilen şey diye başlayacaktır konuşmaya. tüm bunların haricinde kar, elem, keder, rüya gibi nuri bilge ceylan sinemasının temalarını bulabilirsiniz. aynı zamanda kim ki duk'un dört mevsim filmindeki gibi kaplumbağaya yapılan eziyet ve etrafı açık araziden kapıdan geçmek gibi benzerlikler taşır. saffeti'in ağzından dökülen şu sözler çok mühimdir: belki işe yaramaz biriyim, cansıkıcıyım, hayatım gençliğim eriyip gidiyor, erkekliğim dökülüyor bu kasaba beni boğuyor. vs.

koza

95 yapımı bu kısa filminde nuri bilge ceylan sinemasının ipuçlarını bulabiliriz. doğa, rüzgar, çocukluk anıları.

voight kampff test

blade runner filminin en etkileyici sahnelerinden biridir. deckard'ın replikant mısın yoksa insan mısın sonucuna götürmek için yaptığı test. kaka yemek, aldatılmak gibi insani tepkilere ne türk tepkilerin verildiğini inceler ve göz bebeğinin titremesini küçülmesini yahut soluk atış hızını tespit etmeye çalışır.

ithaki

ismet özel'in mataramda tuzlu su şiiriyle enteresan benzerlikler gösteren şiirdir.

künh

çekirdek, nüve anlamlarını taşımakla birlikte batı düşüncesindeki karşılığı şudur.

(bkz: substanz)

yurtiçi kargo

şimdiye kadar en başarılı sonuç aldığım kargodur şahsen. öğrenci indirimi de vardır. mng gibi ne idiğü belirsiz ege sahillerini parselleyen şirket uzantısı değildir.