Birkaç aydır evden dışarı adımımı atmıyorum.
Markete gidip geliyorum arada.
Depresif hallere büründüm iyice,gerçi hep böyleydim.
Stres altındayım, kırgınım, kızgınım, bazı şeyleri fazlasıyla düşünerek kendimi tüketme çabasındayım.
panik ataklarım da beni tamamen etkisi altına almış bulunmakta.
Günlerdir birkaç saatlik uykuyla Ayakta durmaya çalışıyorum.
Kafayı Sıyırmak üzere gibiyim sanki. Hatta çoktan sıyırmış bile olabilirim.
Yani Gerçek anlamda çok afedersiniz ama bok gibi hissediyorum.
şu an gökyüzüne bakıyorum, yıldızlar var bol bol ve telefondan bir şiir açtım. şiir de teknenin ölümü melih cevdet anday okuyor. değişik bir huzur var içimde. tüm eksikliğine rağmen.
sanki tarlam varmışta kuşluk vakti bütün kargalar toplanıp tarlama zarar vermişlerde her yer enkaz olmuşta ben köşede dizlerimin üstüne çöküp boş boş bakıyormuşum gibi hissediyorum.
bildiğimi okuyorum bu da belamı buluyormuşum gibi hissettiriyor ama bir yandan da iyi hissediyorum. şu psikoloji denen şey gerçekten çok karışık. çarpık duygulara sahip olup iyi hissetmek ve bunun bilincinde olup kötü hissetmek. ne bu kaos?
Uzun zaman sonra sözlüğe girmeme neden olan bir acı. O kadar dönüp dolaşan hatıralar(acılar) var ki kafamın içinde durduramıyorum. Onca sene olmasına rağmen her zamanki gibi yine ortada dimdik kalan benim. Bazı şeyler hiç değişmiyor denilen türden şeyler.
işten eve yeni geldiğinde ailesinin sofradaki bütün yiyeceklerin silip süpürdüğünü görünce kafayı sıyırıp çıplak vatandaş olarak sokaklara çıkan şener şen gibi. Öylesine yetememezlik hali.