bugün

Bu kalp ağrısı kaç günde geçiyordu.
Biraz önce yurdum doktorlarının avrupadaki çomarlardan daha iyi olduğunu yazdım bu cidden de böyle.

Beni düşündüren kısım recepci zannedilirmiyim acep.
Dünün nasıl geçtiği ve yarının nasıl geçeceği.
4-5-1 yerine 3-4-3 oynatsa tudor daha mı iyi oynar acaba bizim takım diye düşünüyorum. sanki eldeki kadro 3-4-3 oynamaya daha müsait gibi bilemedim ki. aman neyse karabük maçını izlemek için yapacağımız 300km yol var. yol boyu tartışırız kankamla. maça kadar da nevizade'de içeriz. bi de şimdi aklıma geldi fenev maçına bilet bulsak ne güzel olur. bulamazsak evde rakı içeriz gayri
Ne ara uyandım, yola çıktım, günün ilk sigarasını içtim de geldim oturdum şu derse bilmiyorum. Sanki sabah uyandığım ilk anlar birkaç sene öncesine ait bir anı gibi. O kadar şaşkınım ki tarihi bile kontrol ettim.
nasıl olacak bu işler.
Hissettigim bir agirlik var bu depresyon mu yoksa anlik bi bunalim mi diye dusunuyorum..
Zamları yapanların anneciklerini
üzülüyorum belki çoğu ölüp gitmiş ama hala sektiriliyor.
Alttan aldığım dersteyim ve benim burda ne işim var deyip, ağlıyorum.
içine düştüğüm borç (bok) çukurundan en az hasarla nasıl çıkarım, çıkabilir miyim ve artık ihtiyaç haline gelmiş lüks tüketimin nasıl önüne geçerim?!

ailemi ; bu bitmek bilmeyen -az gelir&çok gider- dengesinden nasıl çekip çıkarabilirim?

allah yardım eder mi, yoksa ihmal ettiği nice kulu gibi bizi de görmezden gelir mi?!

kafamda deli sorular, maddi sorunlar..
Göz doktoruna gitsem mi gitmesem mi?
Bu lanet kafamın içinde o kadar düşünce var ki...
Yiyip bitiriyor beni.
okuduğum şu haberi.

görsel
Duşu sabah mı alsam şimdi mi alsam?
Uyusam mı yarın okula gitmesem mi napsam?

Okul yeni açıldı daha bismillah diyorum sonra.
(bkz: yeşil soğanın laneti)
çişim geldi, gitsem mi yoksa daha ne kadar tutabilirim diye düşünüyorum.
1.5 yıldır çalıştığım şirketten yarın ayrılıyorum. Her sunucusunda izim olan, her kodunu hatmettigim şirketten. ister istemez bir burukluk var daha iyi bir firmaya daha iyi şartlara geçiyor olsam da. Öyle saçma duygusallıklar yapmasam da garip bir hüzün var içimde.
Sevilmek istiyorum ama korkuyorum. Bu işin içinden nasıl çıkarım diye düşünürken sonra amannn seven de yok zaten diye sallayıp uyumaya karar verdim an itibariyle.
bir akşam vakti. sevdiğin insanın düşündüğün kadar sana değer vermemesi fikriyata sevk eder.

üzülmek ne yorucu bir şey.
ne düşünmüyorum ki...

onlarca şey gıdıklıyor aklımı olur olmadık anlarda. bu aralar yaşamın sırrını çözecek gibiyim sanki. şaka şaka..

çözüme kavuşan hiçbir şey yok şu uçsuz bucaksız kurak beynimde.

sahi ne düşünüyorum?

aman, boşver ile bir ömür geçirebilmeyi düşünüyorum mesela. güzel olmaz mı ama? umursamadan, aldırmadan.

daha önce hiç bulunmadığım şehirlerde başıboş yürümek, ne mükemmel.

anlaşıldığı üzere kafam hayli karışık, cümlelerim düşük.

bulunduğum yer gibiyim biraz, dört tarafım denizle çevrili ama içim çöl.
ne yesem ya?

dolapta ne var acaba?

bir açıp baksam mı?

amaan kim gidecek şimdi mutfağa kadar...

zaten dana gibi oldun nerene yiceksin.

ama aç uyuyamam ki.

ben bi kalkıp bakıyım.

Kafamdaki kısır döngüyü anlattım.
şu okul işleri ne zaman bitecek 3 universite yetmez mi?
insanlar mı tuhaf ben mi diye düşünüyorum.
bahçeli bir evim olursa ağaçlarını rengarenk bezlerle süsler, dilek ağacına çeviririm.