boşluk. var ya bir şarkı, kazım koyuncu'nun 'yalnızlığı anla' diye, sanki o şarkının eşliğinde lanet bir hayat yaşıyorum. hissettiklerim kadar kırıldım. elimde sıktığım bardak kırıldı nihayet. birgün diyorum, birgün; şu yere uzanacağım boylu boyunca. ve velhasılıkelam, kaybettiğim yerdeyim, özlediğim kadar çok.
emenike gibi hissediyorum hafız. üzerimdeki gömleği, kravatı çıkarıp "noluyo amk! sikerler yaaa" diyerek iş yerindeki tüm dürrüklere söverek gitmek istiyorum.
bir boşlukta gibiyim, bir şeyler yazmak istiyorum, şiir yazmak istiyorum bu beni rahatlatıyor. o kadar çok kelime geliyor ki aklım adeta yeni yeni sekmeler açıyor. sözcükleri seçip alamıyorum çıkaramıyorum.
goleh pamchal dinliyorum, her notada hüznü var eserin. 2 tane biram olsun istedim, hüzünlüyüm şarkıdan mı hüzünlüyüm yoksa hüzünlendiğim için mi bu şarkıyı dinliyorum, bilmiyorum.
bir çırpınış olmalıydı, hadi böyle kaybedilmez diyorum
kalksana diyorum kime diyorum
işgüzarlık mı ediyorum
bırak beni , git defol...
bir yalandan doğan katil
o katil ki içeride hapis
Ve eşsiz onun duvarları
Nefes almak güzel yinede,
öylemi dersin?
sabah öğle akşam bu açlığın her lokmasını iştahsız yersin
ne dersin, sönmeli mi akşam vakitleri?
gün doğumlarını görmemeli mi?
kaldın mı hevessiz,
nefessiz kalmak kurtarır mı?
sonrası ?
derin bir sessizlik...
kapı açılmadı, şarkıda söylenmedi
yüklenilen onca yük kaldıramadı başını, aldı da ucuza gitti
çocuklar yok yere ölmesin.
Çok karamsarım sözlük. Yapmak istediğim çok şey var ve şu sıralar hiç yapamıyorum. iş bulmak istiyorum, çoğu yerden red cevabı aldım(gün sıkıntısından dolayı,dersime uymayanlar oluyor), para biriktirmem lazım okuldan gereksiz kitaplar aldırıyorlar, gezmek istiyorum uygun zamanda uygun arkadaş bulamıyorum, sevgilimle takılmak istiyorum sevgilim uzakta vs vs...
Bu günleri de atlatayım birçok şey değişecek ama şu sıralar çok yoruluyorum.