Ulan! Ayıp mı ettik gibi bir duygu...
Bir kafenin ders çalışma bölümündeyim. Bilgisayarım açık ama Tiramisu tırtıklayıp, süt içiyordum. Geçen hafta bir eleman vardı, benim burada bulunduğum vakit boyunca yüksek sesle biriyle toplantı yaptı, ben de la havle diyip kulaklık takıp önüme bakmıştım. Az önce yine geldi bu eleman, tam bilgisayarını vs çıkarıyordu, ben de bir cesaret yine toplantı mı yapacaksınız dedim. Evet dedi. Çok mu yüksek sesle oldu, hatırlıyorum sizi geçen hafta buradaydınız vs gibi bir şeyler dedi. Duymuştum tüm toplantıyı ama önemli değil kulaklık takabilirim dedim. Yok ben şu kısıma gideyim diyip gitti, ulan çok utandım yaff. Napayim bir kahve mi alayım götüreyim.
aniden sallanıyormuşuz gibi hissediyorum yüreğim ağzıma geliyor. her gece yaşıyorum bunu. bir şey olmadığını fark edince de aklımdan atamıyorum her an deprem olacakmış gibi korkuyorum bazen.
edit: yukarıdaki abla bu sözlüğün en ilginç kişisi bu arada severek takip ediyoruz.
keyfim cok yerinde.
good reads de okudugum kitapları isaretliyorum.
en son 250 kitap isaretlemistim birkac seferde. bu aksam 100 kitap daha isaretledim.
tahmini olarak simdiye kadar okudugum kitap sayısının 1000 civarı oldugunu dusunuyorum.
ama aklıma oyle hemen gelmiyorlar. 30 senede okudugum kitaplar onlar benim:)
hicbir seyi kafama takmadıgım, makara-goygoy-samata yaptıgım, "light" gunler.
light sahi ne kadar guzel bir kelime.
agırlıgı altında ezilmedigin.
ruzgarda ucusan saclar gibi.
genel olarak kimse bana dokunmasın istiyorum.
hicbir erkegin eli elime, teni tenime degmesin.
genel olarak cinsellikten soguma var bende.
erkeklerden korkuyorum.
bi gun abilerimle oturuyorum.
dediler ki her yontemin her yerde sokmez, her isyerinin kendi kuralları, kendi talepleri vardır, ayak uydurmak zorundasın. kalktım gittim masadan.
cunku bazı konularda sınırlarım var ve o sınırlara girilmesini istemiyorum.
ortak noktada bulusursak ne ala, bulusamazsak size yeni calısan cok, bana yeni is cok.