hayatlarini giyim tarzlarina gore kurgulamis yurdum az gelismislerinin goz zevkini bozduklari iddia edilen, ote yandan yurdum az gelismislerine guzel gozukme cabasiyla dar giyinerek aslinda kendileri de ayni gruptan olan kizlardir. az gelismislerin, az gelismis yorumlarina tabi olmayi icine sindirebilmekte olan, sokakta gordugu her kadini goz zevkine hitap edecek bir nesne olarak algilayan az gelismislerin goz zevkini bozan kizlardir.
güzel kızlara erkekler gibi kızlarda bakıyorsa o bahsetiğiniz insanlar bizim içinde kirlilik yaratırlar.giy kardeşim kendine yakışanı hem şişman kızlarda güzel gyindiklerinde son derece hoş olabilirler ama zevk..
Özentiliktir , tikkyliktir , kendini bilmezliktir. Sokaklarda gezen zayıf kızlara bakarak iç geçiren tiplerdir. Onlar giyebiliyorlarsa bende giyerim derler , sonunda da görüntü kirliliği yaşanılması kaçınılmazdır.
Aslında onlar olabilecek en büyük bedeni almaktadırlar ama ancak bu kadar olmaktadır. Ne giyseler dar oluyor. Ne yapsınlar onlara göre kıyafet bile yok!
Oncelikle su belirtilmelidir ki, erkek kardesleri yoktur. Eger olsaydi, muhakkak boyle giyinmemeleri gerektigi konusunda gerekli uyariyi almis, ve bol kiyafetler giymis olurlardi.
Hukumetin konu ile ilgili almasi gereken tedbirlere gelince, sozu gecen sahislara boyle giyinmemeleri gerektigine dair programlar izletilmelidir, dersler verilmelidir. Ne yapip yapip, bu sekilde sokaga cikmalari engellenmelidir.
aslında onlar dar giyinmeyen lakin ne de olsa eski formuma kavuşacağım ümidiyle yanıp tutuştukları için yeni bedenine uygun alışveriş yapmayan kızlarımızdır.
modaya uyucam felsefesini taşıyan her insanda görüntü kirliliği oluşması kuvvetle muhtemeldir..bir kere herşey herkese yakışmaz (kısa boylu birine uzun bişey yakışmaması gibi..) bunu bilmek gerekir..sonra herkesin yaşam tarzına uygun bir giyim tarzı da mevcut olmalıdır.insan kendi tarzına uygun yakışanı bulup giyinse görüntü kirliliği ve ardından gelen sosyal dışlanma gibi bir durum olmaz. ayrıca kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlayamaz elbette ama ilk intiba kavramı işte bu noktada devreye giriyor malesef..
kendisine laf atanların iyi tabirle yarım dünya dedikleri kızdır.buradan bakacak olursak da küresel ısınmadan sonra küresel genişlemenin kötü sonuçlarını birebir yaşayıp elbisesine de yaşatan kızdır.*
''şişmanım ama gene de giyerim'' sologanıyla bu yola başkoymuş kişilerdir.bir de bunun acı tarafı vardır.şöyleki: kişi hiçbir zaman zayıflayamayacağını düşünerek dar giyinmek istemeyi, içinde bir ukte olarak bırakmıştır.dolayısıyla ''dar giyip, çeker giderim'' hesabı, kendini buna odaklamıştır.çevresindeki ve toplumdaki insanların ne diyeceklerini; üzerlerindeki elbisenin ne kadar nahoş duracağını, etrafa geyiksel bir malzeme vereceklerinin ve olumsuz tepki alacaklarının habersizliğinde, kendi kendine verdikleri gazla birlikte yaşamaya devam ederler.taki elbiseyi patlatana kadar.
"benim öyle takıntılarım yok, kendimle barışığım ben, bakın 100 kilo olmama rağmen şu daracık ceketi giyiyorum, evet dışardan bakılınca komik gözüküyorum, içten içe farkındayım ama çaktırmamam lazım, beni ben olduğum için sevsinler, hem ne varmış şişmansam, benim hakkım değilmi bunları giymek, yanlardan çıktı simitlerim, geometrik açıdan itici gözüküyorum ama istikrarı elden bırakamam. dün de daracık bir etekle gittim okula, bugün de eş değer bir şey giymezsem garip garip baktıkları için beni yıldırdıklarını sanarlar, kompleks yapıyorum zannederler. asla pabuç bırakmam. hem yüzüm güzel."
yeter mi? bence hayır. gidip ağlasınlar. kendilerini 36 beden sanmaktan vazgeçip, etrafındakileri kendilerinden iğrendirmesinler.
kendilerine güvenlerine hayran olduğum ama aynı zamanda göz zevkimi bozan insanlar topluluğudur.bu hatunların bir de bikini giymişleri vardır ki,o daha beter birşeydir.
parası olan ve modayı takip eden kızdır.
şöyle ki, mango zara gibi mağazalarda en büyük beden 44 sanırım.. 44 bedene zor da olsa sığmış bir kız, görüntüsünü önemsemez ve standart beden kıyafet satan mağazadan aldığı kıyafetin içine sığmış olmanın verdiği mutlulukla yaşar.