Denize girmiştim burada. Ben denize girerken çok sakindi. Burada boğulan insanlar nasıl beceriyor diye düşünüyordum. Meğer şile bana kıyak geçmiş o gün.
çocukluğumuzda kendimizi dalgadan dalagaya hunhanrca attığımız plajdır. dalganın kırıldığı yerde, dalgaya sahile baş vermiş şekilde yüzü koyun uzanıp dalgayla sahile kadar "sörf" yapmak en büyük keyfimizdi.
hafta itibariyle bazı yerlerinde denize girilmesi yasaklanmış istanbul ilçesi.
denizi çok dengesiz olduğundan tehlikelidir, güvensizdir. sığ yerlerinde ani çukurlara rastlanabilir. hava gayet formunda görünürken ani bir rüzgar çıkıp dalgaları kabartabilir. bu durum bölge insanı tarafından "kalleş deniz" olarak anılmasına vesile olmuştur.
istanbul anadolu yakası'nda, karadeniz kıyısında, merkeze uzak bir ilçe. istanbulun merkezi yerlerinden şile'ye geldiğinizde bulunduğunuz yerin istanbul'a bağlı olduğuna inanmak zordur. ayrıca şile'de köy yaşantısı gibi yaşanmaktadır, merkeze uzak olduğu için şile'nin köyleri vardır. aynı şekildeki avrupa yakasıdaki ilçe ise arnavutköy'dür (beşiktaş tarafındaki değil gaziosmanpaşa tarafındaki arnavutköy)
en yakın arkadaşım bünyesinde barındırdığı bir üniversitede okuduğu için ara ara yollarını arşınladığım güzel ilçemiz. şöyle söyliyim istanbul içi bir yere gitmek ne kadar sürüyorsa trafik vs. sağolsun şileye gitmek de o kadar sürüyor zaten, en azından bomboş yol. gerçi kışın tehlikeli malum virajlar. ama sık sık gidilmesi gereken bir yer insanın içini açıyor huzur dopingliyor be.
bir de galiba bütün olay kahvaltıda ama bilemedim.