şikayet

    7.
  1. pişmanlığın toksik utanca dönüşümünü engellemenin en delikanlı yolu ayna kullanmaktır. fakat en kötüsü, ayna gereksinimi dahi duyulmayan kimi durumlarda peyda olan o kıvrandırıcı can sıkıntısıdır ki sızılmadık tek bir alan kalmayana değin kendine siktir çekebilmekten geçiyormuş sarsılan egonun kompanse edilişi; test edildi - onaylandı. kendi modernimizde farkına vardığımız tüm yeni detaylar yüksek duyarlılıklı ilkelimizi yüceltebileceğimiz ayrıksı bir bakışım alanı yaratıyor. and since we know an end will come.

    *yok bu beni kesmedi*

    pişman olunanın, o ân'ın çoğulladığı bigâneliğin kışkırtıcı yanılsamasının etkisi çoğu kez uzun sürmez. bu da ruh sağaltımı gerektiren, ileride adı 'alışıldık' diye anılacak olan mütemadi öğrenim sürecinin bir parçası. üniversite sınavının bir sene evveline gitmeyi ilk kez gerçekten istediğinde, küs ayrıldığın, düşman kaldığın, ayrı gittiğin birini ilk kez düşünüp keşkelendirdiklerinin lejantında "aman ya sikerim nedir" fikrine yine ilk kez uğradığında, yanisi her pişmanlığı yine kendi kompleks mantığında kendi fikrinin doğruluğuna, güzelliğine, iyiliğine yorduğunda bir kez daha pişman olarak görünür toplamda üzülüyorsun. şimdi ben adına insan olma ağırlığı derim, sen "amına kodumun salağı" dersin. değişikmiş bak o da. 'tekhnem dolu müfsidle'. yine de zamanın zihne kodladığı 'zaten' stereotiplerinin geçen zamanla muarızların hiddetini dindirmesini bekleyip; başta olumsuz olan anlamın nötr'e evrilmesini, şehre belki bir film gelir umuduyla işte, kotaramamak. uzlaşılamıyordu. protokooperasyonu bilmiyorlardı, besbelli yürümüyordu, karaya oturmuştu, şimdi de suya ihtiyaç duyuyordu, yetinmiyordu, merdivenleri çıkıyordum, yanımızda farklı insanlar, farklı konumlarda farklı yerlerde farklı uzamlarda geçmişten sek-sek; bu bi şehri bir diğerine terk edip gitme anksiyetesinin baş vermesi. boğazlı kazağım yoruyordu. masaların arasında dolanan masa boyunda bir çocuk; cebimdeki tüm bozukluklar ikimilyondörtyüzbinlira ediyordu (10kuruşum daha olsa sakızı haketmiş oluyordum), doğal bir afetti, evet birazdan bira içecektim. döndüğümde gitmiştim.
    3 ...
  2. 1.
  3. bulunan durumdan, yaşanılan olaydan, muhattap olunan kişiden memnun olmadığını, rahatsız olunduğunu dile getirme.
    1 ...
  4. 10.
  5. Şikayetim var cümle yasaktan
    Dillerimi hakim bey bağlasan durmaz
    Gelsin jandarma polis karakoldan
    Fikrim firarda mapusa sığmaz eyvah
    Gün olur yerle yeksan olurum
    Gün olur şahım devri devranda,
    Kanun üstüne kanun yapsalar,
    Söz uçar yazı iki cihanda eyvah,
    Sussan olmuyor susmasan olmaz,
    Dil dursa hakim bey tende can durmaz,
    Yazsan olmuyor yazmasan olmaz,
    Kaleme tedbir koma tek durmaz.
    1 ...
  6. 17.
  7. futbolseverler tarafından da iyi bilinir. gol sonrası elini hakeme doğru ilk kaldıran %99 ofsaytı bozan kişidir.
    1 ...
  8. 14.
  9. "Cep telefonum şarjda dura dura ev telefonu gibi oldu."(ç-alıntı)
    1 ...
  10. 4.
  11. serdar ortaç gold remix albümünde ki 4 yeni şarkısından ilk sırada olanıdır.
    sözleri şöyle:

    aşk şikayet ederken herşeyden
    bense onu severdim
    en güzeline taparken dünya
    kahrını da cekerdim
    gün geceye kızardım erkenden battığında güneşe
    hangi gönül azardı korkumdan
    sus pus oldu yürekler

    senin olmayan yanım uyanmasın
    onu koklayan tenim utanmasın
    ya cesaretin bu deli kabusu
    onu bekleyen kader usanmasın

    üzgünüm bütün olanlar için
    kırdığım bütün o anlar için
    üstüme düşen bütün o hayallerimi
    unuturmuyum yaşamadan
    seni bir kalemde silsem
    ya da çok cabuk üzülsem
    hadi son sözümü bırakıp
    firar etsem gecelere

    senin olmayan yarım uyanmasın
    onu koklayan tenim utanmasın
    ya cesaretin bu deli kabusu
    onu bekleyen kader usanmasın

    kızdılar bana ne kadar uslusun
    eskiden beri bana tutuklusun
    üzgünüm dedim kime inandılar
    sorma biliyorum
    1 ...
  12. 3.
  13. ondan şikayet, bundan şikayet, ne iştah kaldı ne de afiyet. mfö doğru söylemiş. yurdum insanının en çok sevdiği şey. herşeyden şikayet etmek. nefes alıyoruz daha ne gerek var şikayete.
    1 ...
  14. 2.
  15. 11.
  16. saçmadır. şikayet sana verilen bir hakkın elinden alınması sonucu, ben bu bedeli ödedim, o da bu bedeli ödesin diye başvurulmuş bir yoldur. evet saçmadır, şikayete gerek yoktur, gideceksin döveceksin olay budur.

    yaşanmış bir örnek: arkadaş acil bir durum için taksi çağırmıştır. o sıra da da kimse de araba yoktur.

    kız arkadaş: taksi çağıralım hemen.
    ben: taksi mi çok saçma ya ben kucağımda götürürüm taksicilere bulaştırma beni.
    erkek arkadaş: hede doğru söylüyor gelmez hemen bak.
    başka kız arkadaş: bak 15 dakika oldu daha gelmedi.
    ben: taksicinin numarasını ver bir de telefonunu, bir de buranın adresini.
    kız arkadaş: al.

    taksici: efendim bilmem ne taksi.
    ben: hocam kolay gelsin kaç dakika oldu şu adrese henüz taksi gelmedi.
    taksici: o adrese taksi istenmedi ki.
    ben: yavrum ne diyor bu adam.
    kız arkadaş: yalan söylemeyin hemen gönderiyorum dediniz evet siz konuştunuz benimle.
    erkek arkadaş: geliyor gelmiyor mu taksi.
    ben: lan bana bak kaç yaşındasın bilmiyorum ama adresini ver pezevenk, sen gelme ben geliyorum oraya.
    taksici: ama abi. bir dakika.
    ben: bak telefonda sövdürtme bana, adresini ver, taksici arkadaşlarını da çağır camını çerçeveni indirmeye geliyorum.
    taksici: abi şimdi gelir taksi.

    neyse 25 dakika boyunca taksi gelmedi, taksici de dibimizdeymiş hemen, taksici verilen adrese gitti, sonra ben tek başıma taksi durağına gittim amacım camı indirmekti, sonucuna katlanırım ben ne olursa olsun. ama ettiklerini yanlarına da bırakmam. neyse gittim ayağımda harley davidson çizme var, taksi durağında bir kişi var ses tonuna baktım, konuştuğum arkadaş, 40 dakika evel telefonda konuşan ben ve benim arkadaşlarımdı dedim, masadaki sabit telefonu aldım yola fırlattım al orda konuş diye. sonra orada duran taksi şoförleri geldi mekan mı basıyor bu arkadaş diye. ben de evet bastım gel ne yapacaksınız dedim, sonra benim arkadaşlar beni takip etmişler falan filan. sonra taksiciler toplandı almış ellerine sopa, çıktım dışarı ulan adamsanız bana bir kere vurun dedim, sonra sessizlik, sonra tekrar girdim içeri, orada soğuk su içilen dolap vardı ismi ne unuttum, hani çeşmeli falan. oraya da ayağımdaki çizmeyle iki tekme savurdum. çıktım dışarı, bir sigara yaktım arkadaşlarımda yanımda, hocam hadi kolay gelsin hayırlı işler dedim çıktım.

    not: hayır amacım bela çıkartmak değil. acil bir şey için taksi çağırmak hepsi bu. ikincisi küfür eden bir insan değilim. üçüncüsü, konuşarak her şeyi halledebilirim, dördüncüsü yakınlarım için her şeyi yapabilirim. beşincisi, kimseden korkmam köpekten başka. bildiğin it lan evet. *
    1 ...
  17. 12.
© 2025 uludağ sözlük