bugün

tanım:şiir oluşturmaktır.
aşırı duygular yaşadığım anlarda yaptığım eylem. mesela ben 6+5=11 koşma yazarım. Ölçüsüz yazdıklarım ise duygu ağırlıklı olur.* ayrıca şöyle bir durum da vardır : (bkz: şiir yazdıktan sonra utanmak) (bkz: şiirlerini saklamak)

edit: bi ara şiir yazıyormuşuz yahu. benim açımdan nesre dönen eylemdir.
herkezin harcı değildir,duygu yüklü olmanız lazım bunun içinde dertli olmak gerek efkarını,duygularını kağıda dökmektir.ayrıca yazması kadar okumasıda zordur.
şiir yazmak diyorduk
şiir dedik doğrulduk

neye, kime ve neden yazacağını bileceksin önce
düşünmeyeceksin, bileceksin !

kelimeleri bulacaksın sonra
aramayacaksın, bulacaksın !

onları bir ipe dizeceksin
ipi boynuna asacaksın
bazen sus pus olacak
bazen avazınca bağıracaksın

çığlığın duyulmayacak
sustuğun bilinmeyecek
ama öyle bir yazacaksın ki
yazdığın silinmeyecek

şiir yazmak diyorduk
şiir derken yorulduk...
genelde "yetenek" olarak dile getirilir fakat az yetenek çok bilgi birikimi gerektirir. sadece yetenek değildir. sadece bilgi birikimi de değildir. ikisi bir olduğu vakit güzel bir şiir elde edilebilir. tabi konusu da etkileyici olmalı.
sabır gerektirir sabır hafif bir slow müzik açarsınız başlarsınız duygularınızı kaleme dökmeye kimi zaman çok takılırsınız kimi zaman duramassınız dökülür kendiliğinden ama insana şevk gelmesi lazım ve güzel eserler çıkarmak için aşık olmak gerekir en ızdırablı aşklar yaşasanız bile o aşk bittiğinde o aşkın en güzel meyveleri olarak kalır o şiirler...
divan şiiri yazmak isteyeceğiniz vakit çok büyük kafa patlatmanız gereken olay.
osmanlıca sözlük, aruz kalıpları ve bir vefasız sevgili işinizi görür.
Bukowski'den alıntı yaparak açıklanası olay: "Yazmak, hayatın çok az şey sunduğu zamanlarda yaşama decam etmemi sağlar."
(bkz: roman yazmak daha bir göt ister)
ince bir yetenektir.
güzel şeydir şiir yazmak. yazdıkça huzur verir, rahatlatır. kalem, kağıtla buluştukça üzerinizden yükler kalkmaya başlar, sizde bütünleşirsiniz iyicene kağıtla, aşkla, nefretle, cesaretle, hüzünle kısacası hayatla...
her satırda ölümü öldürmektir.
1- duygusal değilde piskolojiktir.
2- kişi şiiri hissetmelidir. yani çok mutlu yada çok kederli olmasına gerek yoktur.
3- ortam önemlidir. özellikle yeni gittiğiniz bir yerde şiir yazamazsınız.
4- beğenilme kaygısı taşımalıdır. yoksa şiir değil makale olur.
5- minimal şiirde olsa kafiyeli olmalıdır misal:

pes oynarken başladı ellerim yorulmaya
zamanım yoktu minimal şiir yazmaya
messi'yi gönderdim markete gazoz almaya
o da gitmiş arjantin'e balık tutmaya

arjantin'in sazanı meşhur diyorlar
gidince balık tutmayanı dövüyorlar
teveze burda hamsi diyorlar
marketlerde gazoz satmıyorlar.royal001

gibi.
ahenkli bir dilde kelimelere dökülen duygu yoğunluğu sonucu oluşan eylemdir.
nasıl yazıldığının tarifi yapılamaz.
sen şiir yazmazsın, şiir seni yazar.*
hayatımı adayamadığım tutkum, özlemim.
daha önce hiç deniz görmemiş bir çocuk babasından onu deniz kenarına götürmesini ister. beraber dağları, tepeleri aşıp birden denizi karşılarında gördüklerinde dururlar. babası çocuğun elinden tutar: 'çok güzel değil mi?' der. çocuk denizden gözlerini ayırmadan fısıldar titreyen sesiyle: 'baba,yardım et göreyim.'
işte bu çocuğa o anda sadece şiir okunabilir.
doğuştan gelen bir yetenektir. her baba yiğidin harcı değildir.
ergenlerin geceleri oturup balkonda sigara içerken yapmaya çalıştıkları eylemdir. doğuştan gelen bir yetenektir aslında ki çoğu yazar çocuk yaşta bu yeteneğini farkeder. bir yazar için dünyadan kendini soyutlayıp dünyasını kurmaktır..
yaşanmışlığın sende bıraktığı derin izler sonucu duygularının seni ele geçirmesidir.
kalemle mehtabın ışıklarını seviştirip, doğan çocuğu denize atmaktır.
çoğu ergen gibi benim de on üçlerimdeyken bir hevesle kendime defter alıp, akşamları gitar sesiyle ilham alarak(!) yaptığım olaydı. geçenlerde nasıl olduysa alakasız bir yerde buldum o defteri. atmadan önce de bir bakayım içine o kadar şevkle dolup taşıp neler yazıyordum öyle dedim, okumaz olaydım. ilk sayfadaki şiirin adı: "taşıtsız aşk durağı".

okudukça yemin ederim tiksindim kendimden, elimde olsa gidip kendimi çöp tenekesine tükürürdüm. lan o zamanlar aşık falan da değildin sen, allahın özentisi neyine senin şiir yazmak ?!

severdim şiir okumayı ama, o günden sonra soğudum tabii. kısacası siz siz olun, elinize eskiden tuttuğunuz defterler filan geçerse kesinlikle içine bakmadan imha edin onu.
dil konusunda zengin bir dağarcığa sahip olan bir kişinin yapabileceği eylemdir. ayrıca illa duygu patlaması yaşamak gerekmez diye düşünüyorum. * * *
içinde bir parça hüzün,ayrılık,veda taşıyan söz dizinleri.iyiyi ve mutlu olmayı içinde barındıramaz.
aşık olan her insanın yapabildiğidir.
bazen o kadar zordur ki, kelimeler uçuşur beyninde , yazmaya başlarsın yakalayamazsın. elin titrer, gözün dalar. yine de işte o an en çok ihtiyacın olan şeydir yazmak.