tanım:şiir oluşturmaktır.
aşırı duygular yaşadığım anlarda yaptığım eylem. mesela ben 6+5=11 koşma yazarım. Ölçüsüz yazdıklarım ise duygu ağırlıklı olur.* ayrıca şöyle bir durum da vardır : (bkz: şiir yazdıktan sonra utanmak) (bkz: şiirlerini saklamak)
edit: bi ara şiir yazıyormuşuz yahu. benim açımdan nesre dönen eylemdir.
herkezin harcı değildir,duygu yüklü olmanız lazım bunun içinde dertli olmak gerek efkarını,duygularını kağıda dökmektir.ayrıca yazması kadar okumasıda zordur.
genelde "yetenek" olarak dile getirilir fakat az yetenek çok bilgi birikimi gerektirir. sadece yetenek değildir. sadece bilgi birikimi de değildir. ikisi bir olduğu vakit güzel bir şiir elde edilebilir. tabi konusu da etkileyici olmalı.
sabır gerektirir sabır hafif bir slow müzik açarsınız başlarsınız duygularınızı kaleme dökmeye kimi zaman çok takılırsınız kimi zaman duramassınız dökülür kendiliğinden ama insana şevk gelmesi lazım ve güzel eserler çıkarmak için aşık olmak gerekir en ızdırablı aşklar yaşasanız bile o aşk bittiğinde o aşkın en güzel meyveleri olarak kalır o şiirler...
1- duygusal değilde piskolojiktir.
2- kişi şiiri hissetmelidir. yani çok mutlu yada çok kederli olmasına gerek yoktur.
3- ortam önemlidir. özellikle yeni gittiğiniz bir yerde şiir yazamazsınız.
4- beğenilme kaygısı taşımalıdır. yoksa şiir değil makale olur.
5- minimal şiirde olsa kafiyeli olmalıdır misal:
pes oynarken başladı ellerim yorulmaya
zamanım yoktu minimal şiir yazmaya
messi'yi gönderdim markete gazoz almaya
o da gitmiş arjantin'e balık tutmaya
arjantin'in sazanı meşhur diyorlar
gidince balık tutmayanı dövüyorlar
teveze burda hamsi diyorlar
marketlerde gazoz satmıyorlar.royal001
daha önce hiç deniz görmemiş bir çocuk babasından onu deniz kenarına götürmesini ister. beraber dağları, tepeleri aşıp birden denizi karşılarında gördüklerinde dururlar. babası çocuğun elinden tutar: 'çok güzel değil mi?' der. çocuk denizden gözlerini ayırmadan fısıldar titreyen sesiyle: 'baba,yardım et göreyim.'
işte bu çocuğa o anda sadece şiir okunabilir.
ergenlerin geceleri oturup balkonda sigara içerken yapmaya çalıştıkları eylemdir. doğuştan gelen bir yetenektir aslında ki çoğu yazar çocuk yaşta bu yeteneğini farkeder. bir yazar için dünyadan kendini soyutlayıp dünyasını kurmaktır..
çoğu ergen gibi benim de on üçlerimdeyken bir hevesle kendime defter alıp, akşamları gitar sesiyle ilham alarak(!) yaptığım olaydı. geçenlerde nasıl olduysa alakasız bir yerde buldum o defteri. atmadan önce de bir bakayım içine o kadar şevkle dolup taşıp neler yazıyordum öyle dedim, okumaz olaydım. ilk sayfadaki şiirin adı: "taşıtsız aşk durağı".
okudukça yemin ederim tiksindim kendimden, elimde olsa gidip kendimi çöp tenekesine tükürürdüm. lan o zamanlar aşık falan da değildin sen, allahın özentisi neyine senin şiir yazmak ?!
severdim şiir okumayı ama, o günden sonra soğudum tabii. kısacası siz siz olun, elinize eskiden tuttuğunuz defterler filan geçerse kesinlikle içine bakmadan imha edin onu.
bazen o kadar zordur ki, kelimeler uçuşur beyninde , yazmaya başlarsın yakalayamazsın. elin titrer, gözün dalar. yine de işte o an en çok ihtiyacın olan şeydir yazmak.