şehri anlamayan, onu bağlayan çok şey olsa da. Sanki çekip gitse bu şehirden daha mutlu olacakmış hissine kapılan insandır.
Şehrin ruhu ile iletişim kuramayanlar, o şehri zindan ederler kendilerine.
Ama önce şehrin bir ruhu var mıdır sorusunu sormak gerekir belki.
Şehrin içindekilerin genel ruh hali şehrin ruhu desek.
Şehir planlamasıni da dahil etsek.
Söz konusu şehir bursa olsa iletişim kurcak ruh yoktur belkide.
elde kalan tek şey bursa için: tarih,
oda istanbul alınana kadar.
Belki bu şehri sevebilirdim, fatih istanbul u almasaymış.
yada ben eskişehir in son halini görmemiş olsaydım.
"...Bir yerde duymuştum, bir kasabanın olası tüm noktalarından fotoğraflar çeksek bile bu birbirlerini eksiksiz tamamlayan fotoğraflar hiçbir zaman içinde dolaştığınız kasabaya denk olmuyormuş. Evet, her şehrin göremediğimiz bir enerjisi, ruhu vardır ve görecelidir zamanımız. Bunu her şehir ile tanışmamda iliklerimde hissetmişliğim olmuştur. Ancak sonradan bu yeni yere yerleşmeye karar verilir ve orada yaşamaya başlanırsa bütün bu tılsımın etkisinin azaldığı görülür. Bunun sebebi şehrin ruhundan bir şey kaybetmesinden değildir. Siz, artık o tılsımın ve ruhun bir parçası olmuşsunuz demektir. Tabii bir de kafasını kaldıramayacak kadar günlük koşuşturmaca parkurunda yarışanlar var. onları bu parça-bütün ilişkisinden ayrı tutmak gerekir..."
(pendik sevdası ve elvedası, recep özcan, bursa 2011)