bugün

koltuğuma karışan arkadaki yaşlı ve huysuz yaratık...*
muavin kek ve kahve servisine başlarken girilen tripler.
işin tuhafı ister istemez ben de tribe giriyorum.

önce hep beraber ses açma merasimi başlar. boğazlardaki gıcık giderilir. sonuçta muavin 'siz?' diye sorduğunda en karizmatik ses tonuyla 'ben bir kahve, şekersiz' diyebilmelisiniz.

uykuda olanlara çok üzülüyorum asıl. zavallılar ne kek yiyebiliyorlar ne de meyve suyu falan içebiliyorlar. uyandıklarında mazlumca 'su alabilir miyim' deyip hatur hutur götürdüğümüz keklere bakakalıyorlar.
kek mi kraker mi?
su ister misiniz efendim
su ister misiniz efenm
su ister misinz efm
su ister msnzefem
su istrmsnzffmm
su istrmsnzfm
su istrmiss
su istrr
suyiss
suyii
suii
sui
su
s
koltuğu geriye yaslayamamaktır.
klişe mi? bilmiyorum ama bana sürekli denk geliyor.

genç bir hatun kişisi muavini çağırıyor daha sonra bir benzinliğe giriyoruz. ablam koşa koşa tuvalete gidiyor. ya çişi var ya da regl bilemiyorum ama bana çok denk geldi lan.

gerçi şikayetim yok bende iniyorum sigaramı içiyorum güzelce. muavin "abi sakın kaybolma bir yerlere" diyor filan.
bilmiyorum ama otobüs yolculuklarının havası her zaman başkadır. mola verilen yer her zaman ıssız sanki böyle terkedilmiş gibi olur. girersin bir kafeye veya restorana. içerisi sessizdir, tenhadır. insan sayısı azdır. tabii gece yolculuklarından kastım.

(bkz: bilmiyorum klişe oldu mu lan)
cep telefonlarınızı sessiz konuma getirerek.
yanındakinin devamlı bir muhabbet etme çabası içinde olması.
otobuste kemer soketi yokken soket isteyen kadın.
- önde oturan şahsın, arkada kim var diye bakmaya tenezzül bile etmeden koltuğu yatırması.
- ağlayan bebek sesi.
- "su ister misiniz?"
- "istanbul istikametinden antalya istikametine gitmekte olan sayın yolcularımız. mola süreniz dolmuştur. aracınızdaki yerinizi almanız önemle rica olunur."
-abla biraz koltuğu ileri şettirsen
+...
-abla
+....(biraz daha geriye çeker)
-(hay amınakodum al la ibne (koltuk tekmelenir)
+desen yaparız çocuğum
-muavin durdur lan arabayı.
kola değen muavin götü.
her daim 3 liralık şeyi 15 liraya iteleyen dinlenme tesisi esnafı. onların ben amk.
ağlayan çocuk uyutmazlar bunlar.
bindiğin anda miğde bulandırmaya başlayan otobüs kokusu.
otobüsün sol kısmında ve arkalardaysanız, muavin filmi başlattığında en öndeki ekrandan mı yoksa size yakın olan fakat otobüsün sağ tarafında kalan ekrandan mı izleyeceğiniz konusunda yaşanılan kararsızlık... neyse ki artık teknoloji ilerledi de artık çoğu firmada bulunan önünüzdeki koltuğun arkasına yerleştirilen mini ekranlarla yaşanılan bu ikircik de son buldu.
ya bozuk olup külliyen açılmayan ya da bi kere açıldığında ayarlanamayan, adamın çok afedersin götünü donduran klimalar.
-selamın aleyküm yiğen,
*merhaba amca.
-...
*...
-memleket nire?
kucaginizdaki dizustune pat diye iniveren on koltuk

kucaginiza yativeren sarisin abla.

yaninizdaki tek koltuga iki torunuyla oturuveren teyze nedeniyle cam kenarina yapismak.

kis mevsiminde kaloriferi son ayarda acan soferler nedeniyle otobusten inildiginde 35 dereceden -5 dereceye bir anda gecis
eşofman giyenleri görüp amk ben de mal gibi kotla geliyorum kafamı sikiim diye hayıflanmak.

evde teknolojinin amına koymuş ve hiç bir şeyi beğenmiyorken ordaki 5 tane filmin köpeği olmak.

2 saatte olsa uyumuşken yolda hiç uyumadım zaten uyuyamam ben demek.

soğuk bir gecede verilen molada otobüslere tutulan suya bakıp ürpermek.

10 saat yol çabucak bitmişken o son 1 saatin geçmemesi.
istanbul'a mezuniyet törenimize gidiyorduk ancak kişi sayımız belli olmadığı için hiç birimiz bilet almamıştık.
çünkü ankara'dan istanbul'a her saat başı otobüs bulmak mümkündür...

6 kişi gece 2 civarında aşti'ye gittik, biz bilet ararken bilet bizi bulmuştu...
kabaca bir adam yanımıza yanaştı ve;

-"gençler istanbul mu? istanbul 8 lira hemen kalkıyor dedi."

kör istedi bi göz allah verdi iki göz misali kabaca adamı takip etmeye başlamıştık.
adam aşti'den çıktı ve karşı yola (emek semt pazarı) doğru ilerledi. bizde mal gibi adamı takip ettik.
derken bi otobüs yanaşıverdi.

sivas huzur turizm...

en arka 4 koltuk ve hemen önündeki 2 koltuk boştu, bu koltukları bize tahsis ettiler...
deplasman maçına gider gibi arka koltuklara doluşmuştuk...

otobüs sivas'tan istanbul'a gidiyordu ve bizlerde şöför için yoldan avladığı ördekler olmuştuk. (sigara parası)
otobüs sivas'tan değilde sanki mekke'den geliyordu. sakal boyu min. 15 cm civarındaydı.
ancak geceye noktasını vuran valizlerimizi teslim ederken fiş istediğimiz muavinin;

-"abi ben sizi tanıyom merak etmeyin valizleriniz bana emanet" demesiydi...

lan tamam bizi tanıyon da valizlerle ne zaman tanıştın?
yolculuk boyunca ilahi çaldı, sabah uyanınca gül kolonyası ile lokum ikram ettiler...

allah kabul etsin...
verdiği parayla tüm personeli satın aldığını sanan insan.

not. bir ara personeldim.
gece yolculuğunda saat 3-4 gibi durulan mola tesisinde içilen çay sigaranın, ayrı bi lezzetinin olması.
koltuğu yatırıp adeta dizlerinizde uyuyan teyzeler amcalar. horlayan abiler. televizyon izlemediği halde kulaklıktan yayın yapan ablalar. her otobüste vardır.