Hayatımda bir kere yüzüme gülen şeydir. Üniversitem yarım dönem uzamasına rağmen müfredat değişti diye o dersleri muaf sayıp mezun saymışlardı. Sadece 2 kredi derse ihtiyacım vardı devam eden. O 2 krediyi de 1. Sınıfta zorunlu olmadan, hoşlandığım kız gidiyor diye seçtiğim davranış bilimleri dersine saydılar. O gün bugün şansın bazen olduğunu düşünüyorum.
Şans bana hic denk gelmedi. Bir kaç aydir ikinci el bir araba ariyorum. Boyasiz,degisensiz,30 bin lira civarinda bakiyorum. Bugün buldum. Inceledik araştırdık alalim dedik. Noterde işlemleri hallettik arabanin yanina geldim ki arabaya carpmislar. Sag çamurluk üstü içeri göçmüş. Arabam olduğu gün bugün ama sevinemedim.
Biliyorum bana asla gelmiyecek olan şey. Şans yiyecek bir ekmekse ben de afrikalı bir insanım.
Bundan iki hafta önce bir kıza kendisinden hoşlandığımı söyledim, kabul etti her neyse birkaç gün geçti kıza teklif ettiğim günden bir gün önce kızın doğum günüymüş şimdi sözlük ben ne edeyim? Aklımda şu soru var bu kıza bir doğum günü hediyesi almalı mıyım? Kızın doğum günü o gün olduğunu bileydim ya 1 hafta erken ya da 1 hafta sonra ederdim çok büyük kararsızlık içindeyim sizce ne yapmalıyım sözlük? yardım edeceğinize inanıyorum şimdiden teşekkür ederim.
bu aralar var olmadığına inanmakta zorlandığım şey. aslında güzel sayılabilecek şeylerin artık bana teğet geçmekten vazgeçmesinin vaktinin çoktan geldiğini gösteriyor bu sanırım. ne olduğunu bulamadığım birşey lazım bana. tüm saçma durumları ortadan kaldıracak olan şey, sanki tek bir hamle...
neyse şans yok işte. ya gerçekten yok. ya da var ve bende yok...
bugun yasadiklarimi anlatayim sen karar ver. eksi hesabimi sattim. para hesaptayken kredi karti borcu yuzunden otomatik karta gecmis. iddaa oynayacaktim mecbur canliya girdim. 50 lirayla girdim. 3 kuponla bin lira oldu. disardaydim, eve geldim sansli oldugumu iliklerime kadar hissediyordum. ustumu degistirmeden o ani devam ettirmek icin sayisal sonucuna baktim, 5 bilmisim.
simdi o sansli olma hissini yasayan bilir, kumarbazlar bilir. o anda baska ne istesem olurdu bundan eminim. ama bir yere kadar.
sans var, sadece baglantisini bilmiyoruz.
derken urperti geldi. bunu yazarken, bilir misiniz bilmem, kandil gecelerinde dualar kabul olur der hocalar. bi yerden aklimda kalmis urperti gelir dua ederken. daha 2 gun onceydi herhalde, simdi aklima geldi, o urpertiyi yasadim, allahim yardim et dedim. gercekten acil olarak lazim olan geldi
sans mi allahtan mi bilmiyorum ama aklimizin almadigi bazi seyler var.
her insana farklıca etki ettiğini fark ettiğim bir etken. aklıma bu konuda bir anım geldi. üniversitedeyken sınavlar 2-3 veya 4 gruplu olarak yapılırdı kopyayı engellemek için. her grupta farklı sorular sorulurdu, kimi grup kolay, kimi grup zor olurdu. Bir arkadaşım vardı nasıl oluyorsa hep kolay sorulu gruplar onu bulurdu. hiç şaşmazdı. bende de tam tersi. başka bir arkadaşın durumu da benimle aynıydı. o kıza da hep zor sorular gelirdi. o yüzden her sınav sonrası sana zor olan grup gelmiştir gene nasıl olsa diye sınavın soru cevaplarını tartışmak için bana gelirdi. bir gün hatta rekabete girelim dedi bakalım hangimize kolay grup ilk gelecek diye. en sonunda bir sınavdan sonra gülerek yanıma geldi; o kıza bu sefer kolay grup gelmişti. bana sordu hangi grup diye. dedim en zoru geldi yine. sende harbiden hiç şans yok ya dedi. sürekli kolay grup gelen öteki arkadaş da benim durumuma geyik yapardı hep. hesaplasan zor grubu denk getiremezsin hep derdi. bu durumlar hala devam eder. ben de geyik yapıyorum artık şans gülmeyince.
bende bulunmaz. bulunanlara da ne yalan söyleyeyim çok gıcığım. normalde hiç kıskanç biri değilim ama kötü birinde bunun bulunduğunu gördüğüm an deli oluyorum.
bilim insanları şans faktörünü kanıtlamak adına, şanslı olduğunu düşünen 100 kişi ve şanslı olmadığını düşünen 100 kişi toplayarak bir deney yapmış.
deney gereği her birine aynı gazete verilmiş ve dikkatli bir şekilde okumaları istenmiş. 1 saat süreleri olduğu belirtilerek başka bir detay verilmemiş.
iç sayfalardan birine çok küçük bir alana şu yazı yazılmış.
-bu yazıyı okuyan kişi, süre sonunda yazıyı bulunduğunuz oda da şu kişiye gösterirse kendisine 100 $ ödenecektir-
Deney sonucunda şanslı olduğunu düşünen 100 kişiden 75 kişi yazıyı görmüş ve parasını almış.
Şanslı olmadığını düşünen 100 kişiden ise 20 kişi yazıyı görebilmiş.
sonuç;
olay bilim insanları tarafından Allah ın hikmeti veya evrenin hediyesi diye açıklanmamış. Bu sonuç, şanslı insanların daha dikkatli oldukları, önlerine çıkan fırsatları daha iyi gördükleri ve değerlendirdikleri şeklinde yorumlanmış.
şimdi size bir hikaye anlatayım. daha bir kaç gün öncesinin hikayesi. benim hikayem.
öncelikle şunu söylemem gerekiyor. hayatı boyunca şanslı olduğuna inanmış, her zor zamandan bir şekilde yırtmış biriyim. aslında beni tanıyan birine bunu söylerseniz gülüp geçer ama benim inandığım bu. başıma gerçekten az rastlanan kötü şeylerin gelmesi bana göre yine şansım.
bir arkadaşıma borcum var, bin lira. arkadaşım sıkıştırmıyor ama benim için büyük dert. bir an önce vermek istiyorum ama öyle ha diyince de bulunmuyor ki. tekel bayinde çalışıyorum geceleri. biraz para toplamak için. 2 aydır çalışmama rağmen gecelik 30 alıyorum ve 100 lira zor biriktirebildim. özetle pek umudum yok.
size komik gelebilir ama bu bin lira benim için o kadar büyük dert ki, sabah eve geldiğimde yorgunluktan ölürken bile aklıma geliyor uyurken ve uyanıyorum. gerçekten büyük dert, tabi bilene. o gecede uyandım. bu sefer bir arkadaşım hesabına para yatırdım dediği bir rüya sonrasında. çok gerçekciydi. uyku salaklığından mı bilmem gerçekten kontrol ettim. tabi bakiyem her zaman ki gibi 100 lira.
geçen haftasonu her hafta başı ve sonunda yaptığım gibi milli piyango biletlerinin ikramiyelerini idareye teslim etmek için yazmam gerekiyordu. bu da işimin bir parçası. hani siz amorti var diyip getiriyorsunuz ya, işte o biletleri biz de toplayıp idareye teslim edip parayı geri alıyoruz. tabi bu biletleri yazmadan önce tek tek kontrol etmem gerekiyor. çünkü bazen insan yanlış alabiliyor. tabi bazen de amorti diye getirdikleri biletlerde 2 rakam çıkıyor.
yine yaklaşık 400-500 bileti kontrol etmeye başladım. alışınca kolay aslında. 4 rakam diye aldığım bir bilete tam 50.000 tl çıktığını gördüm. inanamadım. tekrar kontrol ettim, gerçekten kazanan biletti. çeyrek bilet olduğu için 12.500 düşüyordu.
şimdi bana gerizekalı diyebilirsiniz ama sonuçta bu bilet çalıştığım bayinin bileti olduğu için sahibine söyledim. adam inanamadı. hem bilete ikramiye çıktığına, hem de bunu ona söylediğime. sonuçta adama söylemeyip parayı cebe atabilirdim. abi de git bir tahsil et, sahte falan çıkmasın dedi. neyse bilenler için gittim izmir idaresine aldım parayı.
şimdi ihtimalleri şuraya yazayım.
50000 lira çıkacak.
50000 lira çıkan biletle, son 4 rakamı aynı olan bilet olacak ki bu kişi bileti çöpe atmayıp bayiye versin.
bu bileti verebileceği bin tane yer varken benim gecici olarak çalıştığım yere verecek.
ben bunu ilginç rüyam sonrası kontrol edicem ve parayı alıcam.
yaşlılar buna kısmet diyor ya aynen öyle.
hikayenin sonu mu, abi 10bini kendine aldı, 2500 ü bana kaldı. şimdi bakiyem 1600. rahatladım yeniden.
italyan tenor enrico carusodan bir arya... kendisini woody allen tarafından çekilen, yasak aşkı konu alan match point filminde sık sık arka planda duyuyoruz...
Filmde arya'nın geçtiği sahnede şöyle diyor: "Bir tenis maçında topun çizgiye yaklaştığı anlar vardır. Şansın yardımıyla top içeri düşebilir ve kazanırsın. Ya da ileri gider ve kaybedersin..."
"The man who said "I'd rather be lucky than good" saw deeply into life. People are afraid to face how great a part of life is dependent on luck. It's scary to think so much is out of one's control. There are moments in a match when the ball hits the top of the net, and for a split second, it can either go forward or fall back. With a little luck, it goes forward, and you win. Or maybe it doesn't, and you lose..."
