daeş Yermük Kampında 7 Günde 173 Rejim Milisini Öldürdüklerini ve 2 Tankı imha Ettiklerini Açıkladı. daeş Başkent Şam'da Kadam Bölgesinin Kontrolünü Rejimden Ele Geçirdi.
"Şam çetin bir savaşla cebelleşen bir ülkenin başkenti gibi karşılamıyor bizi. Şam’dan bakıp ülkenin geri kalanına dair fikir yürütmek yanıltıcı olabilir. Karınca yuvasını andıran caddeleri, çöplerin düzenli kaldırıldığı temiz sokakları, işlek dükkânları, doludizgin akan hayat “Burada asayiş berkemal” dedirtiyor ama bu yöndeki ilk izlenim yanıltıcı. ‘Özgürlükçü’ dünyanın üstünkörü Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) diye sunduğu, Suriyelilerin ise “silahlılar” (musellahin) ya da “teröristler” diye kodladığı islam Ordusu ve Nusra (Şam’ın Fethi) gibi örgütlerin kontrol ettiği Şam kırsalından ansızın gelip can alan roketler, yer yer yaşanan patlamalar, hayatı çekilmez kılan elektrik ve su kesintileri, artan fiyatlar, kontrol noktalarındaki aramalar ve bundan kaynaklanan trafik, çatışma bölgelerinden kaçan iki milyonu aşkın insanın getirdiği yükler savaşın başkente yansımaları. Yine de devlet mekanizmaları işliyor; toplumsal canlılık ve ekonomik devinim hızından bir şey kaybetmiş değil." fehim taştekin'den alintidir.
son 5000 yıldır şer odağı olmayı başarmış; büyük ve kanlı hesaplaşmalara islam öncesi ve sonrası dönemlerde tanıklık etmiş kan sahnesi şehir. ilkin bizans-pers çekişmelerine sahne olan şehir; islam sonrası dönemde arap-roma savaşlarına, ardından moğol baskınlarına, yağmalamalara işkencelere, katliamlara tanık olmuştur. elbette burada şam'ın özellikle bir suçu yoktur, şam'ın tek hatası belki de o coğrafyada ''şam'' olmaktır.
dikkat ederseniz tarihten bu yana emperyel güçlerin ana odağı her zaman şam olmuştur, emperyel güç olan arapların bile.
bir milletin, bir şehrin geleceğini kestirebilmek için geçmişine bakmak gerekir, geçmiş bize gösterdi ki şam daha çok gözyaşlarına sahne olacaktır.
ayrıca mehdi olayına inanmam ve bu palavranın iç yüzünü şam'a bakarak daha iyi anlamış oluyorum şöyle ki; orta çağ'ın en merkezi noktası şam olduğundan dolayı kutsal metinlerin tümündeki mehdi ya da kurtarıcı inancına baktığınızda hep şam dolaylarında zuhur ettiği yazılıdır, bu ise halkları şam konusunda kışkırtmak, orayı kutsayarak insanları bu kutsanmış yeri kurtarmaya adamak yani kandırmak için kullanılagelmiştir.
şam; geçmişten bugüne şer odağı olmaya devam etmiş ve devam edecek bir şehirdir ne yazık ki.
ingilizlerin "damascus", arapların "dımeşk" olarak adlandırdıkları şehirdir. dımeşk kelimesinin orjinali "demmun şakkün" tamlamasıdır ki anlamı da "akan kan" demektir. yeryüzünde ilk dökülen kan, habil'in, kardeşi kabil tarafından dökülen kanıdır. ve bu olayın gerçekleştiği yer de bugünkü şam şehridir. adının demmun şakkün olması da bu olay nedeniyledir. bugün dökülen kanlar bu nedenle manidardır.