+ ne görüyorsun?
- bir orman, her tarafım ağaçlarla dolu.
+ aptal! orada ormanın ne işi var?
- orman yokta peki bu ağaçlar ne yav?
+ oğlum onlar seni gizleyen dallar...
filmin en bomba sahnelerinden biri bence. çölün ortası lan asdf.
hüsam: orada kimse var mı?
şaban: var, hıyar gibi bir herif var
hüsam: ne yapıyor o hıyar?
şaban: telefonla konuşuyor eşşoleşşek
hüsam: konuşsun bakalım, bu son konuşması olacak ayının
şaban: bir daha hiç konuşturmayalım ayıyı kumandanım
hüsam: şaban gözün kesiyor mu, alaşağı edebilecek misin iti?
şaban: anasını bile bellerim itoğlu itin
(şaban'ın gördüğü hüso'dur ve kaçınılmaz son)
zor olacak ama aktarmaya çalışacağım. halit akçatepe: elması anlat. adile naşit: elmas. elmasım. gitti! gitti, gitti, gitti, gitti, gitti, gittiii! (burada meşhur gıdaklama sesi. aktarmam imkansız o sesleri)
h.a: bununla nasıl konuşacaz be! kemal sunal: sen onu bana bırak ben konuşurum.
bana bak: üüürüüü?
a.n: ( gıdaklama sesi. yok öyle bir ses. sesi öçıkarırken sallanmaları da cabası)
k.s: yaa! şşş üüürürrüü?
a.n: ( ses gittikçe acayip bir hal alıyor)
k.s: vay canına. şş üürürüü?
a.n: (...)
k.s: allah allah. allah!
h.a: ne diyor?
k.s: ne biliyim. hiç bişe anlamadım ki!
h.a: hadi be! *