sait faik!in ağıt adlı hikayesinde harika bir dille anlattığı av dır.
sait faik'in anlattığına göre avda kokmuş keçi kellesi kullanılır. tabi istakoz ağı da.
ağıt tan bir bölüm ve istakoz avı. (balıkçı apostol ile sait faik istakoz avına cıkmıştır.)
livarın bezini kaldırır kaldırmaz, denizin dibinden gelir gibi bir leş koku, zaman zaman hafifleyeip şiddetlenerek birdenbire kaybolur, tekrar peydahlanarak hafif veya keskin etrafımızı sarardı.
-amma da pis kokuyor ha , apostol?
+bırak koksun, koksun.. ne kadar kokarsa o kadar iyi..
-şu ıstakoz denilen mübarak hayvada amma pis kokudan hoşlanırmış ha!
+eee?
-denizdeki leşlere düşkün olmalı bu hayvan..
+ne olacak! böcek bu. deniz böceği. nerden bulsun taze yem? deniz dibi hayvanı bu. ne b*k yesin.
-peki taze yem koysak.
+taze yemmi koyalım? koyalımda gelsin yanından geçsin yüzüne bile bakmasın.
böyle gider sohbetimsi ayar.
sonra sait apostol için ilginç bir betimleme yapar. aşağıdaki gibi.
apostol efendi filozofluğa kalktığı zaman, ikibin sene evvelki yunanlı balıkçı suratını takınmakla kalmaz, sokrates in sohbetlerinde bulunmuş gibi paraya çatar,allahla oğluna çatar *, kibarca istakoza bile çatar.
birde sait faik in anlattığına göre yüzlerce istakoz yakalayan apostal bir veya 2 kere yiyebilmiştir bu hayvanı.