Tarih boyunca birçok örneği var ırkçılığın ama en sistematiği yine amerika'da.
son dönemde hollywood sineması bu konuyu oldukça merkeze aldı. siyahilere zamanında dedelerinin yaptıkları için bir günah çıkarma merasimi gibi.
siyahlara ayrı tuvalet, ayrı kafe, ayrı otobüs bölümü, ayrı otel...
antik çağın kölecilik düzeninde kalan bir sistemi 60 yıl önceye kadar adamlar resmen yaşamışlar. üstelik bunu yaşarken uzaya çıkmış, sovyetlerin dünyayı yok etmek istediğine de herkesi inandırmışlar.
özellikle internette daha sık görülen durumdur.
klavye erkeklerinin ağzının her daim iyi (manen kötü) laf yaptığı konudur.
nedense bu insanlar asla baskı görmezler.
mecralarda daha çok desteklenirler ve yöneticiler bu insanlara bulaşmazlar.
Kendi ırkına sevgi, saygı ve bağlılık duymaktır.
illa ki senden olmayanlar adaletten yararlanamasın, ölsün değildir.
Şimdi doğduğunuz aileyi siz seçmediniz.
Sizden iyi veya kötü durumda olan pek çok komşunuz var.
Peki siz ailenizi o komşularla bir tutuyor musunuz?
Tutmuyorsanız tüm komşularınıza düşman olmak zorunda mısınız peki?
Yarın kardeşleriniz de, siz de göç edip evi terk ettiniz.
Anne babanızı, öz yurdunuzu, kardeşlerinizi silip atıyor musunuz?
Benim istediği kadar iyi olsun yan komşumu gerek burada olan gerek kilometrelerce uzakta olan kardeşlerimden çok sevmem mümkün mü? Peki bu durumda komşuma düşman olmak zorunda mı oluyorum, sevemez miyim?
Bunu toplumsal açıdan ele alın.
Şimdi benim dilimi konuşan kaderi özü benle bir olan, yolumuz çeşitli sebepler ile ayrılmış türkmen'i, bir sırp-bulgar-slav'dan daha çok sevmemden daha doğal ne olabilir?
Düşmanlık ve kin gütmediği sürece herkes milliyetçi ve hatta ırkçı olabilir. Sözüm olamaz.
Savaş köpeği hükümetlerin halkı galeyana getirme aracıdır. Partilerin oy toplama makinasıdır. Vesaire vesaire...
Bu dünyaya insan olarak geldik. Topla tüfekle kanla belirlenmiş sınırlarla cevirili toprak parçaları üzerinde. Böylesine yapay bir dünyada otoritelere boyun eğip sırf birkaç kilometre batıda ya da bir denizin ötesinde doğdu diye insanları düşman etmek asıl aptallıktır.
Irkçılığa bir düşünce ideoloji aidiyet duygusu vb açıdan yaklaşıp, bu düşüncenin yansıması olan fiilleri suç olarak tanımladığımız zaman vereceğiniz ceza koyacağınız yasaklar ile yeni bir ırkçılık başka bir format olarak karşınıza çıkar.
Adaletsizlik ve şiddet sonunda mağdur olan mazlumlardan mutlaka zalim çıkacaktır.
Hele ki demokrasi gibi bir bataklık varolduğu sürece insanlık yeni bir Hitler yeni bir nazi partilerini SS birliklerini din etnik kimlik şeklinde başka bir formata bürünmüş olarak her zaman görecek ve yaşayacak.
Günümüz de bunun örnekleri çoktur. Terör grupları ile ss birlikleri bunun örneği, ya da tarikatlar cemaatler bugün Nazilerin toplum içinde örgütlenmesi devlet kurumlarında yönetime gelme Ele geçirme taktiklerini cemaatlerin kadrolaşmasında görebiliriz.
Zaten tüm dünya da siyasi partiler tarafından yürütülen sosyal yardım propaganda kimlik din vb faaliyetler de nazi partisinin bize (goebbels) hediyesidir.
Şu an ırkçılık sadece kan ve kimlik üzerinden yapılmıyor. Etnik olarak toplumun içinde hücre seviyesin de kimlik açısından yapması yanı sıra ırkçılık dinsel açıdan da mezhep olarak başka bir evrim de yaşanıyor.
AB gibi oluşumlar bile artık ırkçılığı din dil üzerinden değil de ekonomik güç zenginlik paylaşımını engelleme için AB bölgesi dışından gelen diğer ülke insanlarına karşı yapılmaktadır.
Güç, insanlığın taptığı gözü kapalı arkasından gittiği tek olgudur ki; tanrı inancında bunu görürsünüz.
Peki ırkçılığa karşı ne yapmalıyız?
Tedavi.
Evet, ırkçı olan bir insan ruhsal olarak hastadır. Akıl ve ruh sağlığı açısından klinik bir vakadır.
Toplumda yerini alması için sağlıklı bir ruh haline gelene kadar toplumdan steril bir şekilde tedavi edilmeli.
Çünkü; dünya denen gezegen de yaşam formları birine bağlı ve muhtaç bir yapıda varolmuştur. Bunu idrak edemeyen her beyin ve ruh hastadır.
Yapıldığında insanı üzer. Malum Türk ırkı olarak dunyada iyi bir sohrete maalesef sahip değiliz. Bu yüzden Türkler olarak sıkça ırkçı saldirilara, hakaret ve nefretlere maruz kalıyoruz.
fenotip falan bunlar güzel şeyler de; hangi dna'mız sağlam kaldı onu da anlatır mısınız?
milletler çeşitlenir. saf ırk diye bir şey olmuyor, herhangi bir ırk için. soy bozmak, kan bozmak gibi şeyler varolmamalı artık. hem köpek miyiz kedi miyiz ne ırkı allasen? akraba evliliği yapmıyoruz sonuçta. tabii ki birbirine uymayan parçalar olacaktır, bunun bilincindeyim. ama bu denli kaçınmaya çalışmak ta yersiz geliyor bana.
ırklara göre fiziksel farklılıklar yadsınamaz gerçeklerdir. hastalıklardan korunma amacıyla gen birleştirmek ya da çıkarmak insanlık için iyi olabilir ama bunlar şahsi meselelere indirgenmemeli. "senin deden benim dedemi vurdu o yüzden soyunuzun Allah belasını versin" nefreti Dünya'da her yerde mevcut. olmamasını dilemekten başka çaremiz de yok.
genelde ırkçılık yapılan siyahiler bana kalırsa üstün ırk ya. adamlar istemese bile atletik, kafa yapısı müthiş bizim kafamız gibi yamuk yılık değil. gırtlak desen çoğunun çok güçlü. bedenleri güçlü. gen alacaksak onlardan alalım. melez çocuklar çok tatlı oluyor zaten.
bilinenin, konuşulanın aksine yurdum insanında pek olduğunu düşünmedigim hede. çok uluslu bir şirkette çalışıyorum ve yurdum insanının bu durumundan gurur duyuyorum gerçekten. ha bu mülayim bir toplum olmaktan mı gelir, yabancıya doymamış olmaktan mı gelir bilmiyorum ama bir avrupalıya göre yurdum insanı gerçekten ırkçi filan değil. gözlemlerime göre ırkçılık dedin mi polonyalılar, güney afrikanın beyazları önde koşuyor. asyalılarda da az buz değil bu hadise... kimsenin rengini ülkesini vs seçemediği şu dünyada derdiniz ne ya takılmışsınız bir renge millete gidiyorsunuz...
