Ben de ırkçıyım. Yalnız bir insanın ten rengi siyah diye ona kötü davranacak kadar psikopat ruhlu biri değilim. Türk'e düşman olana düşmanım hepsi bu. Sizin kafanızdaki ırkçılık ile biz türkçülerin ırkçılık anlayışı bambaşka.
türkiye'de türklere yasak olan, diğer ırklara serbest olan olaydır. ape musa denen puşt, "türkleri katlederiz" demiştir. demokratik görüş olmuştur. türkler, kürtlere eleştiri yapar. hemen ırkçı, faşist diye yaftalanır. bu ülkede asıl türk olmak zordur.
egonun toplumsal bazda ortaya çıkışı diyebiliriz. kişi kendini ve toplumdan aldığı özellikleri aşırı beğendiği için. kendinde beğendiği bu özelliklerin toplumda var olanlarına bağlanarak egosunu bir kısmını topluma mal eder.
işin komik tarafı bir yunan, bir ermeni ya da bir yahudi de birebir aynı algı ile düşünüp aynı duyguları aynı süreçten geçerek edinir.
bire bir benzer insanlar birbirinden tıpa tıp aynı şeyleri farklı özne ile söyledikleri için nefret ederler.
Her insan özünde ırkçıdır. Maalesef bu bir gerçek. Bununla ilgili deney yaptım. Anneme sormuştum "Irkçı mısın?" diye."Hayır" dedi. Peki siyahi birisiyle evlenmemi, gelininin siyahi olmasını ister misin? dediğimde. Yoook istemem tepkisini aldım.
yukardaki gercekleri konusan adam nickli arkadaş insanlarımıza ırkçı demiş lakin insanları ırkçılığa iten sebeplerden bahsetmemiş. yıllarca teröre desteği hangi millet verdi veya terör nerde barınabildi, o kadar asker kim yüzünden şehit edildi?(tamam devletin bize de hatası oldu ama bir kere bile vatana ihanet etmedik) kimse ermeniler falan demesin. Ülkedeki ermeni nüfusu ortada,kürt nüfusu ortada hdp ye oy verenlerin de oranı ortada.vatanını seven kürde diyecek bir şeyim yok, ama ihanet edene edecek çok sözümüz var.
Şimdi gelelim diğer meseleye.Karadenizliler bile kendi aralarında kendilerini sevmezler. Hatta adamlar şehir içinde bile bölünebiyor (bkz: of).gel gelelim bu ülkenin başındaki siyasetçilerin ve hatta muhalefette bile öne çıkan siyasetçilerin bir takım öne çıkan isimlerinin karadenizli olması nedeniyle insanlar biraz karadenizlilerden soğudu.
Ayrıca cumhuriyetin ilk yıllarında karadenizden trabzon milletvekili(adını unuttum ama suikaste uğramıştı) zamanında mecliste Atatürk'ü o kadar uğraştırmıştı. Demek ki bazı şeyler yıllar geçse bile değişmiyor.
Bu ara da işin ilginç tarafı bu iki kesimden iktidar ile aynı görüşte olan insanlar osmanlıcı anlayışını benimsiyor(sözde) lakin osmanlı kürtleri ve karadenizlileri öyle çokta divana veya üst makamlara almamıştır. Varın gerisini siz düşünün.
Kıssadan hisse: seveni kırarlar,kıranı severler(kendime sansür geçtim) artık birazda kıran taraf biz olalım vesselam.
Irkçılık, on sekizinci yüzyılın sonlarında özellikle siyasal alanda ortaya çıkan ve kapitalist ideolojinin yanı sıra modernizmle derin bağları olan siyasal bir ideolojidir. Sözlük anlamına baktığımızda ise ırkçılık, insanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti olarak tanımlanmıştır Irkçılığı oluşturan temel süreç “öteki” kavramının yaratılmasıdır. Ötekileştirilen topluluk, değişmeyen olumsuz niteliklere sahip olarak görülür ve bu olumsuzluklar önyargılarla beslenerek ırkçılık düşüncesinin pekiştirilmesine hizmet eder. Siyasi ve sosyo-ekonomik faktörler de ırkçılığı oluşturan diğer sebepler arasındadır.
Irkçılar doğuştan gelen, katılımla geçmiş özelliklerin biyolojik olarak insan davranışını belirlediğine inanan kişilerdir. Irkçılık doktrini, insanın taşıdığı kanın ulusal-etnik kimliğinin belirleyicisi olduğunu iddia eder. Irkçı bir çerçevede insanın değeri bireyliğiyle değil, sözde “ırka özel toplu ulus”un üyeliğiyle tanımlanır.
hatice doğan keneş'in kaleme aldığı “Yeni Irkçılığın ‘Kirli’ Ötekileri Kürtler, Aleviler, Ermeniler” kitabını okumasını tavsiye ederim.
bildiğimiz klasik anlamda ırkçılık yok; ama daha çok gündelik dilde, söylemde dolaşıma giren üstü örtük olarak aşağılanmaya, bütün farkları tıpkı ten rengi farkı gibiymiş gibi temel alan ayrımcılık biçimleri var. cinsiyet temelli, dini, etnik temelli bir ırkçılık var günümüzde.
Zimbabwe Başkanı Robert Mugabe’nin ırkçılıkla ilgili konuşması:
“Beyaz arabalar hala siyah lastikler kullandıkları sürece ırkçılık asla bitmeyecektir.
insanlar kötü şansı sembolize etmek için siyahı ve barışı sembolize etmek için beyazı kullandıkları sürece ırkçılık asla bitmeyecektir.
insanlar hala düğünlere beyaz kıyafetler ve cenazelere siyah kıyafetlerle gittikleri sürece ırkçılık asla bitmeyecektir.
Irkçılık faturalarını ödemeyenlerin kara listeye alındığı, ancak beyaz liste diye bir şeyin olmadığı sürece asla bitmeyecektir.
Bilardo oynarken bile, siyah topu götürene kadar kazanamadığınız ve mutlaka beyaz topun masada kalması gerektiği sürece de…
Ama umurumda değil! Siyah kıçımı silmek için hala beyaz tuvalet kağıdı kullandığım sürece mutluyum!.
Türklere yapılan durumdur.Türkiye ve çoğu dünya ülkesinde gerçekleşir.
Türk olmak zordur ve hep ırkçılığa maruz kalırsınız fakat yine haksız siz olursunuz.
şerefsizliktir. bu özelliğe sahip kişiler ev sahibiyse kiracılarının kimliklerine bakarlar.
esnaf ise mezhebe göre satış yaparlar.
askerde devrecilik, iş yerinde hemşericilik yaparlar.
dünyadaki her ırk ırkçıdır. insan da ırkçıdır, hayvan da.
türkiye cumhuriyeti ve türk milletinin menfaatleri için elbette ırkçılık yapacağız. bizim gidecek hiçbir yerimiz yok. tek vatanımız burası. avrupa'ya artık çalışmak için bile kolay kolay almazken allah korusun sığınmacı olsak kim alır bizi?
"Türk ırkçılığını Alman Nazizm'i ve italyan Faşizm'i ile karıştırmayın. Türk ırkçılığı devletin önemli mevkilerine sadece Türk soylu olanları getirmek. Örneğin; Askeriye, Başbakanlık. Türk soyundan olan kişilerle evlenmek, Türk ırkının üstünlüğüne inanmak, Türkler arasında din, mezhep, boy ayrımı yapmamak ve ülkede Türk töresini hakim kılmaktır.
Türk ırkçılığı kendinden olmayanı katletmek demek değildir. Türk ırkçılığı Türk'ün Türkten başka dostu olmadığını bilir ve Türk olmayan herkesin Türk'e karşı düşmanca tutumlarda bulunacağını aklından çıkarmaz.
Türk ırkçılığı kimsenin dinine karışmaz. isteyen dinine istediği gibi inanır. Din vicdan özgürlüğüdür. Kişi ile yaratıcı arasındadır.''
Atatürk'ün "Türk milleti, başına geçireceği insanların kanındaki cevher-i asliye dikkat etmelidir" sözü açık anlamı ile "Türk ırkından olmayanları başına geçirme" demektir. Bu söz mücerret bir övünme veya şatafat değil, acı denemelerden doğmuş bir gerçek, yabancı soyluların getirdiği felâketlerden alınmış bir derstir. Bunu Atatürkçü geçinip de Türkçülük düşmanlığı yapanları uyarmak için hatırlatıyorum."
insanların ırkçı olmalarını ayıplamıyorum. Birçok insan bir gruba dahildir ve grup dışındakini olumsuzlar. Bir çeşit ön yargıdır. Ve herkeste olandır. Örneğin Müslümanlar için olumsuz düşüncelerim vardır. islam dini insanları olmayan mistik varlık ve hikâyelerle istismar ederek onları yanlış yönlendirir. Benim için tüm müslümanlar insan istismarının destekçisidir. Bilmeden de yapsalar kötü eylemlerde bulunurlar ve bu tüm toplumu etkiler. Bu yüzden bir insan Müslümansa ve kendi doğrularını sürekli diretiyorsa benim için hiçbir varlıksal değeri yoktur.
Bana ve diğer her şeye zarar veren hiçbir insan ve oluşuma asla anlayış göstermem. Bu hümanistik tavırlar da yeni moda. Hümanizmi s.kiyim. ayrıca hümanizm insan sevgisi falan değil. Net insanın doğa ve tanrıdan daha üstün oluşunu ifade eder. Ortaçağ'da insanlar işlerine kilisede af dilemekten çok daha fazla vakit ayırmaları ve kapitalizmle birlikte daha fazla sosyal alanın kurulmasıyla insanın cennetten düşen varlık konumundan doğayı yöneten ve ona üstünlük kuran varlık konumuna gelmesiyle hümanizm kavramı ortaya çıkar.