ımamı rabbani

entry14 galeri0
    14.
  1. oglen oglen 1 kilo misir patlatmama sebep olmustur.

    bu muslumanlari saksida yetistiriyolar resmen ya da bunlar agir troll.

    -en dogru muslumanlik benim muslumanligim
    +hayir benim muslumanligim
    -muslumanligi en cok ben biliyorum
    +hayir ben biliyorum. en musluman benim.
    -hayir en musluman benim.
    1 ...
  2. 13.
  3. Durun lan, tekfir edecekseniz beni edin.
    Müslümanlar hakikaten çok tuhaf.
    0 ...
  4. 12.
  5. Allah şahidim olsun ki sapıklık içindesin . Mahkeme-i Kübra da görürsün . Imam-ı Azamın yazısını yanlış çevirisini kopyalıyorsun kendi fikrini savunan sitelerden . Ve delil olarak attığın hadis Allahın gökte olduğu haşa manasına gelmez . Umarım yanlıştan dönersiniz .
    0 ...
  6. 11.
  7. 10.
  8. hz peygamber'in bize emaneti olan kuran ve ehlibeyt'i bırakıp böyle adamların peşinden giderseniz işte böyle birbirinize girersiniz.
    3 ...
  9. 9.
  10. kendisi bazı dönemler de panteist(vahdet-i vücut), bazen de panenteistir(vahdet-i şuhud). Allah subhanehu ve teala'nın aslında tüm evren olduğunu, bazı salih(!) kişilerde teceli edebileceğini savunan islam soslu panteizmin yunus emre, ibni arabi, hallac gibi bir halkasdır. evrenden aşkın bir allah tasavvurunu savunan, Allah'tan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırılmasını kabul etmeyen, islam ile elbette alakası olmayan bir kişidir. spinoza, bruno ve arabi gibi panteistlerle aynı dindendir.

    islam soslu panteizmi böyle savunmuştur: “ Yolda (ruhani ilerleyiş) ilerlerken, Allahu Teala’nın zahir ismi o kadar tecelli etti ki, her şeyde ayrı ayrı göründü. Hatta nisa şeklinde. Ruhlar alemindeki latifelerin(nurların) halleri ve acaib güzellikler bu şekilde görüldüğü kadar başka hiç bir şeyde görülmüyordu. Onların yanında eriyor, yanıp kül oluyordum.”
    1 ...
  11. 8.
  12. işte böyle kaçak cevaplar verirsin kafir adam . imam-ı azam şöyle buyurdu : “bilmiyorum, rabbim semada mı yoksa arzda mıdır?” diyen kimse kâfir olur. keza “allah arş üzerindedir” diyen de; “bilmiyorum, arş semada mı yoksa arzda mıdır?” diyen de böyledir. (fıkhu’l-ebsât) Allah arşın üzerindedir diyen de diyor ımam . “allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (kenzu’l-ummal, h. no: 29850; bk. buhârî, megâzî, 67, 74, bed'u'l-halk 1, tevhid 22; tirmizî, menâkıb, 3946.) Gökler yer arşa doğu batı sonradan yaratılmıştır . Allah mekandan zamandan münezzehtir .
    0 ...
  13. 7.
  14. Imam-ı Azamın buyruğunu sen yanlış yazıyorsun ben doğru olanı yazıyorum iyi oku . Allah zamandan ve mekandan münezzehtir . ibn-i Teymiyyeci sapıklıktan dönmen dileği ile . Ehl-i Sünnet isen Imam-ı Azam Ebu Hanifeye kulak ver .
    0 ...
  15. 6.
  16. Ey Allah düşmanı : “Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850; bk. Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.) Eğer Allah azze ve celle gökteyse yönler yaratılmadan önce nerede idi ? Hadis de geçen Cariye bu sözüyle Allahu Teala’ya bir mekan isnat etmiş değildir. Çünkü Allahu Teala ayet-i kerimede:

    “O Allah, göklerde ve yerdedir. Gizlinizi ve açığınızı bilir; kazandıklarınızı da bilir.” (En’am /3) O zaman bu ayete ne diyeceksin ? Imam-ı Azam iftira atıyorsunuz . Imam-ı Azam şöyle buyurdu : “Bilmiyorum, Rabbim semada mı yoksa arzda mıdır?” diyen kimse kâfir olur. Keza “Allah arş üzerindedir” diyen de; “Bilmiyorum, arş semada mı yoksa arzda mıdır?” diyen de böyledir. (Fıkhu’l-Ebsât)

    Allahü teâlâ, zamanlı, mekânlı, cihetli değildir. Bir yerde, bir tarafta değildir. Zamanları, yerleri, yönleri O yaratmıştır. Cahiller, Onu Arş’ın üstünde veya yukarıda gökte sanır. Arşı da, yukarısını da, aşağısını da O yaratmıştır. Sonradan yaratılan bir şey, kadim [ezeli] olana yer olamaz. Allah, madde, cisim ve hâl değildir. Benzeri, ortağı, zıddı yoktur. Bildiğimiz, düşünebileceğimiz şeyler gibi değildir. Nasıl olduğu anlaşılamaz, düşünülemez. Hatıra gelen her şey yanlıştır. O kâinatın ne içinde, ne de dışındadır.
    0 ...
  17. 5.
  18. Önemli bir alim falan olabilir ama kendisini allah göndermiş değil.
    1 ...
  19. 4.
  20. Hz.Musa (a.s) da Allah azze ve celleyi görmek istemiş ve Cenab-ı Hak dağa tecelli etmiştir . Sen tekfirci olduğun için nasıl anlamak istiyorsan öyle anlıyorsun . Haşa Allah arşın üstünde oturuyor diye itikadınız var . Ehl-i Sünnet isen eğer . Imam-ı Azam şöyle buyuruyor : “Allah Teala, kendisi için ihtiyaç ve (Arş’ın üzerine) istikrar (yerleşme) söz konusu olmaksızın Arş’ı istiva etmiştir. O, Arş’ı da, Arş’tan başkasını (diğer yarattıklarını) da korumaktadır. Eğer (Allah Teala Arş’a ve bir yerde yerleşmeye) muhtaç olsaydı, tıpkı mahluklar gibi alemi yoktan var etmeye ve idareye muktedir olmazdı. (Bir mekânda) oturmaya ve karar kılmaya muhtaç olsaydı, Arş’ın yaratılmasından önce Allah Teala nerede idi? Yüce Allah bundan (bir yere yerleşmek ve orayı mekân tutmaktan) münezzehtir” (Bkz. el-Vasıyye, 73.
    0 ...
  21. 3.
  22. imam Rabbanî gibi büyük bir velinin sözlerini yanlış yönlere çekmek elbette yakışmaz.

    ism-i Zahir’in tecellisi, her şeyin dışına yansıyan, Allah’ın Hakim, Alîm, Kadîr ve Müzeyyin gibi isimlerinin de güzelliklerini gösteren nuranî bir yansımadır.

    Kadınlarla ilgili sözleri ise,

    “insanlar için kadınlar süslü gösterildi.” (Âl-i imran, 3/14)
    mealindeki ayet ile
    “Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: Kadınlar, güzel koku ve namazdaki gözümün aydınlığı.” (Kenzu’l-Ummal, h. No:18913)
    manasındaki hadis-i şerif çerçevesinde değerlendirmek, yani ilahî hikmet, tezyin ve tasvir açısından bakmak gerektir. Öyle zannediyoruz ki, imam bu hakikatin zuhurundan söz etmek istemiştir.

    imam-ı Rabbani’nin burada anlattığı şey, Allah’ın “ez-Zahir” isminin tecellisidir. Allah’ın bir takım eşya üzerinden bazı isim ve sıfatlarını izhar etmesi mümkündür. Nitekim Musa Aleyhisselam’a ağaçtan tecelli etmiş ve kendisiyle görüşmüştür. Bu ifadelerden Allah’ın eşyanın içine girdiği (hulûl) yönünde bir fikre kapılmamak gerekir. Zira eşyada zuhur eden Allah’ın kendisi değil bilakis onun ismi veya sıfatıdır. Yani Allah (c.c.) söz konusu ismini belli bir eşya üzerinden kuluna yoğun biçimde hissettirmektedir.

    imam-ı Rabbani’ye bu tecellinin ayrıca kadınlar üzerinden gerçekleşmesinin kesin sebebini bilmemiz mümkün olmamakla beraber, kadınların cemal, letafet ve şefkat yönünden erkeklere nispetle daha baskın olduğu, bu sebeple onların ilahi güzelliği ve rahmeti daha iyi yansıtabileceği de düşünülebilir.

    Bununla birlikte imam-ı Rabbani’nin mektupta hallerini şeyhine arz ettiği ve şeyhinden bunları doğru biçimde yorumlayıp kendisini aydınlatmasını istediği de göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim imam-ı Rabbani’nin bu gibi hallerini şeyhine arz edip kendisini irşat etmesi istediği yönünde başka mektuplarda da bilgiler yer almaktadır. (bk. imam Rabbani, Mektubat, On Birinci Mektup)
    1 ...
  23. 2.
  24. Imam Rabbani senin bu attığın iftiralardan beridir . Dinde olmayan şeyi dine sokmak bidattir . Imam-ı Rabbani (k.s) bu bidatları temizlemiştir .
    0 ...
  25. 1.
  26. Müceddid , asrın yenileyicisi . Bu yüce imamın mektup ve kitapları, insanları gafletten uyandırdı. Dünyaya ışık saldı. Yani Allahü teâlâ onu, Peygamber efendimizden bin sene sonra, din-i islamı yenilemek ve kuvvetlendirmek için göndermişti. Tekfirci , sapık fırkaların ve bidat ehlinin belini kırmıştır . Allah ondan razı olsun .
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük