sarılacak kimse yoksa, eller ve ayaklar soğuk su ile yıkanısa üşüme durur. ideali, kaynar suyla duş alıp çıkmadan önce 20 saniye soğuk su ile durulanmaktır.
"üşüyorum bir başıma, neden yoksun yanımda" sözleriyle sibel canı'ın şarkısının ezgileri gelir aklıma hep sonradan. saf temiz sevgilerin son günlerinde bestelenmiştir.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopter bilinmeyen bir nedenle düşmüştü.
Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazı ve Muhsin Yazıcıoğlu dâhil 6 kişinin naaşı arama ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu.
12 Eylül 1980 ihtilalinin ardından Mamak Cezaevine konulan ve 7,5 yıl demir parmaklıklar ardında kalan Yazıcıoğlu'nun kaleminden dökülen şiir, özlem, hüzün ve duygu yüklü.
işte Yazıcıoğlu'nun Mamak Cezaevi'ndeyken yazdığı ve okuduğu 'Üşüyorum' şiiri
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..