nuri bilge ceylan' ın özgün bir sinemacı olduğunu bir kez daha gösteren filmdir kanımca. filmin konusuna dair sosyolojik ve psikolojik tahlillere girmeyeceğim. (gerek konu, gerek görüntü, gerek kurgu açısından gayet güzel bir film olmuş)
bünyelerine bir synthçi katmış ve yollarına 4 kişi devam eden grup. isim ve sayıdaki ironiyi ise;
''ilk albümün ardından, nisan ayında başladığımız yeni albüm çalışmalarında berk uzar gruba 4. maymun olarak katılmıştır. isim mevzusunu ise "biz zaten birand ile 10 maymun falan yapıyorduk, sayı konusunu kafaya takmayın" diyerek kurtarıyoruz''
demişlerdir. bu bahsi geçen birand arkadaşımız biraz tosun bir insan olduğundan sürekli bu tarz espirilere maruz kalmaktadır.
yani abicim, güzel gruptur dinleyiniz. hele yayınladıkları albümdeki "tuvalet kağıdı" isimli parça, gerek sound, gerekse söz olarak tadından yenmez. bunu söylemeden geçemedim canlarım.
2009 istanbul bahçelievler de kurulmuş kendi bestelerini yapan ve dinlenebilir bir grunge-punk grubu.
gitar-vokal: kaan boşnak
bas gitar-geri vokal: birand oğuz
davul: buğra özdemir http://www.myspace.com/ucmaymun
birde "kırıklar ve camları" adında demo bir albümleri var.
kadıköy arka oda da verilen içki.
içinde ne olduğunu söylemiyorlar.ancak acayip acı bir içkidir kendileri.kokusun dan tek anlayabildiğim bir miktar şalgam olduğudur.gerisini merak etmekteyim.
nuri bilge ceylan ın her bir sahnesi fotoğraf karesini andıran, teknolojinin iyi kullanıldığı ve renklerin tam konuya uygun olarak ayarladığı filmi. görmedim, duymadım, bilmiyoruma farklı bir bakış açısıdır. durağandır ancak iyi bir yapıttır.
nuri bilge ceylan farkıyla ortalamanın üzerine yerleşen zeki demirkubuz filmlerine göz kırpan film. uzak kadar etkilemiyor izlenildikten sonra kısa zamanda unutulabilirliği senaryonun az biraz klişe olmasından kaynaklı sanırım. iklimler ayarında bir film. izlenilmeli, görülmeli lakin şu çok şey beklemeden tabiri vardır ya onu zikretmeli bu film için.
senaryonun klişe halinden nuri bilge ceylan faktörüyle sıyrılıyoruz çoğu zaman. filmi izlerken demirkubuz sinemasına gittim sessizce. üçüncü sayfaya özellikle. türkiye'nin dönem analizini satıraralarında mükemmel yansıtan demirkubuza benzer şekilde ceylan da bu yolu seçmiş. akp seçimi kazanıyor yaşamla ilintili bir değişim yok, başkan adayının hali vakti yerindeki tavırları politikanın nabza göre şerbet vermedeki üstünlüğünü göze sokuyor. üst konumdan altlara doğru sosyolojik bir analiz yapıveriyoruz ülkemize dair. hatta filmin hayli beğendiğim finalinde yavuz bingöl topu kahveci çocuğa atarken başkan/ aile ve çocuk gibi bir sıralama söz konusu oluveriyor. gerçek hayat kareleri dönemin politik koşullarından besleniyor.
üstün görsellik yetisi, dönem analizi derken film sivriliyor. hatice aslandan öte ismail rolündeki ahmet rıfat şungar'ı hayli rolün hakkını verir buldum ben. donuk kişiyi hakikaten donuk,yaşamdan kopuk, sakin, olduğu gibi oynuyor. filmdeki senaryoda az biraz göze batan boşluk şu ölen ufaklığın arada gözükmeleriyle kapatılmaya çalışılmış. burda da çocuğun dünyasına çok giremeyince filme bu bölümün çokta olumlu katkısı olmamış. gene de ismail'in psikolojik kayıtsızlığını destekler bir argüman bu bölüm. geçmişte yaşananların etkisi kolay geçmiyor denilmiş ve bırakılmış.
hacer'i para konusunda ismail'in isteğinin teşvik etmesi ve hacer'in başkan adayının sosyal ve ekonomik koşullarının -hadi statüsünün diyelim- rahatlığının izini sürmesi, bu yaşam koşullarından etkilenmesi eski türk filmlerinden görmeye alışkın olduğumuz bir yapı aslında. bir nevi boşluk psikolojisi diğer tarafta da gıpta edilen yaşam!
bundan önce yazılan 182 yorumu dikkatle okudum, inceledim. filmle ilgili olmayanları bir kenara atarsak sanatsal kaygıdan öte şu göze sokulan toplumsal statü farklılıkları dahi filmi başarılı bir film yapıyor. konu başyapıt olmamasıysa bunu büyük ölçüde senaryonun kısırlığına vermek mümkün. bu açıdan film 5 üzerinden 3.5luk bir başka deyişle 10 üzerinden 7 kasarsak ceylan farkıyla 7.5luk bir film.
nuri bilge ceylan sineması özgün bir sinema artık. uzak olsun iklimler olsun üç maymun olsun film biterken uzaklara çok uzaklara bakma hissini layıkıyla verişiyle hayatın gidişatının olduğu gibi devam edişini resimleyişiyle hedefe ulaşıyor! yaşam akıp gidiyor bakışlardaki manidar anlamlarla!
10 üzerinden 7.5!
''bulut'' ile uzaklara götüren, ''aklını kaçırma'' ile sarsan, ''yaksam'' ile döven bir grup. kayıt kaliteleri o kadar iyi sayılmaz fakat elemanlar yetenekli, gerek söz gerek beste konusunda. ha bir de ''küçük kız'' adlı bir parça daha vardır ki, vokaldeki elemanın sesini en sağlam kullandığı bestedir.
türk sinemasının görüntü yönetimi konusunda ulaştığı en iyi noktadır. fotoğrafik sahneler filmi baştan sona dolu dolu göstermektedir. ayrıca senaryo da bu tarza uygun. sinemada görsel anlatımı seçmiş ender türk yönetmenlerden nbc ın tam tarzı bir film.
bana göreyse şimdiye kadar çekilmiş en iyi türk filmlerinden biri.
zannımca türk sinemasının en iyi başlangıç ve bitiş sahneleri bu filmdedir.
--spoiler--
o lynch filmlerinin girişi gibi karanlık yol, gergin bir adam, nasıl bir kasvet yarabbi. ve son: o film boyunca yağmayan ve içimize içimize dolan yağmur ne de güzel yağdı öyle. sanki hiçbir şeyi duymayan, görmeyen ve bilmeyen ama gerçeği de yok edemeyen üç maymunun gözyaşları gibiydi. yüreğine sağlık nbc.
--spoiler--
nuri bilge ceylan'ın, zeki demirkubuz'a özendiği film. festivaller için film yapıp ödül almasına rağmen halk tarafından beğenilmeyince herhalde Zeki demirkubuz'dan esintiler de işin içine katayım dedi. Bence sırf ödül aldığı için kendisine hayranlık duyanlarla birlikte yoluna devam etmeli. hem sanat filmi yapıp hem de seyirciye ulaşabilmek zeki demirkubuz'un işidir.
nuri bilge ceylan yönetmenliğinde başarılı senaryo,oyunculuk ve diyalogların olduğu müthiş film.
sanatsal film ve müthiş kareler.bir konu ise ancak bu kadar iyi işlenebilir.
tek kelimeyle mükemmeldi büyülenerek çıkmıştım sinemadan.
izlerken sinemada neredeyse uyumama sebep olan yegane filmdir.
yine de nuri bilge ceylan'ın bir bildiği vardır diyorum, durumdan çok olay anlatacağı filimleri bekliyorum.