bu ülkede tek büyük olduğunu iddia etmek sadece self-satisfaction örneğidir. bunu ciddi ciddi düşünüyorsa eğer tarih bilgisi yoktur o kişinin. ya da istatistik biliminden habersizdir, üç büyüklerin toplum üzerinde etkisinden haberdar olmadığı için psikoloji ve sosyoloji gibi kavramlar onun penceresinden bakıldığında henüz icad edilmemiştir. sivilceli bilmem ne diye salladığı adamlar bu kişilere yol yordam öğretir, haberleri yoktur. liseli miseli dedikleri adamlar, liseli olmadıkları gibi yazılan yazıyı okuyup karşıdaki kişinin zeka seviyesini ölçebilecek kadar zekaya da yaşa da sahiptir.
gel gelelim konuya; bu ülkenin ismi, cismi, sınırları, bayrağı, dili, yönetim şekli herşeyi değişti ama değişmeyen bazı toplumsal güç odakları kaldı. bu toplumsal güç odakları osmanlı'nın sıkı yönetim döneminde kurulduklarından 'spor' kisvesi altında toplanabiliyordu ancak. asıl amaçları türk gençliğinin önündeki sömürülme tehikesine karşı toplumsal bir bilinç oluşturmaktı. bunun yolunu da kendilerince spor olarak gördüler. böyle kutsal bir amaca hizmet eden bu takımlar istanbul'un üç büyükleridir. kökenleri 2 cümleyele anlatılamayacak kadar derin ve gurur verici olan bu kulüplerin farklı toplum katmanlarından gelmeleri sebebi ile de kendi camia kültürlerine sahiptirler. bu üç kulübün büyüklükleri buradan gelir. haberi yoktur ama bu ülkede bursa'da bir hödük spor izleyebiliyorsa bunu bu 3 takıma borçludur. borçlusun!
(bkz: taş makas kağıt)
(bkz: beşiktaş galatasaray fenerbahçe)
real madrid, barcelona, manchester united, arsenal, chealsea, porto, milan, inter, liverpool, bayern munih, galatasaray, juventus, lyon olmak üzere oluşan büyükten küçüğe doğru 13 büyük.
henüz resmi olarak 2011-2012 sezonu yaz transfer sezonu açılmamasına rağmen ligdeki ve dünyadaki kaliteli türk topçuları kapış kapış transfer eden kulüpler.
son dakika transferleri nedeniyle avrupa'ya ilk turlarda veda etmek gibi tehlikeye düşmeyecekler anlaşılan. sevindirici bir durum.
son şike soruşturma olaylarıyla bundan sonraki yıllarda şampiyonluk şansı azalmış üç istanbul takımı. bundan sonraki yıllarda anadolu'dan bir çok şampiyon takım çıkacaktır. son olaylarla birlikte hakem odası basma, hakem ayarlama, futbolculara mama gönderme gibi yöntemler tarihe karışmıştır çünkü.
sadece üç büyütülmüşlerdir. ülkemizi hegemonya altına almış 3 istanbul takımına verilen sıfattır. mesela valencia'da veya barcelona'da real madrid'li görmek imkansızdır. bir kasaba takımı olan villareal bile 50'binlik stadını hınca hınç doldurur. fakat ülkemizde bu sistem daha oturmamıştır, hayatında istanbul'a gitmemiş tuttuğu istanbul takımının stadını bırakın semtine bile uğramamış insanlar kendi çaplarında bu semt takımlarını desteklemeye kalkarlar. ama inanıyorum ki gelecek zamanda herkes bilinçlenecek ve aslında bu istanbul semt takımlarının sanıldıkları kadar büyük olmadıklarının farkına varacaklardır.
Özde değil sözde üç büyüklerdir. Kafalarına göre ortamı gerer gerer gererler, sonra karşı taraf bize anlayış göstersin. E gösterir mi? Tabii ki hayır.
imam ossurursa cemaat sıçar hesabı, imamlar birbirlerine laf sokar, taraftarlar birbirine ana avrat kaymayı geçtim bıçaklar, sopalar, taşlar ile birbirlerine saldırırlar.
Bu klüplerin ve taraftarlarının alayı melektir aslında.. Tabii kendilerine göre.
Alayı devdir zaten.. Aynalarına göre.
Alayı sütten çıkma ak kaşıktır.. Bildiklerini sandıkları şeylere göre.
Hep diğer iki takımın taraftarı yapar pislik felan, kendileri yapar mı hiç? Ayıp ayıp...
Alayının zihniyeti aynı, bana saldırırlarsa kendimi korumam (bir nevi kabullenirim), ben de ona saldırırım.
Ulan oldum olası bu sözde 3 büyüklerden birinin taraftarıydım fakat yeminle soğudum. Hem boş muhabbetten, hem ergen ergen taraftarlar yüzünden. Alın 3 büyüklerinizi götünüze sokun!
Bundan sonra Forever kırmızı kara. En azından taraftarları az ama öz.