Neye üzüldüğünü bağlı. izlediği dizideki duygusal bir duruma üzüldüyse ağlar ama sevgilisi ya da eşinin bir hareketine üzüldüyse ona hayatı zindan eder.
Kimisi,
bağırır, çağırır, ağlar,
v. S, v. S ve karşısındakine
dünyayı dar eder.
Kimisi susar,
fakat öyle bir susar ki, darmaduman eder sizi, keşke tepki verse kavga etse dersiniz.
En azından üzülmesine siz sebep olmuşsanız vicdanınıza karşı kendinizi çek edebilmek için bir nedeniniz olur.
bu süreci iki aşamalı yaşar.
1- Duygusal tepki:
hayal kırıklığı, ağlama, endişe, sorgulama...vs
2- işte bu aşama en çokomelli olanı.
Yeni kararlar alır.Ve itinayla uygular.
Bu iki aşamalı süreç, olayın ya da konunun boyutuna göre, 1 saat ile 1 ay arasında değişir.
Ve konu kapanır.
Ders anlatır gibi anlattım ayol, daha sizin için napiyim bilmiyorum ki?
Neyse.. Hadi teneffüse!
Gamsız da değilimdir ama öylece oturup üzülmekten nefret ediyorum. Kötü duygular insanları hasta ediyor. Buna izin vermeyin. Ben kafamda çözüyorum, bastırmıyorum üzüntülerimi.
Bir arkadaşım hayatında değiştiremediğin,çözemediğin şeyler için ne yapıyorsun diye sordu geçen gün bana. çözüyorum işte kafamda. Beynini kullanmayı bilmiyor bence insanlar. Her sorunu bir musluğu tamir etmek gibi somut bir çözüme bağlamaya çalışıyorlar. Tüm insanların yaptığı en büyük hata bu. Elinle düzeltemediğin şeyler için aklını kullanmalısın.
En asaletli duyguların adamı haklı. Ben bu evlilik yaşantım da onu gördüm üzülürdüm anlamasını isterdim konuşmadan demeden ama olmazdı . Ben de üzülunce çok zr konuşmam ve eşimin yüzlerce kez ne oldu hatun ne yaptım hatun neye üzüldü n hatun diye diye sonunda anlatır cozeriz. Anlatmadan izah etmeden erkekler anlamaz. Doğası gereği heralde . Bn artık öyle düşünüyorum.
Üzülen kadının mizacına, onu kimin neden ve ne kadar üzdüğüne göre değişir. Kimisi vardır ki haklı olsa bile cedelleşmez sükûnetini muhafaza eder çirkefleşmez. Zulme karşı susar sabreder ve belkide sessizce allaha havale eder ki işte O zaman vay haline o herifin.
Hiçbir şey olmamış gibi yapar. Karşısındaki çikko da nasılsa üzülmedi diye aynı şeyler defalarca yapar. Sonra terk edilince de, her şey yolundaydı, ne oldu şimdi olur. Hikayeden çıkartılacak ders: Hiçbir şey olmamış gibi yapmayın. Dökün burnundan sizi üzenin. Sonra anlamıyorlar.
üzülen kadın, üzüldüğünü belli etmemesine rağmen esasında üzüldüklerini anlamalarını ister. işin kötüsü biz erkekler de hiç anlamayız bu durumu. hayır anlamıyor olmamızın bize yöneltilecek bir eleştiri anlamında söylemedim zaten. gerçekten anlamayız yani. ve eninde sonunda mevzu cem yılmaz'ın bir tat bir doku gösterisinde ki pınar noldu meselesine geliyor galiba ister istemez. swh.