Kendinize bir meşgale bulun, ne olursa olsun hayata pozitif bakmaya çalışın ( zor olacak biliyorum ) ama deneyin. Her şeyin geçecegine inanın ve umudunuzu asla kaybetmeyin. Kendinizi dış dünyaya kapamayın bol bol dışarı çıkın,gezin kısacası size iyi gelecegini düşündüğünüz her şeyi yapmaya bakın.
Muhtemelen sigara yakmış karanlığı izliyordur Zeki Müren eşliğinde. Sabaha kadar uyumaz sigara içer o şimdi, gün ağardıktan bir kaç saat sonra da uyur.
Psikolog : Seni tanımak için bir kaç test yapacağım
3 seans sonra: bu testi çözüceksin bugün.
2 seans sonra :testler bitti hahahah
(700 lira baymışımdır)
pozitif düşün, herkesin sorunları var, mutlu olmak için bir çok nedenin var ve bıdı bıdı.
Ulan ben sana bin liraya yakın para vermişim hala pozitif düşünmemi bekliyor musun gerçekten sdjgshgfd niye gittiysem püü bana.
Ama sonra, 'senin için ölürüm'cüler geldi aklına. Birilerine bu söz öbeğini söyledikten sonra kazara yaşayanlar düştü zihnine. Ya yalan söylüyorlardı, ya da vazgeçiyordu birileri birileri için ölmekten. Kendi gibi...
Dipsiz bir kuyuda yalnız ve umutsuz bir şekilde dururken bana elini uzatan o genç adama. Sanırım ona upuzun bir mesaj yazardım hislerimden oluşan. Onsuz geçirdiğim her günün kalbimde açılan yarayı nasıl büyüttüğünden, onu nasıl özlediğimden, onun yokluğunda neler yaptığımdan, o yokken
keşfettiğim dilimden düşürmediğim o güzel şarkılardan, yaptığım sakarlıklardan, bahsederdim.
Ve biliyorum ki, hiçte sıkılmazdı okurken ilgiyle dinler bana aynı uzunlukta bir mesaj yazardı. Keşke, keşke ona ulaşacak kadar cesaretim olsa.
Son ses açıp kulaklıkları takınca, baktığım her şey anlam kazanıyor. Okula giderken, yemek yerken, deneme yazarken, kitap okurken... Her yerde, dinleyebiliyorum. Sakinleştirici bir etkisi var Evgeny Grinko'nun.
Hiç bir zaman içinde bulunamayacağımız fotoğraflar, asla önünde duramayacağımız binalar, adım atma ihtimalimizin dahi olmadığı merdivenler. Binemeyeceğimiz trenler, alamayacağımız biletler,gidemeyeceğimiz şehirler. Sokakta yürürken karşılaşma ihtimalimizin olmadığı insanlar, asla duyamayacağımız cümleler, gelmeyecek günler, geçmeyecek yıllar...
Geçen yaz tatilinde spor yaparak ve makarna pilav ekmek tatlı vs. şeyleri kesip dokuz kilo vermiştim. Sporu bıraktıktan sonra yemek yiyemez hale geldim. Hatta önüme koyulan yemeğin kokusundan bile midem bulandı. Bir buçuk ay böyle devam etti, baktım iyice bok yoluna gidiyorum işi abartıyorum, korkudan yemek yemeye başladım ne kadar midem bulansa da kdfhjfdshjsfdh şimdide gayet iyiyim fakat akıllandım bir dahaki diyetimi daha sağlıklı yapmaya çalışırım :D