-ilk hafta okula gitmek
-herkesle kanka olmaya çalışmak
-özgürüm abi yea tavırlarında olmak
-ateist olmak
-saçma sapan triplere girmek
-açılıp saçılmak
-kızlar için saçları kızıla boyatmak
-erkekler için saç - sakal uzatmak, kulağı deldirmek
-daha ilk hafta 8349248 kişi gezmek
-ders aralarında sesli konuşmak
-kızlara yavşamak
-her gün bi program yapalım diye kafa sikmek ama hiçbir şey yapmamak.
bunlar yüzünden okulu bıraktım. tekrar sınava hazırlanıyorum. burası ne aq deyip çıktım bi daha gitmedim.
mevzu bahis üniversite tıp fakültesi ise önlük, sobotta, guyton (her türlü kalın ciltli ders kitabı) hatta ve hatta lateks eldivenle insanları kusturacak kadar fotoğraf çekmek. hızını alamayan arkadaşın kadavrayla selfiesi muhabbetinden sonra insanlar durulur mu diye bekledim, olmadı...
kıvırcık saçlı olanlar ekseriyetle saçları uzat(maya çalış)ıp bonus olurlar. başlarda kendilerini bu şekilde çok alternatif, çok sevimli, çok ortam insanı gibi görseler de bildiğin piknik tipe dönüşüp çevredekilerin taşak muhabbetine konu olduklarını ve hatunların kendilerini yüz vermediklerini görünce kafayı kazıtırlar. kafa şekli düzgün olan yoluna devam eder, yamuk olan abazan kalır...
kesinlikle top sakal bırakmak. üniversiteye başlayan her 3 kişiden neredeyse 4'ünde bu eğilimi gözlemlemek mümkün. top sakalla gezen kızlar bile var. varın gerisini siz düşünün.
sene 2005, üniversitede ilk senem. ilk gün dersten çıktım, yurda gideceğim, kampüste mal gibi yürüyorum (bkz: beytepe), otobüsm durakları nerelerdedir, nerelere giderler, ankara nasıl bir yer vs düşünürken durakları buldum.
ulan dedim, medeniyete bak, her semte ayrı durak var ( tahmini 30 civarı ayrı semte durak var, hem de tabelalarda yazıyor ), vay sikeyim dedim, ne güzel hizmet. neyse bir süre bekledim, baktım gelen giden yok, gariptir ki benden başka bekleyen de yok, bütün semt tabelalarının altı boş, lan dedim bi yanlışlık var.
sonra öğrendim ki, sabah birkaç ayrı semtten gelen hariç sadece sıhhıyede otobüs varmış, kızılaya ise servisle gidiliyor ancak, semt servisleri de var ama, hem aynı duraktan kalkıyorlar hem de belli saatler arası varlar.
peki benim gördüğüm duraklar neymiş sevgili dostlarım? mesaisi biten kampüs personelini evlerine götüren servislerin duraklarıymış... zaten bizim ülkede öyle hizmet olmasına şaşırmıştım, haksız çıkmadım. ( bu benim mal olduğumu değiştiriyor mu, hayır )
komiktir herhalde yahut bi olayı yoktur belki. bilmiyorum. ben ilk yılımda nasıl davrandığımı hatırlamıyorum lan. ana. sadece merdivene oturmuştum çay içiyordum ve bi oğlan üşütüceksin oturma demişti. hatta bu ilk gün bile olmuş olabilir. tek hatırladığım bu. ve adamın birine okulumun ne sikko bi yer olduğunu burayı yazdığım için beynimi sikmek istediğimi söyledikten sonra bu adamın danışman hocam olduğunu öğrendiğimi hatırlıyorum. o anı kimse unutturamaz bana. vov. feciydi.