bugün ben de inancımı özgürce yaşamak istediğim için istanbulun en saygın ve sözde akademik üniversitelerinin birinin kapısından çevrildim. neymiş erkekmişim.
devletin kendine düşman edindiği, tek tipçi faşist politikaları yüzünden mağdur olan milyonlarca insandan sadece bir gruptur. o dönem ki kamu vicdanına sığmayan olaylardan biridir. istanbul üniversitesi'nde ki sosyalist öğrenciler bile toplanarak uygulamayı protesto etmişlerdir. ancak gelin görün ki destekledikleri akp, nihayet uygulamayı kaldırmış olsa da kendilerinden olmayan başka kesimlere subaylara, politikacılara, gazetecilere, yazarlara, hatta sade vatandaşlara kendi mağduriyetlerinin on mislini yaşatmıştır. ne yazık ki zihniyet değişmemiş, sadece el değiştirmiştir.
dinlerini daha iyi yaşamaları için kendilerine yardımcı olunan türbanlılardır.
ulan şerefsizler, din türbandan mı ibaret? ya yabancı erkeklerle bir arada olmama yasağını ne yapacağız? ya bir kadının yanında velisi (kocası veya babası gibi) olmadan 60 km'den uzağa gitme yasağını ne yapacağız? göz zinası, ses zinası ne olacak?
not: hiçbir zaman türban yasağı taraftarı olmadım ama dinlerinin diğer emirlerini görmezden gelenlerin (misal: (bkz: faiz helaldir)) bu aptalca yasağı sömüre sömüre bir diktatörlük kurmasından nefret ettim.
söz konusu zalimlerin mağdur etmedikleri insan kalmadı memlekette ama hala türban yasağını hatırlatıp mağduriyet devşirmeye çalışıyorlar en yüzsüzünden!..
Artık kıyafete göre yargılama yok diyenlerin olduğu başlık. Kıyafete göre yargılama yok diyen.. Harbi harbi bunu inanarak söyleyen.. Küpeli uzun saçlı erkeğe top diyenlerin olduğu bir ülkede.. Komik aq.
bir dönem böyle bir haksızlığa uğramışlardı. bende eylemlerinde yanlarında olmuştum. ancak inanıp oy verdikleri parti yarattı ğı vesayetle seküler, ateist insanlara zulüm uygularken kendilerini yanımızda göremedik.
Aaahh ah! Hey gidi günler... bu gözler ikna odaları isminde gayrı medeni laik odaları gördü. Amaçları neydi? islami kısıtlamalak,egitimde tekilleştirmek. Batilasma politikası yüzünden üniversiteleri şer yuvasına dönüştürmek istediler, bunu da turbanlı talebeleri uzaklaştırarak denediler.ta ki o mücahid gelene kadar. Artık üniversiteler daha da renklendi çeşitlendi. Eğitimde tekillik kalktı, artık herkes giyimine tipine göre yargilanmamaya başladı. Bu ülke neler gördü neler...
ah be ablam keşke gerçekten türbanınla okumak istesen. ama yok senin niyetin bağcıyı dövmek. sonra ağlıyorsunuz. hayır başkalarının da hakkına giriyorsunuz.
üniversiteye alınmaya başlandıkları şu günlerde füzyonu gerçekleştirmelerini, kansere çözüm bulmalarını ve açlığa çare olmalarını beklediğimiz türbanlılardır. Belediyede çalışan, müteahhitlik yapan, toptancı tüccar vs olan, zikindirik bürokrat olarak atanan badem bıyıklılara hemen karı olmamalarını, kafaları kadar götlerini de sıkıp çalışmalarını umuyoruz. Ha nerede iş diyecekler çıkacaktır, onu da o belediyeler o müteahhitler o toptancılar tüccarlar sağlayacak, ve dahi gene bununla yetinmeyip tüm bakanlıkları kafası sıkı götü genişlerle gene dolduracaklar nasılsa.
üniversitedeki kesişmeler, birbirleriyle olan tanışma çabaları falan sonucunda; hoşlanılan kızın türbanlı olduğunun ögrenilmesi ile işler afedersiniz boka sarar. daha önce işin hiç bu yönüne değinilmemişti, gazateler bu konuda makale yazmadı veya yazamadı ya da ben sorunlu bir manyak mıyım! hayır!
çoğu genç insan bu yüzden deprosyona girmiş, çogusu otuzbir ile teselli bulmuş veya bulmakta vs vs...
bu dışlama falan değil, hangi kuşun etinin kimin damak tadına uygun olduğu meselesidir.
ciplaklarin universiteye alinmamasi engeli aşılınca ortadan kalkacak olan durum. toplum ve yönetim, en doğal olan çıplaklık için bile set çekiyorsa; türban içinde çekebilir. ama aslolan sorun şudur; çıplak bir öğrenci ile türbanlı bir kafa aynı odada durabilir mi? eğer sorun özgtürlüklerle ilgili ise ikiside aynı çatı altında ders işleyebilmeli ve iki tarafta birbirlerine saygı ile yaklaşabilmelidir.
çıplakların ve türbanlıların üniversiteye alınmaması özgürlüklerin engellemesidir. ben okulun mezuniyet törenine çıplak katıldım diye teşircilik suçundan dolayı yargılandım ve okuld 6 ay uzaklaştırıldım.
baş örtüsüne ve çıplaklığa özgürlük. insanların ne giydiğine karışmayın artık!
bunun sadece bir basörtüsü olmayacagını bilenler için karsı gelinesi bir durumdur. * cagdaslık ve laiklik yanlısı insanların lafını bile edemeyecekleri kadar salttır bu konu. ayrıca basörtüsünü cıkarmadan geriye gidenleri görmek, basörtüsünü cıkararak ileriye gidenleri görmekten daha acıdır.
saçma sapan tartışmaların arasında kalmış kızdır. sadece tartışmayı bilmeyen bünyelere ad hominemi tavan yaptırtmıştır hepsi o.
a: -bu kızlar hede hödö
b: -hede hödö diyen bu kızlar'lar, zamanında hede hödöyü yapan kız'lar değil midir, bu kız'lar hede hödö yaparken, elinde adsl parasını veremeyecek hede hödöler var. ne hakla konuşuyorsun sen? bu kızlar ne hakla konuşuyorlar?
a: -efendim, hödöngö meselesi başka, o ayrıca tartışılabilir; buradaki konu hede hödö...kızların alınmaması yani. işsizlik, sefalet filan değil. onu başka başlık altında tartışabiliriz diyorum ben yine...!
b: -ama adsl parasını veremeyen hede hödöler...!
a: -ehh eytere bea...!
olay cok basit, beyaz turk diye tabir edilen kesim, ulkede gecmise (cumhuriyet oncesi doneme) ait hicbirsey gormek istemiyor. cumhuriyet oncesine ait olan nesneler, aliskanliklar, tarzlar insanlari "acaba cumhuriyet elden mi gidiyor" dusuncesine sevkediyor.
planlı bir şekilde magdur edilmeye calişılan ve de edilen, eğitim alma hakkına sahip ama alamayan insan topluluğu. efendim neymiş siyasi bir simgeymiş. bu da ne oluyorsa. simgelere geçit yokmuş... peki soruyorum o zaman, (bkz: universiteye alınmayan haçlı kolyeliler) diye bir guruh var mı turkiye'de? ve ya universiteye alınmayan sunu veya bunu giyenler (başörtüsü hariç) var mı? ya da bana sekuler duşunce yapısının bir simgesi var mı bunu anlatın? sekularist bir birey rahatlıkla okuyacak, giydiği, taktığı, yaptığı hiçbirşey sekulerliğin simgesi olmayacak fakat baş ortusu siyasi bir simge olacak ve diğer insanlara baskı yapacağı gerekçesiyle yasak olacak. yok boyle birşey. arkadaslar lutfen siz de vicdanlariniza seslenin...
başörtüsü yasağıyla ilgili mantıklı, izahı mümkün bir arayış içindekiler; yok bunun anlamlı bir açıklaması, halkı bölmeye yönelik, inançlarını yaşamak isteyenleri yıpratmaya yönelik, akıl dışı izahı mümkün olmayan bir yasaktır bu... insaf yahu insaf...
"Dinin üstünlüğünün kaynağı; doktrinlerini çocukluğun körpe çağında zihne kazıma, dolayısıyla neredeyse doğuştan gelen fikirler gibi görünmelerini sağlama şeklindeki paha biçilmez ayrıcalıktır."
çok sevdiğim bir düşünürün*, günümüze cuk diye oturan sözüdür efenim bu. userlarımızın yorumları okunduğunda tam da düşünürün dediği türden yetişmiş arkadaşlarımızın düşünceleri ve düşünce tarzları görülmektedir. değil böyle bir ortamda her hangi bir tartışma ortamında bile din ile ilgili mantık süzgecinden geçmiş yorumlarda bulunmak, bahsedilen ayrıcalığın, ki aslında olmayan ve hatta olmamalı olan bir ayrıcalığın, kendilerine meşruiyet kazandırdığını sandıkları kendilerince haklı bir karşı saldırı bombardımanına maruz kalmak demektir. aslında konu o kadar basit bir konudur ki : evet türban dini ve hatta belirli bir tarikatın siyasi bir simgesidir ve evet üniversitelere sokulmamalıdır. en azından şimdilik! bu parantez önemli.
konunun basitliği verilen yanlış örneklerle olmayacak şekilde karmaşıklaştırılmaktadır. fransanın ya da bizim gibi tamamen sömürge devleti olan üçüncü dünya ülkeleri grubunda olmayan bir ülkeden verilen bir örneğin -ki bahsedilen ülkelerin demokrasi tarihine bakarsanız bizimki henüz emeklemektedir ve en fazla elli yıllık bir geçmişi vardır- geçtiği sanayi, cinsel, ekonomik ve sosyal devrim aşamalarını göz ardı ederek ülkemizle karşılaştırılması bu karmaşıklığın basit bir nedenidir. toplumumuz değil bu aşamalardan, henüz bu kavramların ne olduğundan bile bihaberdir.
yakın tarihimiz bile ( sivas, kahramanmaraş ) dinin o bahsedilen ayrıcalığı nedeniyle kullanılmaya açık insanlar yetiştirdiği ve bu insanların katliamlar yaptığına şahittir. insanımızın bu bilinçsizlik düzeyi, devletin de yönetim anlayışında düşmüş olduğu çelişkinin nedenidir: laik olduğu halde devletin saçmalıkları. bu saçmalıkları saymak başka bir başlığa kalmak zorunda.
din, bütün tek tanrılı dinlerde olduğu gibi insanla ( müslümanlıkta kul ) tanrı ( allah ) arasındadır. insanın bunu kendi içinde yaşama isteği sadece onu bağlar ve en doğal insani hakkıdır da ve bu laiklik kanunuyla da güvence altına alınmaktadır. devlet ise halk için vardır ve eğer ki laikse bütün vatandaşlarına eşit koşullar sağlayarak onları güvence altına almaya mecburdur. bu güvence herkesin dinini özgürce yaşamasını da kapsar ama kendi dahilindeki kurumlar hariç! işte bunu yapamaz ve izin veremez. ha burda keşke üniversiteler özerk kurumlar olsaydı ve her üniversite türban konusunda ve hatta ve tabiki her konuda kendi bağımsız kararlarını verseydi diyebiliriz ama böyle bir durum maalesef geçerli değil günümüzde. din ve dini inançlar devletin umrunda olmaz, olamaz olmamalıdır. aksi ayrımcılığa girer ki aslına bakarsanız ülkemizdeki müslümanların gayet fazlaca ayrıcalıkları vardır.
o yüzden kalkıp yok benim dini inancım gereği, yok ben günaha giremem, yok sizler kafirsiniz gibi serzenişler yönetimin umrunda olmaz. zaten defalarca da insan hakları mahkemelerinden dönmüştür bu serzenişler. demem o ki basit bir aristo mantığıyla özetlemek gerekirse : üniversiteler özerk değil*, devlete bağlı bir kurum olmuştur, devlet laiktir, e o zaman üniversite laiktir.. e o zaman dini hiç bir simge devlet tarafından ayrıcalıklı kabul edilmediği gibi üniversitelerde de kabul görmeyecektir, e artık türbanla konunun ilişkisini de bi zahmet siz kurun.*
konunun başında bahsettiğim şimdilik konusuna gelince. hani türban üniversitelere girmemeli ama
şimdilik bölümü! burda kullandığım şimdilik kelimesinin zaman süreci, yazıda bahsettiğim demokrasiye geçiş aşamasında yaşanan toplum yaşam biçimi ve anlayışındaki yeter bilince ulaşma konusundaki devrim aşamalarının gerçekleşme ve sindirilme sürecinin uzunluğuyla aynıdır. basit bir deyişle, gelişmiş bir ülkede din adına bunlar kafir diyerek diri diri yakılan insanlar görmek zor bir ihtimaldir.
Şimdi; onlar bizden değil ki, onları ne karıştırıyorsun, onlar münferit olaylar gibi karşı çıkmalar olacaktır ki bu da bu yazıdan hiç birşey anlamadıklarını gösterir.
belirli aşamalardan geçmedikçe bu toplum ve din her zaman devletin kısıtlamaları altında kalmaya mahkumdur, olmalıdır.