üniversitelerdeki yoklama saçmalığı

    1.
  1. türkiyede belli sınavlardan geçip de iyi veya kötü olarak nitelendirilebilecek güzide üniversitelerin farklı bölümlerindeki sınıfa gelen öğrencileri koyun misali sayma işlevidir.

    ortalama olarak 20 yaşında üniversiteli olan gençler, bu ülkenin geleceği olarak nitelendirilir, ardından da gelip gelmedikleri kontrol edilir.

    hocalar derler ki, okula devam eden ile etmeyeni bir kefeye mi koyalım? koyacaksın arkadaş, 20 yaşında insanlar kendi tercihlerini yapabilecek kapasitededirler ki, üniversiteyi kazanmış bölümlerini tercih etmiş, ve o bölümü okumaya "hak" kazanmışlardır. sizler bu hakları yoklama alarak baltalamaya çalışıyorsunuz benim nazarımda.

    20 yaşına gelmiş bir öğrenci, 67 yaşına gelmiş yaş haddinden emekli olacak olan profesör zımbırtısından, derse gelip birşeyler öğrenmek isteyebilir, veya o yaştaki bir hocanın öğretecek birşeyi olmayacağına inanır ve 10 yıldır tekrar tekrar sorduğu soruları evinde veya yurdunda her neredeyse çalışıp, "ezberleyip" geçebilir. bu bir seçim işidir, ancak bazı zeki, çevik ve ahlaklı hocalarımız o yaşa gelmiş ve halen birşeyler öğretebileceğine inanan elindeki kağıtlardan okuyup ders anlattığını zannederek, halen ders vermeye çalışır ve üstüne bir de yoklamaya sınır koyar;

    - çocuklar 4 hafta gelmezseniz kalırsınız.

    ve bir yiğit çıkıpta, hocam 40 hafta gelsek de sizden birşey öğrenemeyiz, gelmesek olmaz mı? diye soramaz.

    çünkü sorarsa bilir ki o dersten kalır, 4 hafta gelmese de kalır, düşünce özgürlüğünün olduğu bir ülkede böyle söylese de kalır.

    "yök" diye kurulan saçma sapan bir kurumun yönetmelikleri, öğrencilerin okul ve öğrenme isteğini ortada bırakır.

    derseniz ki derse gitmezseniz nasıl iyi bir mühendis, öğretmen vs. olacaksınız.

    bu da bir seçim işidir.

    ya gidersiniz birşey öğrenmezsiniz, öğrenmeden iş sahibi olursunuz, kötü mühendis olursunuz, ya da derslere gider ama insan gibi ders anlatıp birşeyler öğreten öğretim üyelerinin dersinde birşeyler öğrenir mezun olursunuz ve iyi mühendis olursunuz.

    söylemiş olduğum gibi bu da bir seçim işidir.

    iyi ya da kötü olmak nasıl seçimse bu da böyledir.

    nihayetinde, iyi olma yolunda olan kişileri "yoklama" gibi bir saçmalıkla kötü olmaya iten bir sistemin, etkisiz elemanıyız.

    unutulmamalıdır ki, etkisiz eleman gün gelir, bütün sayıları yutar!
    73 ...
  2. 2.
  3. ülkede öğrencilerin koyun yerine koyulduğunu kanıtlayan saçmalıktır.
    7 ...
  4. 62.
  5. mühendislik ya da diğer bölümler farketmez, eşşek kadar adamlara böyle bir zorunluluk getirmek tamamen saçmalıktır.

    öğretim görevlileri birer şartlı tahliye memuru değil ki?

    halbuki sadece devamsızlık için derse giden bir öğrencinin, dersi dinlemek-anlamak açısından orada bulunmuş olması ile derse girmemiş olması arasında çok bir fark yoktur.

    ingiltere'de bir üniversitede yoklama alınıyor ama öğrencilerin devam zorunluluğu yok. öğrenciler pekala biliyor ki, devamlılık hem 'kanaat' notu hem de projelerin tamamlanması için şart. zaten ders içerikleri kapsamlı hatta zor. her şekilde devam ediyorlar.
    5 ...
  6. 77.
  7. boş yapmayın gerçek anlamda saçmalıktır. ödevleri eksiksiz Telsim edip sınavlarına giriyorsa sıkıntı yoktur.
    4 ...
  8. 16.
  9. -hocam yoklama kağıdını vermediniz, imza atsaydık.
    +imza için mi derse geliyorsun evladım?
    -şey hocam.. asdajklsda
    5 ...
  10. 4.
  11. hocaların anlayışına göre "devamsızlık bir hak değil bir ihtiyaçtır."
    (bkz: hocam bsg pls)
    4 ...
  12. 7.
  13. hazırlıkta özellikle gözünün yaşına bakmazlar.
    2 ...
  14. 66.
  15. sen önce öğrenci ol birleş sesini duyur şu yök denen saçmalığı kaldırt üniversitelere adam gibi özerkliği getir o hükümet bu hükümet keyfine göre üniversitelere olmadık saçmalıkları dayatmasın. ingilterede bak bakalım yök varmıymış.
    2 ...
  16. 21.
  17. yoklama almak bir saçmalık değildir. yoklama alan hoca da suçlu değildir.

    bildiğiniz üzre, her kurumda olduğu gibi, üniversitelerinde yönetmelikleri vardır. bu yönetmelikler derki**, teorik derslerde devamsızlık hakkınız %20, uygulama derslerinde devamsızlık hakkınız %10.

    burada mevzu şudur, hocalar da bağlı bulundukları kurumun yönetmeliklerini uygulamak zorundadırlar.* sizin bu durumun tersini savunmanız bu durumun yanlış olduğunu, hocanın suçlu olduğunu göstermez. dersine başı örtülü insanların girmesine izin veren hocaları nasıl ki yerden yere vuruyorsanız yeri ve zamanı gelince, yoklama almayan hocayı da yerden yere vurmanız gerekir. ikisi de yönetmeliktir, ikisi de yönetmeliğin uygulanmadığı durumlardır.

    ve bu bir seçim meselesi değildir. bu kurallar hepimizin iyiliği için konulur. ben derse gelmeden, yarım yamalak öğrenip, gelecekte de yarım yamalak bir mühendis olurum diyemezsiniz. o fakülteye, o bölüme geldiyseniz*, hiçte bir şey olmasa ülke çıkarları açısından o fakülteyi en iyi şekilde okuyup, en iyi şekilde mezun olmanız gerekir.

    ha ille de ben kabul etmiyorum, üniversiteye girer, 10 senede bitirir, yarım yamalak bir adam olurum diyorsanız ise, o zaman ülkedeki kötü gidişat üzerine tek bir eleştiri yapma hakkına da sahip değilsiniz. çünkü ülkenin kötü gidişatındaki en büyük etken siz ve sizin gibilerin, kendi çıkarları doğrultusunda, uyguladığı yada uygulamadığı kurallardır.

    not: ben de öğrenciyim.
    5 ...
  18. 26.
  19. universtelerdeki yoklama olayi gercekten bir sacmaliktir. eklenebilecek bir sey daha oldugunu dusunuyorum. Derslere devam zorunlu olmamali. Bazen oyle gerizekali hocalara denk geliyorsunuz ki devam etsem ne olur etmesem ne? Diye soruyorsunuz kendi kendinize. Universite hocalari oyle ders anlatmali ki ogrenci kendisini derse girenlerle ayni kefeye koyamamali. Ders kitabini anlatirmis gibi yapip okuyan hocalardan bir sey vermesini beklemek sacmaliktir. Bunun yerine ogrenci 'ben bu derse girmezsem kaybederim' dusuncesi icinde olmali, olabilmeli.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük