üniversitede öğrenci olmak

    1.
  1. hayatın anlamını anlamaya, kavramaya, kavrattırılmaya başlamak, üstesinden gelinemeyecek silsilelerden kurtulmaya, ya da boğulmaya çalışmak. bilinmeyenin ötesindeki her cins insanla tanışmak, yeni ortamlara akmak, kendini bir b.k hissetmeye başlamak, tipini, şeklini, şemalini değiştirmeye başlayıp şekil ayaklarına yatmak, en önemlisi aşık olmak, ''göbek adı platonik'' kesilip, akşamları kafayı yemek, kendisini oxford'dan, harvard'dan çıkma olarak gören, burnu değil kaf dağı'nda everest'in bile üzerine konuşlandırılamayacak derecedeki hocalarla uğraşmak, boğuşmak; hangi anlama dayandırılması da anlamsızlığı her şekilde kapsayan biçimde kah cafe'lerde, kah kütüphanede, ama faydalı ama faydasız zamanı geçirmek; hayatın en önemli en güzel olarak değerlendirilebilecek zamanında(18-24)türlü türlü insanlarla akıl dalaşına girmek, ama eğitim, ama iktisat, ama fen, edebiyat, ama tıp fakültesinde, hapishaneyi andıran duvarların anlamsızlığı içinde kaybolmak, en az bir kere anıların bir yerlerine yapışmış olmak üzere, dersliklerin üzerinde uyuyakalmak, genelde sevilmeyen öğrenci işleri'ne en az bir kere işi düşüp de küfür etmek, yiyecekmiş gibi bakanlarının, bir yudum sevgiye muhtaç olanlarının, yurtta, iki ekmek arası kıytırık kaşarlı tost yemekten kabız olanların arasında aşık olduğunuz kızı düşünmek; mezuniyete doğru meslek, erkekler için askerlik derdini, memur olacaklar için, kıytırık devletin, üniversitelerine güvenmediğini belgeleyen kpss'ye takılmak, takılıp da kafayı yemek, hayatın en güzel, eşsiz benzersiz tadını damakta bırakmak..

    edit: an itibariyle neresinin kötülendiğini anlayamadığım başlık...
    13 ...
  2. 6.
  3. universitede ogrenci olmak

    kimilerine göre ders, kimilerine göre danstır. kimilerine göre 75 dk konserve kutusu gibi otobüste ayakta durmak, kimilerine göre arabayla kızlara hava atmaktır. kimilerine göre belgesel çekilebilecek evlerde ateş pahasına fiyatlarla yaşam sürdürmek, kimilerine göre havuzu olmayan sitelerde otumaktan muzdarip olmaktır. kimilerine göre bok gibi ders çalışıp bok gibi hayatlardan kurtulma fırsatıdır, kimilerine göre nasılsa bitecek olan bi geyik fasilitesidir. kimilerine göre kamyonu devirdiği hülyalı gecelerdir, kimilerine göre pembe diyarlarda at koşturmaktır. kimilerine göre pırıl pırıl defterlerdir, kimilerine göre buruş buruş fotokopi notlardır. kimilerine göre ilim irfan yuvasıdır, kimilerine göre kendini bi bok sanan morukların yuvasıdır. kimilerine göre heyecandır, mide ağrısıdır, el terlemesidir; kimilerine göre "naber kanka?" deyip yanaklara yumulmaktır. kimilerine göre hiçbiri değildir, kimilerine göre bu uçlar arasındaki birşeydir. yiyen bir pişman, yemeyen bin pişmandır.
    6 ...
  4. 8.
  5. dersler, okuldaki eğitim bir yana son sınıf itibariyle geriye dönüp baktığımda tek gördüğüm ve öğrenebildiğim;
    hayattır.
    neden bu hayatı öğrenmek için dershaneye gitmişiz? binlerce test çözüp sınava hazırlanmışız bilemiyorum. ama bilmek istiyorum. öyle ki içimdeki sessiz çığlık bu durumu şöyle açıklıyor..;

    " bak kızım hayatı anlaman, öğrenmen, sindirebilmen, üstesinden gelebilmen için önce binlerce soru çözmelisin.sonra sosyal hayatını nerdeyse sıfıra indirip sürekli okul dersane ve ev arasında mekik dokumalısın...3 saatlik bir sınava girmelisin... aileni heyecandan öldürmelisin... kendini helak etmelisin...tüm bunların, sıkıntılarının acısını; eğer kazanırsan, üniversitede hayatı öğrenerek çıkartabilirsin ...
    haaa!? dersler filan mı? ne dersi kızım? dört duvar arasında bir şey öğrenebileceğini sanıyorsan çok yanılıyosun ...sana hayatı zike zike öğreticek diyoruz daha ne istiyosun...allah bilir sen dört senenin sonunda iyi bir gelecek filan da istersin ...de git! kızım güldürme beni...
    al yaşadıklarını, aşklarını, arkadaşlıklarını, aldatmalarını, aldatılmalarını, tüm ihanetleri, uykusuz geceleri, parasız günleri, sabahlara kadar orda burda içmeleri, rezillikleri, sarhoşluklarını,streslerini, tutkularını, şehvetini, mutluklarını, kahkahalarını ...topla, böl, çarp ve bir sonuç çıkar...işte o sonuç, o tek bir sonuç; 6 yaşında başladığın okul eğitimi doğrultusunda kazandığın ve bilmem kaç yılda bitireceğin üniversitedeki hayat derslerindeöğrendiğin bilgilerle hesap yapabildiğin sonuçtur...işte böle kızım üniversite sana hayatı toplamayı, bölmeyi, çıkarmayı, çarpmayı ve sonunda tek bir sonuç bulmayı öretmek için vardır.

    şimdi söle bakalım ....

    o tek bir sonuç için tüm bunlara değer miydi ?
    pişman mısın ?

    ....
    4 ...
  6. 35.
  7. Anne babadan ayrıldıktan sonra okumak için, kendi ayakları üzerinde artık durabıldıgını sanarak, onlara pek fazla ıhtıyacı kalmadıgını sanarak, tabiri caizse ahırda baglı olan inegin ipini koparıp saga sola kosması gıbı, kendini özgurlugun verdiği sarhoslukla suraya buraya atan, nerde aksam orda sabah olmasi ihtimali yüksek, memleketindeyken karıştıranadığı onlarca haltı bir güne sıgdırması gerekirmiş gibi hayatı dolu dolu yaşayan, okula başladığından kısa bir süre sonra sanki mecburmuş gibi hemen bir sevgili bulan, kandırılmaları baya kolay olan( her konuda) , okudugu yer küçük bir ilçe ise oranın sosyolojik yapısını hemen bozebilen, buyuklere saygının gıttıkce azalmasına yol acan, benım yasımın 30 olmasına ragmen otobus hınca hınc ogrencı doluyken bınen yaşlı ınsanlara benım yer vermek zorunda kaldıgım, böylesine enteresan bır yapılanmanın oldugu toplulugun içine girmektır.Adam gibi, okumak için gidenleri bu saydıklarımın içine koymuyorum. tabıkı sayılarının az oldugunu bılerek...
    2 ...
  8. 12.
  9. üniversitesine göre değişen duygularla dolu bir dönemdir.

    bölümlerini ve okulları sevmeyenler için ıstırap,

    okullarını sevmeyenler için sabır,

    her ikisini de sevenler için huzur dolu geçer.
    3 ...
  10. 2.
  11. öğrenciliğin ne kadar masraflı birşey olduğunu anlamak, ilk seneler işin gırgırında olup sonlara doğru yeni mezunlardan iş hayatıyla ilgili tiyolar alma zorunluluğunda hissetmek, fotokopicileri zengin etmek, vizede vasat not alıp o dersi geçmek için finalde kasmak, proje hazırlamak, sunum yapmak, pi sayısını 3 alamamak, arada bir şenliklere katılmak o an iyi ki üniversiteliyim demek.
    3 ...
  12. 34.
  13. bu şeye benzer şeye hani bir saat sonra kimin altına yatacağını bilmez ya fahişe işte tam da ona benzer üniversitede öğrenci olmak. hesap yoktur, zaman ve mekan yoktur ara ara insanlar vardır bir de vize final dahası yoktur. hesap yoktur paranız bitince aç kalırsınız. zaman yoktur ne zaman yatıp kalkacağınızı ayarlamazsınız. mekan yoktur her yerde yatabilirsiniz bir yatakta üç kişi vs. insanlar vardır sokaklarda, yerleşkede, sınıfta selamlaşmada geçer ilişkileriniz. zordur üniversitede öğrenci olmak. yarın ne yapacağını bilmemek bir saat sonrasının meçhul olması.
    3 ...
  14. 26.
  15. üniversitede öğrenci olmak;

    -hangi hocanın hangi saatte ara verdiğini ezbere bilmektir.
    -hocaya ara verdirebilmek için arkadaşların adına kendini kurban etmektir.
    -sigara kullanmıyorsan bile iki kelam arkadaş sohbeti için kantindeki sigara dumanına katlanmaktır.
    -sucuklu tost ve bir bardak çay'ın dünyanın en güzel yiyeceği olduğunu düşünmektir.
    -sigara kullanıyorsan ''kanka bi sigara versene be borcum olsun''dur.
    -eve geldiğinde gördüğün dağınıklığı umursamamaktır.
    -bulaşık ve çamaşır yıkamanın gereksiz şeyler olduğunu düşünmektir.
    -aylardır silinmediği için dışarısı gözükmeyen camlara formül yazmaktır.
    -sınavların tarihini bildiğin halde gireceğin dersin sınavına bir gece önce çalışmaya başlayıp ders çalışırken uyuyakalmaktır.
    -bazen hiç uyumamış halde vize sınavına girmektir.

    *
    2 ...
  16. 5.
  17. ne günlermiş kıymetini bilememişim ,çimlere uzanıp malak gibi uyuyup uzun eşşek oynarken eyleme gidenleri seyredip daha sonra sınıfta onlara takılmalar, king ve okey partileri elif Cafe de Onur mete'li saatler, sabahlara kadar gezmek, yanında oturan insanın parası,ailesi,hatta isminin bile önemli olmadığı canım günler
    2 ...
  18. 7.
  19. hayatındaki artık nerdeyse tüm problemleri kendi başına çözmen gerektiğini yada hayatın kısa bir özetini çıkaracağın bir yerde öğrenci olma durumu.. *
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük