mahalle baskısının normal hayatta değilde ağırlıkla üniversitelerde olduğunu ispatlayan menifesto. şöyle ki; manifestoya öncülük eden Şaban Çalış'a, imza atan öğretim üyelerinden bazıları, üniversite yönetimimiz baskılarda bulunuyor, bunun için imzamı geri almak istiyorum demiş. ve de bu istekde bulunan öğretim üyelerinin imzaları siteden kaldırılmıştır.
''insaf yahu özgürlüğe bile verilen desteğin yanlış anlaşıldığı bir ülkede yaşıyoruz. önceden türklüğümle gurur duyardım. şimdi daha çok gurur duyup, bu türk gibi gözüküp de ülkeyi mahfeden insanları temizleme isteğim uyandı içimde. ama bunu hayata bir türlü geçiremiyorum. eğer elimde bulunan gücü 'ötekiler gibi benim gibi düşünmeyenleri görevlerinden uzaklaştırırsam' onlardan farkım kalmayacak.'' düşüncelerini daha da kuvvetlendiren bir manifestodur sonuç olarak.
uydurma değil gayet sağlıklı bir listedir. zira öğretim görevlileri okul uzantılı mail adresleri ile bu kişilere mail atar. bu kişiler aynı mail adresine bir onaylama maili gönderir ve son olarak katılmak isteyen kişi bu maili onaylayarak bu listeye girer. yani hatalı veya uydurma isimlerle bu listenin yayınlanması gibi bir durum söz konusu değildi. tabi zoruna gidenler belden aşağı vurmaya başlayacaklar. ilk önce sayıca az dediler. sayı arttı şimidi liste sahte dediler. bakalım daha neler göreceğiz.
ediit2: bu platforma dahil olmayan birçok hoca listede adını görünce şaşırmış ve "biz böyle birşeye katılmadık" demişler! bari olayla ilgisi olmayan adamları kullanmayın kolpa özgürlük manifestonuzda!
üniversiteler daha çok bilimsel konularda çalışma yapan kurumlar olduğu için buralardaki özgürlük daha kolay çalışma ortamı sağlayabilir. ancak özgürlük kelimesini türban kelimesiyle eş anlamda kullanmak, bu ortamdan yararlanıp kendi ideolojilerini üniversitelere sokma zemini oluşturmaktır ki buda üniversitelerin kuruluş amacıma ters düşmektedir.
an itibariyle 2600 katılımcı arasında anadolu üniversiteleri hariç dağılım şu şekildedir:
istanbul Üniversitesi: 57
odtü: 12
Bilgi Üniversitesi: 18
Hacettepe: 12
Boğaziçi Üniversitesi: 12
Marmara Üniversitesi: 74
iTÜ: 14
Ankara Üniversitesi: 37
Başkent Üniversitesi: 6
Bilkent Üniversitesi: 6
Sabancı Üniversitesi: 7
Galatasaray Üniversitesi: 2
vs.
an itibari ile sayı 1250 olmuştur.
üniversite de özgürlüğün ne demek olduğunu tam anlamıyla anlamış öğretim üyelerinin katıldığı kampanyadır.
edit; uydurma liste olması mümkün değil zira dikkat edilecek yerler;
Metnin altına siz de imza atmak istiyorsanız bu MAiLi "metni imzalıyorum ve katılıyorum" şeklinde -ad, soyad ve mesleki bilgilerinizi de ekleyerek- kısaca cevaplamanız yeterli olacaktır.
Evet görüldüğü üzere oraya her mail gönderenin değil öğretim elemanlarına atılan bir mail var o na onay cevabı yazanı listeye eklemekteler.
"Metnin altına siz de imza atmak istiyorsanız bu maili, "metni imzalıyorum ve katılıyorum" şeklinde -ad, soyad ve mesleki bilgilerinizi de ekleyerek- kısaca cevaplamanız yeterli olacaktır. Ayrıca, ihtiyaç hissedilmesi durumunda, katılımınız için, shcalis@yahoo.com, universitede_ozgurluk@yahoo.com, dagi@metu.edu.tr e-posta adreslerini de kullanabilir ve " 'Üniversitede Özgürlükler Konusunda Kamuoyuna Duyuru' metnine katılıyorum " notunu ve yine sizi tanımlayan unvan ve kurum bilgilerini bu mail adreslerinden herhangi birine de gönderebilirsiniz."
peki ben gidip de istanbul üniversitesinden prof.dr. cevat pompacıoğlu adıyla bir katılım postası göndersem
ne olacak? direk listeye alacaklar. burada cevat pompacıoğlu yerine herhangi bir akademisyenin adı gelebilir.
sonuç: götten uydurmalı bir listedir bu. isteyen istediği kişiyi bu listeye ekleyebilir. denetim yoktur.
dolayısıyla listedeki kişileri görüp aaaa, vay a.k. demenize pek gerek yok. uydurma bir listedir.
nasıl bir zihniyettir türbanı kadın esareti - erkek özgürlüğü olarak nitelendiren. asıl türban yasağı değil midir kadınların haklarını kısıtlayan, onların üniversitelere girmelerine engel olan? fikirlerini simgeliyor (!) diye başörtüsü takan kızlar üniversitelere giremezken, çok daha adi ve şerefsizce düşüncelere sahip erkekler üniversitelere rahatça girebiliyor. bu kadar ahmakça bir düşünce olabilir mi arkadaşlar? simge (!) kullanan bir müslüman, simge kullanmayan bir teröristten, hırsızdan, arsızdan daha tehlikeli görülebiliyor. yine tekrar etmekte fayda görüyorum. başörtüsü değildir kadın esareti - erkek özgürlüğü. başörtüsü yasağıdır bu esareti ortaya çıkaran. ama yontma taş devrinden kalma birtakım yontulmamış beyinler hala üniversitelerde başörtüsünün serbest olmasını zorunlu olması sanıyor.
üniversitede özgür olmak zor iki gözüm kabilinden cümle kurmaya neden olan çünkü ankarada aşık olmak zor iki gözüm şeklindeki şarkıyı anımsatan mevzudur. biz özgürlüğü, bunları özgür kılarsak yarın bizim ebemizi tikerler diye algıladığımız için, hiçbir yere getiremeyiz, zira kendi özgürlüğümüzü korumak için, onları yasaklamaktan başka bir çare üretemeyecek kadar zavallıyız.