üniversiteye geldik kurtulduk diye sevinen bünyeye tokat gibi inen durumdur. üniversiteye gelmiş insandan da yoklama alan hocalar vardır. derse gelmedi diye evi aramazlar ama bu durum bünyenin bütün -üniversiteli genç- hayallerini yıkar.
bu mu üniversite?! bi de kravata arma dikelim tam olsun dedirtir. ama bu hocalara degil onların terbiyesini vakti zamanında vermemiş bölümün ilk ögrencilerine kızmak lazımdır. hala ümit vardır.
daha beter olanıysa universitede odevlere bakan hoca dır.
galatasaray üniversitesinde bol olan hocalardır bunlar. çünkü üniversite dediğimiz bildiğiniz liseden bile küçük olabilmekte en kalabalık anfisi 90 kişi almaktadır. hani almasa bile belli bi süre sonra hocalar adınızı biliyor duruma geliyor zaten. bildiğin sınıf oluyorsun bölüm filan değil.
herkes bi kampanya yapıyor ben de mi yapsam galatasaray üniversitesinin adı değişsin kampanyası diye.. ne gereği var şimdi gecenin bi yarısı.
üniversitenin büyüklüğüne bakılmaksızın,hoca tarafından tanınıyorsanız eğer yoklamaya bile gerek kalmadan devamsızlığınızın notunuza yansımasına sebep olan hocalardır.
daha da kötüsü hem yoklama alan, hem ödev verip bunları toplayan ve değerlendirmeye alan, hem de habersiz quiz yapan hocadır. ve bazı okullarda (bkz: odtü) bunlardan çoktur. herbiri değerlendirmeye alındığındandır ki ne derse geç kalabilirsiniz, ne ödev yapamamazlık yapabilirsiniz ne de "ben bu hafta uyucaam ya" diyebilirsiniz, çünkü daha sonra kabusunuz olur..
insanı sıkıntıya iten şahsiyetler olmakla birlikte daha da kötüsü vardır:
(bkz: yoklama alan fakülte)
evet var böyle birşey. derslere girerken elektronik öğrenci kartınızı anfi girişindeki göze okutup girersiniz ve bu yoklama faslı 10 dk açık kalır. yani derse 15 dk. geç kalırsanız kartınızı okutup sınıfa/anfiye girmeniz durumunda yoklamanız alınmamış sayılır. sene sonu geldiğinde "ya hocam ben hep geliyorum derslere" şeklinde itiraz etmeniz işe yaramaz çünkü hocanın inisiyatifi ortadan kalkmıştır, "yoklamayı ben almıyorum fakülte alıyor" der olay biter. çileden çıkmak için birebir yöntemdir.
hoca: zall yok mu ?
öğrenciler : sözlük mü mözlük mü diye bir bok varmış. onunla uğraşıyor hocam.
hoca : ölüler kitabı nerde peki ?
öğrenciler : tv de ona buna laf sokuyor hocam.
hoca : peki devedikenikarpuzkabuğu
öğrenciler : hocam elemanlar şirket kurmuş. milleti orda bura topluyolar. yakında da ankara mitingine eleman toplarlarsa şaşırmayın.
hoca : alwaysleepy yokmu
öğrenciler : hocam ya ekşidedir yada uludağ da. ama burda yok.
hoca : fatal ?
ögrenciler : dün akşamdan beri içiyor. ayılamamıştır.
hoca : kırmızı başlıklı kız yok mu ?
öğrenciler : ameliyat masasında erkek olacakmış.
hoca : sizin ne işiniz var peki ?
öğrenciler : ne bilelim a.q. kendimiz burda bulduk.
sayın hocam 4 kredilik dersini haftanın iki gününe yayar, her günki dersi de iki oturum yapar. her oturum için 1/4 artı atacak şekilde isim okuyarak yoklama yapar. müthiş hafızası sayesinde de kimin hangi dersin hangi dördününde geldiğini bilir ve ona göre çoğu zaman başkaca bir detay sormaz.
haklı bir hareket yapan hocadır.
eğer öğrenci okumaya geldiği üniversitede bir dersi seçmişse o derse de girecektir efendim. kaçarı yoktur. hem işi nedir. dersine baksındır.
yaz okulunda yabancı versiyonu ile karşılaştığım hoca. yabancı iyice fena oluyor hiç acımıyor. gidip hocam ehi ehi diye ayak yapma şansı da yok adam disiplinli. yok bırakmadı neyse ki ama sınavların hepsi 80 üstü iken D verdi. canı sağolsun.
dersin yarısını yoklama ile geçiren hocadır. tabii 70 kişiyi saymak kolay olmasa gerek... ben şahsen hep merak ederim bu dinazor hocalar anfi sınıflarda ne halt ediyor acaba yoklamadan ders anlatacak vakit bulabiliyor mu?