Çıkar ilişkilerinin olmadığı bir dünyada yaşamıyoruz.
Dış görünüş, dik duruş, kendinden emin olma gibi faktörlerin insan iletişimini Nasıl etkilediği.
Aşağılık insanların da öğretim üyesi olabileceği gerçeği...
Gibi gibi...
Lise hayatı boktan geçer. Üni daha güzel olacak ulan dersin. Ünide de batırırsın. Sonra fark edersin ki sen busun. Leş bir hayat peşini bırakmayacak. Senle özdeşleşmiş.. Eğlenceli hayatlar sadece filmlerde olur. Sen nesin ki eğlence yaşayacaksın!
Olsun dersin. Üni bitince iş hayatına atılırım. Okul bitince güzel günler gelecek dersin ama Kaderin sana götüyle güler. Haklıdır da zaten. Hayatının en güzel seneleri olması gereken günler bok gibi geçmiştir ve sen hiçbir hayalini gerçekleştirememişsindir.
Kabullenirsin. Demek ki buymuş benim hayatım dersin.
Üniversite öncesi üniversitelilerin bize așıladığı hayal ürünleri (örneğin: "üniversitede kızlar teklif ediyor", üniversitede rastgele seçtiğin kız bile verir", "derslere bile girmene gerek yok", "eve çıktığında kızlarla beraber kalıyorsun" gibi) çoktur. Adam akıllı yönlendirenimiz olsaydı dedirten durumdur.
resmi tarih kapsamında daha önceki okullarda öğrenilen şeylerin (ilaveten, öğrencinin benimsediği siyasi yaklaşımın okulda öğretilen resmi tarihe taban tabana zıt olabilecek kendi resmi tarihinin bile) o kadar da net doğrular olmayabileceği. tarihi daha fazla farklı kaynaktan ve daha bilimsel yaklaşımlarla okumakla ufkun daha fazla açılabileceği.
Üniversitede okuyor olmaktan memnuniyet duymak gerektiği gerçeği. Evet zulüm gibi başlayan üniversite yıllarım yerini mutluluğa bıraktı, şu anki vaziyetimden memnunum ve mezun olasım yok. Çünkü mezun olduğumda neler için uğraşmam gerektiğini biliyorum, şu an tek kaygım tek sorumluluğum derslerim ama ya bundan sonrası? Bundan sonra sorumluluklar daha da artıyor, yapmak zorunda olduğun ya da zorunda hissettiğin şeyleri yapıyorsun. Çalışman mı gerekiyor? her gün o stresli ve belki de gürültülü ortama gidip üstündeki insanların vırvırını çekmek durumundasın. Evlenip yuva kurma zamanı mı geldi? evleniyorsun ve çalışma hayatından daha büyük zorluklar ortaya çıkıyor sonu mutlu olsa bile. O sorumlulukların artışı ve liseden üniversiteye geçiş tam bir sudan çıkmış balık olma hali. Liseden mezun olup üniversiteye başladığımda da öyle hissetmiştim muhtemelen mezun olduktan sonra da aynı duyguları hissedeceğim.
Kıymetini bilin 1. Sınıf arkadaşlar. Şimdi belki de deli gibi mezun olup okul yüzü görmek istemeyeniniz var aranızda. Ama bilin ki hayatın belki de en kolay ve bu kolaylığın verdiği tatlı dönemi mezun olan herkes arıyor.
"Üniversiteye kapağı at rahatsın" cümlesinin bir yalan olduğunu. Hazırlık okuyorsanız birkaç farklılık dışında lise ortamını hissedersiniz, üniversiteyi tanımaya, arkadaş edinmeye çalışırsınız ama bölüme geçtiğinizde ya da direk başladığınızda farklı sınıflar yüzünden tam bir arkadaş ortamı oluşmadığını, sistemden ders alabilmek için sağa sola koşturduğunuzu, geçebilmek için lisedekinin 4-5 katı kadar çalışmak zorunda olduğunuzu farkedersiniz. içinizden "hani üniversite hayatı rahattı" diye geçirirsiniz ama artık her şey için çok geçtir ve gerçek hayata tamamen atılmışsınızdır. Güzel yanları da yok değil tabi, mesela serbest kıyafet? Veya ne bileyim zil yok..
- Üniversite bittikten sonra cok para kazanilmadigi.
- kantinde ayak üstü sakalastiginiz, "alt dönemden ve hatta cömez" diye dalga gectiginiz birisinini 20 dakika sonraki derse girecek olacak hocaniz olabilecegi.
- bazi konularda sadece tek bir dogrunun olmayabilecegi.
- lisedeki gibi hocalarin gelip dersi anlamamiz icin ugrastigi günleri bile özleyebilmek. Derse giren hocanin kuru kuru dersi anlatirken, sirti tahtaya dönük oldugu icin ve yazdigini bir anda silmesiyle "konu neydi arkadas?" Sorusunun kimse anlamadigi icin havada kalmasi ile sadece konu basligi üzerinden ders calismak.
(Hocalarin acimasiz olabilecegi
- bölümler arasi rekabet. örnegin; "benim bölüm cok zor be..." üniversite bitene kadar devam eder, daha sonra da ne kadar gereksiz bir tartisma oldugu anlasilir.
Kadınların, kuku peşinde koşan erkekler tarafından tokatlandığını ve sonrasında kadının bambaşka dünyalara adım attığını gün gün fark edersiniz..
Sanırım bu kızlar üniversiteyi izdivaç sanıyor. Bi kapılıyorlar bağlanıyorlar.. erkekler de kerhaneye gidiyor gibiler..
Yalnız erkeklerin kadınların elinde piştiği gerçekler de var tabi.. veya kadınların erkeğin hayatından öğrendikleri..
Ama genelde kadınlarınların nasıl çöpe dönüştüğünü fark ediyoruz.. erkeklerin pek mahvolduğunu görmeyiz.. 100'de 1 gibi. O da aşık olur mahveder kendini..
Söylemek istediğim, arkadaşlıklar hariç her türlü ilişkinin boktan olduğunu fark edersiniz.. hatta dostlukların yalan olduğunu bile bilirsiniz artık..