olmaması gerken bir durumdur... kadının işi ev hanımı olmak değil bence. aslında sadece üniversite mezunu olan değil hiç bir kadının görevi değildir ev hanımı olmak.
Bir erkek olarak ben bile zar zor tahammül ederken patron ve her türlü zırvalığa. Hiçte gerek yok çalışmasına, yemek yapsın. Çocuklarla ilgilensin, onları yetiştirsin. Hobileriyle uğraşsın. Kendine vakit ayırsın. Sinirden stresten uzak olsun. çalışmak isterse de kesinlikle karışmam orası da ayrı bir mevzu.
Devletin cuzi bir sigorta primi ile işçi gibi göstererek, işsizlik oranını büyük ölçüde düşürmesini sağlayacak kadınlar, kadinlarimizdir. yapmadiklari is değil, öğrenci sayısı nasıl ülkenin işsizlik oranını etkiliyorsa, ev hanımlarını da bu konuda kullanirlarsa sasirmam. önemli olan istatistikler sonucta. bakacaklar işsizlik oranı çok düşük. oh be mis gibi ülke diyecekler. yapılmışı var mı acaba, merak ettim. yoksa hemen projemi bakanlığa sunayım.
Sadece okudum demek için okumuş ve kendisini üniversite mezunu diye bir bok sanan, sürekli koca parası yemenin hayalini kuran kadınlardır. Hayır çalışmayacaksan ne diye okuyorsun ki, çok gereksiz.
Bekarken veya evliyken,Çalışmakta yan gelip yatmakta,yaşam standartına bağlı.
Ailenin durumu iyiyse ve sende gelir düzeyi yüksek bir beyle hayatını birleştirdiysen çalışmama hakkını seçebilirsin evet. Kaldi ki bunun avantajı ve dezavantajları tartışılır.
Fakat benim gibi standart bir ailenin standart bir kızıysan kuvvetle ihtımal dengin olan bir adamla evleneceğinden mütevellit ömrün boyunca en kötü ihtimalle emekli olana dek iki s kuralı ile çalışmak zorundasın.tabi ben çalışırkende, yazın evde yatarken de hayattan keyif alıyorum ayrı mesele.
ülkemizde onca üniversite açılmışken işe girmek hayaliyle üniversite okumak eskiden kaldı.Artık sırf belli bir genel kültür düzeyine sahip olmak için de okunabilir.
maalesef geneli için hocalarımızın sitemle kurduğu şu cümleye katılmamak elde değildir:
- o halde bu sıraları işgal etmeyin!
daha üniversite bitmeden söz, nişan hatta evlilik yapıp direkt ev hanımlığına geçiş yapanlar zaten "dolu" bir mezun olarak bitirmedikleri okulun öğrettiklerini günden güne unutuyorlar.
elbette bir şeyler kattı, elbette okumamış hainden farklı bir halde bu kadın ama inanın bu fark da köreliyor zamanla.
her şey bir kenara "çalışan" bir anne büyütmeli çocuğu, belli bir vizyon olmalı o annede.
hem kendinize hem çocuğunuza yazık etmeyin.
ayrıca en azından kişisel ihtiyaçlarınızı karşılayacak meblağlar kazanın, ev ekonomisine küçük de olsa katkılarda bulunun. hepimizi biliyor ki bu kendinize olan güveni, iç huzurunuzu ve refahınızı arttırır.
üniversiteleri meslek eidndirme kursu olarak görmediklerindendir. ayrıca herkesin çalışması ve üretmesi gerektiği inancı kapitalizmin bir dayatmasıdır. ekonomik yönden güçlü olsam ben de eşime çalışmaması gerektiği yönünde telkinlerde bulunurum. her ne kadar kendisi saygın bir kurumda memur olsa da evde çocuğumuza vakit ayırması, onun eğitimiyle ve ruhsal gelişimiyle ilgilenmesi benim tercihimdir. kendisi de bunu ister zaten.
Mesleki anlamda idealist olmayan kadındır. insan sadece para için okumaz. Meslek, sektör ne olursa olsun idealleri olmalıdır insanın.
Mezun olduğu okul ilk beşte, yaklaşık yedi yıl önce mezun olmuş, çalışma engeli olmamasına rağmen evde oturan kadın tanıyorum. Eşi son 2 yıldır ek iş yapıyor. Günde ortalama 16 saat yok adam.
Takdir ettiğim kadındır. işi bıraksam şimdi, günlere gitsem akşam olsa o ses türkiye izleyip uyusam. Kaç şehirli ''ekonomik özürlüğe sahip'' plaza kadını bu hayal ile yaşıyor biliyor musunuz? Kesinlikle cahillik olarak görmüyorum. Kadın akıllı senin benim gibi hayat müşterek ekolüyle ezdirmiyor kendini.
atanamamis;öğretmen, ibf ,iletişim, sağlık yönetimi ,iki yılık , fen fakültesi ,edebiyat kısmen belli mühendislik okularinda hayatını harcamış biridir lan zaten kaç fakülte kaldi ki atananki.