insanların hak ettiğini almasıdır. buna laf edenler kendi haklarını vermeyen, onları iş hayatı adı altında modern köleliğe mecbur eden işverenlerden ve onların acımasızlıklarından bahsetseler çok daha anlamlı olur.
bir öğretmenin 3,5 ay tatil yaptığını sanan büyük bir kitle varken (ki dönemin başbakanı bile öyle sanıyordu)
müşavir ve uzman kadrosu kılıfı altında bankamatik memurların(işe hiç veya bir kaç kez giden) ne masası ne odası olan büyük bir kamburun olduğu bir ülkede,
öğle arası tavuk döner yemekten bağırsakları dile gelen, et döneri bile lüks bilen bir mesleğin bu denli eleştirilmesini anlamıyorum.
doğrudur. çok da mutluyum. yatıyorum tüm gün. öyle yorulmuşum ki aylarca milletin evinde sabredemediği çocuğuyla uğraşmaktan, şimdi keyif yapıyorum. oldu mu güzel kardeşim?çok özendiysen üniversiteni oku, sınavına gir, atan sen de yaşa. trollük bile güldürüyor beni ha ilk kez.
yılın dörtte birini tatil yaparak geçiren tiplerin hala hunharca tatilde olmalarıdır.
düşük bir öss puanıyla girilen üniversitede, haylazlıkla geçen bir öğrenim hayatı sonunda, düşük puanla atanan tiplerin mağdur edebiyatı yapması ise tabii ki şaşırtmıyor. yazık.