+oglum mahalle karisi gibi sakiz cignemeyin.
-sadece mahalle karilari mi sakiz cigniyo ne alakasi var hocam.
+aslinda o orospu kari gibi ama kizlar var.
Geçen hafta yaşadığım olay:
+Noldu kızım ayağına?
-Düştüm, burkuldu hocam.
+E niye koltuk değneklerin yok; haa ben söyliyeyim nedenini çünkü classın sarsılır.
-Of hocam ne alaka yaaa..
+Ulan şu okulda bir tane mantıklı adam yok mudur ya.
öğretmen: verdiğim ödevini yaptın mı ?
öğrenci: hocam neden hep bana soruyorsunuz ?
öğretmen: başkalarına da sorucam ayrıca sen hep soruya soruyla mı karşılık verirsin ?
öğrenci: kim ben mi ?
-ha ha ha di mi ama ne guzel gün.
+aynen ya havalar da guzel...
-hı sularda iyi bu aralar.
+gokyuzu de mavi kanka hahaa!
Hoca: Ebru! Yeterince konuştun kalk bu denklemi de sen çöz.
( tahta da iki denklem var soldaki zor sağda ki daha basit)
-sağdakini mi hocam?
Hoca: hayir! Soldakini çözeceksin.
( ey hoca sırf rezil olayım, ağzına laf vereyim diye matematiğimin kötü olduğunu bile bile beni zor soruya kaldırdın.)
Ukala bir tavırla öğrenci tebeşiri öğretmenin elinden alır. Gayet seri, soruyu çözer. Hocanın yanına gelir.
-oldu mu hocam? ( yüzde kazanmış 'ahanda mosmor oldun nası çözdüm ama' diyen bir sırıtma)
Hoca: oldu!
( tebeşir ukalaca havaya kaldırılır. Hoca tebeşiri parmaklarinizin arasindan alirken o yuz ifadesi, gecen yillara ragmen aslaaa unutulmaz.)
histoloji lab'ında anabilim dalı başkanı masamıza geldi 3 haftadır derste anlattıklarından sorular soruyor. soruların tamamı bana yöneltilmekte fakat sağ olsun sınıfımızın ganocuları ve benim saygıdeğer masa arkadaşlarım cevaplara atlamakta, en son hoca dayanamaz;
- uzun saçlı sorum sana. bak bu çok kolay artık cevap verirsin.
+ inşallah hocam ama pek emin değilim.
- evet şimdi, bu dokunun spesifik özelliği nedir?
+ (mikroskoba bakarak)pembe boyanması.
- oğlum spesifik özelliği dedim.
+ şimdi hocam kemik dokusuyla karşılaştırırsak spesifik özelliği pembe boyanması, neye göre spesifik söylemiyorsunuz ki.
- delirtme beni hadi bu dokuyu görünce neyden ayırt edersin.
+ (yanımdaki ganocuya bi bakış fırlatıp) neyden ayırt ederim, evet çok güzel soru. sınavda da soruları böyle mi sordunuz?
- kaç hafta var sınava?
+ 2
- ve sen daha bunu bilmiyorsun.
+ hocam 2 hafta var daha son 10 gün başlıycam yeter.
- 10 günde sınav mı geçilir?
+ geçtim geçtim geçemedim büt.
- son sınavı ne yaptın?
+ büte kaldım.
- aslanlar gibi diyosun.
+ aslanlar gibi valla.*
- son ellere doğru koz sakla da bari geç sınavları.
+ hocam kozum sizsiniz çıkmış sormazsanız küserim valla. çıkmış sorcaksınız di mi?
- ulan niye kızamıyorum ben sana, çıkmış sorcam tamam.
2 gün sonra yine aynı lab yine aynı hoca.
- 2 gündür bakıyorum derslerde yoksun.
+ hocam sevenim çok atıyorlar imzamı.
- nası yani?
+ hocam lablara geliyorum sadece devamsızlık sadece burda sıkıntı.
- iyi aferin seneyi geçersen haberim olsun.
+ tamam hocam.
1.-x konuşma. x konuşma. oğlum niye konuşuyosun konuşsana, söylesene!
-hocam arkadaş...
-x konuşma. x konuşma. deminden beri konuşuyosun
-hocam soru sordunuz ya
-x sen içinden konuş ben seni öyle de anlarım.
-...
-oğlum cevap versene! *
2.-kızlar o gözünüzdeki lensler geceleri de parlıyor mu?
-ay hocaamm tabeğki hayırrr
-bizim bahçede de size benzeyen kediler var geçen gün gördüm onlarınki parlıyodu ama.
3.*
-konuşan gerzekalılar parmak kaldırsın.
marka takılan devrimci öğle tenefüsünde elinde ki kolasını yudumlaya yudumlaya bahçede gezmektedir. nöbetçi öğretmen yanına yaklaşır:
öğretmen: oğlum bu kola ne kadar zararlı bilmiyor musun?
marka takılan devrimci: kem küm...
öğretmen: geçen gün bunları üreten bir fabrikada çalışan arkadaşım anlattı; kolanın yapımında kullanılan meyan köklerini fareler de çok severler. bu meyan köklerinin ezildiği kazanlardan fare ciyaklamaları geliyormuş.
marka takılan devrimci: hocam faresiz de içilmiyor meret.
din hocasının egosunu tatmin ediyim derken aldığı bir ayardır.
hoca:son sınıfsınız diye kendinizi bir şeyler sanmaya başladınız siz ne özgüven, ne şımarıklık böyle?
sınıf:hocam ne alakası var...vs(gürültü)
hoca:nesiniz ya siz amele takımı işte?
(bunun üzerine derse alakası olmayan karışma geçsin bu ders vukuatsız diyen öğrencinin damarına basılmıştır)
ben:kişisel görüşünüze saygı duyarım hocam da o zaman sizde bu amele takımı dediğiniz bize haftada bir saat ders vermekle karnını doyurup evini geçindiren size ne demeli siz söyleyin?
ders: tasarı geometri
yer: m.ü.
kişiler: dersin hocası ve gingster
gingster ve arkadasları derse geç girmiştir ve derste uyuma umuduyla gingster en arkaya geçmiştir. hoca elinde bir cismin 3 görünümünü iz düşümünü hedesini anlatmaktadır. en arkada sıraya pısmış gingsterı görür ve;
+sen ordan göremezsin gingster ön sıraya gel
-hocam siz ordan beni göremiyosunuz ama ben burdan sizi görebiliyorum. (yapılan atara şaşıran sınıf 2 saniye duraksayıp sonrasında hocanın yüzüne yüzüne güler)
+gel otur buraya
el mahkum çantayı alır geçersin ön tarafa.
öğretmen: eğer insanlarımız eğitimli olsalar herkes birbiinin görüşüne saygılı olmayı bilirdi. o zaman sorunları tartışmadan hallederlerdi.
bir öğrenci: hocam bizi temsil eden millet vekillerimiz de eğitilmiş insanlar peki onlar neden kavga ediyorlar?
aynı gün hocanın liseye giden kızı da derse girmiştir. ve geçen olay şu şekildedir;
-hüseyin kalk çöz şu soruyu hadi.
hüseyin tahtaya gelir ama yapamaz. hoca kızına seslenir "derya sen gelsene" diye. kız şaşırır ama kalkar babası sonuçta. işin kötü yanı kız soruyu çözer. soru pek zorlayıcı değildi, 2 katlı integral çözümüydü.
bütün ders hoca baymıştır.ama siz can kulağıyla dinler gibi gözükmüşsünüzdür.tarih dersidir ve türk kara,deniz ve hava kuvvetlerinin kuruluş tarihleri ve kuran kişileri hoca anlatır ama duvarlara..
kara kuvvetleri ve deniz kuvvetleri geçer ve hoca hep prof'ların öne sürdüğü tarihlerin 1000 yıl gerisine gitmektedir.sıra hava kuvvetlerine gelir
hoca: evet çocuklaaaa hava kuvvetlerini kuran kişi
chezgi: sabiha gökçen miydi ya o?
hoca: o da varda biraz daha eskisi de var onun bıdı bıdı bıdı
chezgi: buldum o zaman hazerfen ahmet çelebi !'^+%&/()
öğrenci dönem ödevi olarak verilen okuduğu kitabın özetini anlatırken...
öğretmen:incecik kitap ne kadar uzun anlattın
öğrenci:Ben dikkatli bir okuyucuyum
öğretmen:bize yalandan hikayeler anlatmada
öğrenci:Siz bu kitabı okudunuz mu?
öğretmen:şeeyy biraz baktım
öğrenci:o zaman ben burda fenerbahçe galatasaray maçıda anlatsam ağzınızı açmaya hakkınız yok
öğretmen:seni disipline veririm
öğrenci:bende sizi milli eğtime.Okumadığınız,bilmediğiniz kitaptan sözlü yaptığınız için 20 kişide şahitim var
öğretmen:tamam okumuşsun anladık 100
sınav zamanıdır ve fırlama halit cebini delip kızlardan elim ıslak peçetemi cebimden çıkarırmısın diye malını elletmektedir.
o gün sınava girdiğinde eli cebinde oyalanmaktadır. elinin cebinde olması hocanın dikkatini çeker ve cebindeki kopyayı çıkarmasını söyler. hocam kopya yok mok derken hoca kopyayı çıkarmak için elini cebine atar. sonuç; altı ay uzaklaştırma.
lisede seçmeli olarak konulmuş ama elbette öğrencilere seçtirilmemiş, kitabı dahi
sadece hoca da bulunun bir ders (+ben -hoca)
+hocam zor olmuş bu sınav.
-dinleseydin yapardın adam gibi.
+o değilde hocam kitabı da bulamadık hiçbir yerde.
-olum kağıdınla ilgilensene!
+onu diyorum hocam kitabı da olmayınca kağıt da apak.
(bütün sınıf tek soru yapamıyor tabi, bizi dinliyor sınavda)
-yavrum niye kimse yazmıyor?
+hocam işte kitap sadece sizde olunca..
-gel al hayvan herif gel, adam gibi çekin ama.
(adam gibi çekemedik şamatadan, elimizden aldı tabi kitabı)