"parmak kaldıranlar muhtemelen sorunun mantığını kavramıştır, kaldırmayanlardan bir tanesini seçeyim de onlar da öğrensin" mantığına dayanan bir harekettir.
öğrencilerini ters köşeye yatırmaya çalışan öğretmen eylemi. üç dört ders sonra öğretmenin tarzı anlaşılır ve sorulara ısrarlı bir şekilde parmak kaldırılır.ısrar kısmı fazla abartılmadığı sürece sorudan yırtılır.
genellikle her ogretmenin uyguladigi taktiktir. tahtaya kalkip soruyu cozdukten sonra ya da konuyu anlattiktan sonra cevabini veya konuyu anlatacak kadar bilmeseniz bile oturduktan hemen sonra yeniden parmak kaldirin. secilmezsiniz merak etmeyin. bunu bikac kere yapin sozlu notunu kapin.
taktiği öğrenen öğrenci soruyu bilmese de nasılsa kaldırmaz diye parmak kaldırır o anda da öğretmenin taktiği değişir, mal gibi bilmediğiniz soruda tahtaya kalkarsınız. işte öyle bir şey.
ögrenciyken asla anlayamadıgım durum. ama şimdi anlıyorum ki parmak kaldırmayan ögrenciyi kaldırmak kesinlikle cok daha zevkli. demek ki bizim ögretmenlerimiz de aynı zevki alıyormuş bu durumdan heh..
dil ve anlatım dersinin birinde hoca soru sorar ve çok az kişi parmak kaldırır..
Öğretmen parmak kaldırmayan öğrencinin bir tanesini seçer ve parmak kaldır seni kaldırmayacam der.Öğrenci de doğal olarak parmağını kaldırır.Öğretmen ''Madem parmak kaldırdın kalk bakalım'' der.
birebir eğitimi destekleyen öğretmendir. fakat şunu bilmesi gerekir ki okullarda öğrenci merkezli eğitim çok zordur ve öğrencilerin ilgi alanlarına göre derse katılmaları zor olabilir. sonuç olarak birebir eğitim kişinin isteğine bağlıdır. zorlamayla eğitim olmaz!..
dersi sevdirmeden derse katmak sağlıklı değildir.
bir süre sonra öğrenciğin psikolojisini değiştirebilen, bari parmak kaldırayım da beni seçmesin dedirte dedirte çocukların beynini sulandırabilen eylemdir.
zamanında yaşımdan büyük laf ettiğim hocamdır kendileri,soruyu bile hatırlarım.
"kavimler göçünün sebeplerinden 4 tanesini kim sayacak" demişti.
tabi bilenler hemen parmak kaldırıp "öretmenim ,ben ben ,hocam hocam" diye bağırıyolardı ki piyango kalemiyle deftere bişiler çizdirten bana vurdu."sen kalk bakalım say demişti" bende saymıştım,işte kıtlık salgın hastalık iklim koşulları felam neysem işte adam demez mi "madem biliyosun niye parmak kaldırmıyosun" diye ki verdiğim cevap beni bile şoke etmişti "ilgi çekmeyi sevmiyorum" ***
O öğretmen benim. Branşım gereği pek fazla bilgi içerikli ilerlemiyor dersin akışı, yorum ve düşünce üzerine karşılıklı konuşma şeklinde ders işliyorum. Sorduğum sorular da "sizce şöyle olmasaydı ne olurdu?" Veya "bu konu hakkında çevrenizden örnekler verebilir misiniz?" Türünden. Bu sorulara da bir zahmet cevap versin çocuklar, okula her sabah put gibi oturmaya mı getiriyoruz bunları?
On numara olaydır. Şuanda üniversiteyi bitirdiysem lisede ki öğretmenim ercan hocamın sayesindir. 1.68 boyunda kısa kalmış arka sıralardaki öğrencilerdendim hep. Bir gün derste bana soru sorup öne almasıyla başladı herşey derse katılmaya başladım okulu sevmeye başladım üniversiteyi kazandım ve bitirdim. Şimdi askere gideceğim geldiğimde de o hocamın verdiği öz güven sayesinde kendi işimi kuracağım herşey parmak kaldırmadığım halde benim özgüvenimi yükselten insanlar içinde konuşmamı sağlayan derse katan canım hocam sayesindedir....