herhangi bir kasıntı olmadığı için hukuken "yok" sayılması gereken fiil.*
bir takım zevat da belediyelerin ücretsiz osmanlıca kurslarını açmalarını eleştirmiş. kardeşim sen çok mu akıllısın da böyle provake ediyorsun yoksa hiçbir şey bilmiyor musun gerçekten? türk dili ve edebiyatı, türk dili ve edebiyatı öğretmenliği, türkçe öğretmenliği ve tarih bölümlerinde osmanlı türkçesi dersi verilir. ve bu eğitimi almayanlar bırakın yüz yılı elli yıl öncesinin metinlerini dahi okuyamazlar. - ancak biri sadeleştirecek de sonra okuyabileceksin. o da ne kadar doğru aktardı orası meçhul- halk bu metinleri kendi orjinalinden okumak istemiş ve belediyelerde bu kursu açmışlar...kötü mü olmuş? adam nutuk'u orjinal metninden okumak istiyor belki? adam ahmet haşim'i, mehmet akif'i, ömer seyfettin'i, tevfik fikret'i orjinal metninden okumak istiyor. hı? olamaz mı? sen okumak istemiyor olabilirsin orası ayrı fakat adam okumak istiyor.
bir de osmanlıca'nın farklı bir millete ait olması önermesi var ki evlere şenlik. arkadaşım "osmanlı" zaten bir millet değil. bu adamların içinde sırpı, yunanı, arabı, türkü, farsı var. bu yüzden bir dil birliği oluşturman gerekir. türkçe, farsça ve arapçadan oluşan bu dili oluşturulmuş, oluşturuken de her kelimenin kendi dilbilgisi özellikleri muhafaza edilmiş. karışıktır değildir orası ayrı ve bilimsel bir konu. sen osmanlı türkçesini kendi dilin saymayabilirsin fakat ben kendi dilim, kültürüm sayıyorum. artık sen de hangi dili kendi dilin sayarsın onu sen düşün.
ayrıca bu kurslar olamasaydı osmanlıca türkçesinden kalırdım kendi adıma.*
ediT: entryi okumaya üşenen arkadaşlar için özetliyorum. attila ilhan'ın röportajından bir kısım;
"...ben ayrılırken oradaki türkolog bana döndü ve çok güzel bir istanbul türkçesi ile "türkçeyi ne yapıyorsunuz?" dedi. ben çok şaşırdım. "ne yapıyoruz?" dedim. "çatısını, iskeletini kırıyorsunuz." dedi. ve bana kısaca izah etti ki özleştirme dediğimiz şey, saçma sapan bir şeydir. türkçe bugün islam kültür çevresi içindedir. bu kültürün temeli de arapça ve farsçadır. bizim dilimizde bunların bulunmasından tabii bir şey yoktur. temizlemeye kalkmak çok büyük bir yanlıştır. ben dedim ki, "latince ve yunanca kelimeleri atarsanız fransızca ne olur?" 200-300 kelime kalır. hiçbir gocunmaları yok adamların bu yüzden. bunu icat ettiler bizde, özdeşleştirme yapalım diye. kafam benim bu işe hiçbir zaman yatmamıştır. bir ara taktım, "yanıt" kelimesi var, hiç sevmiyorum. yanıt kelimesi acaba öteki türklerde ne? yanlış hatırlamıyorsam sekiz türkçe konuşan kavime sorduk bunu. çok şaşırtıcı bir sonuç geldi. hiçbiri yanıt demiyor bir kere. ikincisi cevp, cuvb, civb ama hepsi cevap. çeşitli şekillerde söylüyorlar. bir kere sen medeniyetini bil arkadaş. sen bu medeniyetin çocuğusun. sen bu medeniyetin içinde yeni bir sentez yapacaksın. sen bu medeniyetin içinde sosyalizm yapacaksın. önemli olan metod. metodu alacaksın, biz bunu sosyalistler olarak yapamadık türkiye'de."
osmanlıcanın da türkçenin bir türü olduğuna göre kasılmaması gereken bir durumdur. tabii bir imparatorluk dilidir, içinde türklerin olduğu kadar diğer dillerin de kelime ve gramerini taşıyordur, beynelmilelliktir efendim, bazı geriden gelenler bin yıl ileri.
dil yaşayan bir canlıdır. tabii ki korunmalı, temizlenmeli ve yenilenmelidir. ancak bunu yaparken zamanın dışına çıkmak anlamsızdır.
osmanlıcayı farklı bir dil olarak görmemek lazım.
o da türkçedir, türkçenin tarihi bir döneminin adıdır.
kasıntı diyenler, entrylerindeki 'kelime' 'cevap' 'arz' kelimelerinin öztürkçe olmadığını bilmiyorlar mı ki öztürkçesini kullanmıyorlar.
önemli olan umumun kullandığını kullanmaktır.
önemli olan meramını iyi anlatabilmektir. aklım karıştı yerine usum karıştı diyen adama g.tüyle gülerler.
ha bir de eğitim, kültür meselesi var. hiç bilgisi olmayan biri gider ilber ortaylı'yı dinlerse tabii ki bir şey anlayamaz.
geçmiş bizim geçmişimiz, düşmanlık etmeye gerek yok.
fransızların geçmişi soykırımlarla * dolu olduğu halde geçmişlerine düşman değiller. bizim geçmişimiz ise gayet ak, apak.
osmanlıca kastığı zannedilen kişiler için hiç de öyle bir durum sözkonusu değildir. aslında son derece tabii bir şekilde konuşmaktadırlar.
tamamen fikriyatın beslenildiği kaynaklarla alakalıdır ve aslında hiç de öyle tuhaf bir durum değildir. bu ülkenin okunmazsa olmaz ilk dönem ediplerinin eserlerine bir iki göz atmakla doğallaşan durumdur.
osmanlı devletinin marifetinin sonuçları tüm bunlar. devlet ismine bile türk devleti dememişken kullandıkları dilin turkçe olması beklenemez. turkçe isteyen dede korkut, orhun yazıtlarını vs. okuyabilir ama okuduklarında osmanlı turkçesi kelimelere daha asina olduklarını anlayacaklardır.
hala osmanlı rüyasının olduğunu gösteren durumdur zannımca. ne yaptığı belli olmayan akp'li belediyelerin açtığı osmanlıca kursları sayesinde bu eylemi yapanların sayısı artacaktır. ayrıca, osmanlıca farklı bir millete aittir!
türkçe gibi eşsiz sözcükler üretilebilecek bir dilin sözcüklerini kullanmaktansa arapça ve farsça sözcüklerin boyunduruğu altına girerek bu sözcüklerin türkçe'mize ait olduğunu sanan ve bunun farkına varamayanların aksi yönde görüş bildirdiği tanım.
kanımca burda öztürkçe derken günümüzde kullandığımız türkçe'den sözedilmiştir.
Sevgili kaari, cümlenize itidal tavsiye ediyorum. Laf-ı latifin edebi hayatınıza, bediiyattan başka ne gibi bir tesiri hasıl olur bilemeyorum. Beni takip ve takdir eden cins-i latif'in leb-i goncalarından şefkatle bus ediyorum efendim.