osmanlıcayı farklı bir dil olarak görmemek lazım.
o da türkçedir, türkçenin tarihi bir döneminin adıdır.
kasıntı diyenler, entrylerindeki 'kelime' 'cevap' 'arz' kelimelerinin öztürkçe olmadığını bilmiyorlar mı ki öztürkçesini kullanmıyorlar.
önemli olan umumun kullandığını kullanmaktır.
önemli olan meramını iyi anlatabilmektir. aklım karıştı yerine usum karıştı diyen adama g.tüyle gülerler.
ha bir de eğitim, kültür meselesi var. hiç bilgisi olmayan biri gider ilber ortaylı'yı dinlerse tabii ki bir şey anlayamaz.
geçmiş bizim geçmişimiz, düşmanlık etmeye gerek yok.
fransızların geçmişi soykırımlarla * dolu olduğu halde geçmişlerine düşman değiller. bizim geçmişimiz ise gayet ak, apak.
osmanlıca kastığı zannedilen kişiler için hiç de öyle bir durum sözkonusu değildir. aslında son derece tabii bir şekilde konuşmaktadırlar.
tamamen fikriyatın beslenildiği kaynaklarla alakalıdır ve aslında hiç de öyle tuhaf bir durum değildir. bu ülkenin okunmazsa olmaz ilk dönem ediplerinin eserlerine bir iki göz atmakla doğallaşan durumdur.
osmanlıcanın da türkçenin bir türü olduğuna göre kasılmaması gereken bir durumdur. tabii bir imparatorluk dilidir, içinde türklerin olduğu kadar diğer dillerin de kelime ve gramerini taşıyordur, beynelmilelliktir efendim, bazı geriden gelenler bin yıl ileri.
dil yaşayan bir canlıdır. tabii ki korunmalı, temizlenmeli ve yenilenmelidir. ancak bunu yaparken zamanın dışına çıkmak anlamsızdır.
Sevgili kaari, cümlenize itidal tavsiye ediyorum. Laf-ı latifin edebi hayatınıza, bediiyattan başka ne gibi bir tesiri hasıl olur bilemeyorum. Beni takip ve takdir eden cins-i latif'in leb-i goncalarından şefkatle bus ediyorum efendim.