özelleştirecek devlet kalmayınca kendilerini ve yakınlarını özelleştriceklerin anlamadığı olayı onlara anlatmaya çalışmaktır.
özelleştirme devlet eliyle kurulan şirketin parasal değeri karşılığında özel bir şirkete satılması ise eğer buna pek karşı olan olmaz. ama bu özelleştirme işi peşkeş çekmek, yabancı sermayeye yalakalıksa ona karşı çıkılır.
türk telekom değeri ne idi kaça satıldı?
limanların değeri ne idi kaça satıldı?
karadeniz bakır işletmelerinin değeri ne idi kaça satıldı?
bu üçünün yanıtını versin özelleştirme vatanı satmak değildir diyenler o zaman haklıdır derim.
ki bu özelleştirilen kurumların nedense tek birtanesi bile yerli sermayeye satılmıyor.
o iktisattan çok anlayan, kitapları iktisat modelerini ezbere bilen arkadaşlar bunların ne anlama geldiğini vicdanları sızlamadan açıklayabiliyorlar mı bakalım.
akıl var nizam var göz var izan var, sizde yoksa olana laf atmayın!
Türk Telekom, Arap'ın.
Telsim ingiliz'in.
Kuşadası Limanı israilli'nin.
izmir Limanı Hong Konglu'nun.. .
Araç muayene işi Alman'ın.
Başak Sigorta Fransız'ın.
Adabank Kuveytli'nin.
iETT Garajı Dubaili'nin.
Avea Lübnanlı'nın.
Petkim? Ermeni'nin.
Rakı , Amerikalı'nın.
Finansbank Yunanlı'nın...
Oyakbank Hollandalı'nın.
Denizbank Belçikalı'nın.
Türkiye Finans Kuveytli'nin.
TEB Fransız'ın.
Cbank israilli'nin.
MNG Bank Lübnanlı'nın.
Alternatif Bank Yunanlı'nın.
Dışbank Hollandalı'nın.
Şekerbank Kazak'ın.
Yapı Kredi'nin yarısı italyan'ın.
Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nı n.
Eczacıbaşı ilaç, Çek'in.
izocam, Fransız'ın.
TGRT(Fox) Amerikalı'nın.
Demirdöküm Alman'ın.
Döktaş Fransız'ın.
Süper FM Kanadalı'nın.
hala satılmadı diyorsan önce göz doktoruna sonra da psikoloğa git.
özelleştirme sonucu söz konusu şirket yıllık cirosundan daha düşük fiyata giderse bu, vatanı satmaktan başka bir anlama gelmeyeceğinden saçma bir önermedir.
bize ezberletilen yanlış: özelleştirme kötüdür, sırtını devlete yasla devlet sana bakar
hayatın gerçeği olan doğru: devlet iş değil tam tersine işsizlik yaratır, özel sektör ise istihdam sağlar, canlılık getirir, işsizliği azaltır, ekonomiye dinamizm katar.
yerli, yabancı önemli değildir, bu ülke için bir şey yapan değerlidir.
almanya'ya türkler o ülkeyi işgale gitmediler, o ülkenin ekonomisine canlılık katmaya gittiler ve bunda da başarılı oldular, bize de gelecek yabancı yatırımcıya "işgalci" gözle bakmak yanlıştır, adam gelsin ekonomiyi canlandırsın, ülkeye dinamizm katsın...
ÖZELLEŞTiRMEKten pek hazetmeyenlerin, ancak akp icraatlarına da çeşitli sebeplerden ötürü eleştiri getirmek istemeyenlerin hep bir "yahu anlaşma 20 senelik" "yahu 50 senelik" "yok halen şu kadar ortağız" diyerek karşı çıktıkları bir eylemdir.
kardeşim, sonuçta siz bir şirketi, hali hazırda ettiği yıllık karı göz önüne alarak özelleştirmezseniz; alıcı şirkete altın tepsi içinde "alın lan ülkenin yıllık birikimini 20 sene 50 sene siz yiyin" derseniz biz ne diyelim...
Telekom ve diğer kar eden firmaların satıldığı rakamlar gerçekten çok komik düzeydeler. Ama bence çok karamsar da olmamak gerekir. Çünkü satış derken bu firmalar sonsuza dek yabancı yada yerli sermayenin eline verilmiş değiller. Mesela Telekom 20 seneliğine oger'e kiralandı. Soyle bir hesap yapmak, tahminde bulunmak lazım: hiç özelleşmemiş telekom ile şimdiki gibi özelleşmiş telekomun 20 sene sonraki aradaki farkları nasıl olacak. Bence cidden çok büyük olacak. 20 sene sonrasında devletimiz, elinde tüm dünya ile rekabet edebilecek bir telekom bulacak.
(bkz: güçlü devletin halkı güçlüdür)
"personel yatıyor" argümanı mıdır özelleştirmeyi haklı kılan? eğer tek argümanınız buysa gerçekten komik ve çok uzak liberal mantığının zırvalamalarından.
özelleştirmeden önce devlet işlerlik kazandıracak hamleler de yapabilirdi, her halükarda kar eden ama daha fazla kar etme potansiyeline sahip bu kurumlar için. ne mi yapılabilirdi? eğer sorunuzuz buysa, kardan pay alacak bir yönetim kadrosu oluşturulurdu mesela. buna uygun yönetmelikler oluşturulabilirdi. bak bakalım o zaman nasıl yatıyor o personel. bak nasıl kar ediyordu o kurumlar.
özelleştirmenin karşısında değil kimse, karşı olunan bu ülkenin yağmalanıyor olmasında. tam potansiyeline ulaştığında satarsan o kurumları şu anda sattığının birkaç misli gelir getirirdin bu ülkeye. sorun bu kurumların yabancılara çok düşük fiyatlarla haraç mezat satılıyor olmasında.
liberal zırvalarınızı sağlam temellere oturtmadan gelip burda ahkam kesmeyin. bü hükümet bu ülkenin anasını si.mektedir. nokta.
özelleştirmenin vatanı satmak olmadığını açıklayan söz öbeği. ancak ilgili başlık altındaki örnekler oldukça saçmadır. bilgiye dayanmamaktadır. olaya iktisadi açıdan, kısa dönemde baktığınızda, evet devlet sırtındaki külfetlerden kurtulmuş, hatta bu işten para kazanmış olarak görünmektedir. ancak olay göründüğü gibi değildir.
telekom satışına bakacak olursak, o kadar komik bir rakama satılmıştır ki, telekomu alan firma, aylık karları üzerinden taksitlerini ödeyebilmektedir. ancak benim, kendini aşmış ekonomi-maliye bakanım bunun hesabını yapamamıştır. dünyanın hiçbir ülkesinde, kendi iletişim ağını bu derecede özelleştiren bir ülke yoktur. demek ki, liberalizmi en iyi biz biliyoruz, her po.u en iyi biz bildiğimiz gibi. siz şu an sıfırdan telekomun altyapısını kurmaya kalktığınızda, hesaplanan rakamlar dudak uçuklatacak cinstendir.
ayrıca bankaların özelleştirmesinde de bir sakınca görülmemiştir. kendini iktisatçı sanıp, cümle içinde birkaç iktisadi terim kullanan yazar arkadaşlarım bunu da desteklemişlerdir. kendilerini tebrik ederim. ama çoğu bankanın sahibi şu an için %51 yabancı ortaklardır. ve ihracatçı türk firmaları banka kredileri konusunda oldukça zorlanmaya başlamışlardır. düşünün ki, rusyaya bir yatırım yapılacak ve türk firması ile yunan firması arasında bir rekabet yaşanıyor, sizce en yüksek finansmanı kim sağlayacaktır ? cevabı basit, %51 hisseye sahip olanın avantajı ortada. kulaktan dolma bilgilerle veya iktisat 1.-2. sınıfında okunan, mikro-makro bilgilerle bu konularda yorum yapmak komiktir. onu da geçtim, uluslararası iktisat dersi bile okumuş olsanız, dönemin şartlarını iyi analiz etmeniz gerekmektedir.
özelleştirmenin amacı nedir ? devlet zarar eden kurumlarını, devlete yük olmaktan kurtarmaktır. telekom bir yük müydü ? iyileştirme yapılabilinir miydi ? herşey mümkün. bakalım tüpraşa, devlete yük müdür ? cevap bile vermiyorum.
hükümet ısrarla, özelleştirme yoluyla, dış sermayeyi ülkeye çektiğini savunuyor. evet, dış sermaye türkiye'ye gelmektedir. ama yatırımla gelmemektedir, mevcuttaki yatırımları satın almaktadır. bu aynı belediyelerin uyguladığı yap-işlet-devret sistemine benzemektedir. yatırımı yapın, sonra yabancı sermayeye devredin, yatırım nasıl yapılıyor ? benim vergilerimle...ne güzel türkiye değil mi ?
ayrıca başlık altındaki ilk entry de, kar eden kuruluşların da tekel statüsünde olduğu savunulmaktadır. o zaman devlet bu sektöre girmek isteyen firmalara destek sağlayabilir, kendi tekelini kırabilir. siz bugün sabancı' nın, doğan grubu' nun belli sektörlerdeki tekelini kırabiliyor musunuz ? hayır, bu gidişle kıramazsınız da.
ülkeye sıcak sermaye çekiyoruz falan filan, bu ayakları geçin, özal zihniyetiyle bakarsanız, daha çok işimiz var demektir. senin altyapın yokken, köyünde elektriğin yokken, şehirlere otoban yapmışsın ne olacak, sene 2008, hala istanbul' da 1 saat yağmur yağsın, heryer felç oluyor.
son olarak, kişisel fikrim, hükümetin yapacağı en olumlu hareket kendini özelleştirmesidir. en azından zihniyet değişmiş olur. hükümet bize sadece görmemizi istedikleri hakkında bilgi veriyor ama görünmeyen tarafı da bilinler var bu ülkede. mesut yar'ın her sabah dediği gibi, uyan türkiye.
özelleştirme; her ne kadar ulusalcı tayfanın şimşeklerini üzerine çeken bir icraat olarak görünse de globalleşen dünya ve çok uluslu şirketlerin ülkeler arasında fing atması sonucu artık pek de anormal gelmeyen, herkesin kanıksadığı bir durumdur.
bu aynı zamanda milli gelirin tamamının devletin olması durumunda vatanın kurtarıldığına inanmak demektir ve bu şizofrenlere meydan okuyan bir anlayıştır.
iktisat kitabi okuyup, kitaplardaki modellerin bir takim ellerce kosteklenerek is yapamadiklarini ya da bir takim ellerce desteklenerek tuttugunu anlayamayanlarin, bu algilamayi basaramadigi da gorulmustur.
o degil de, bu satislarin yuksek vergi oranlariyla devlete para olarak donmesi gerekir. donmezse siniflar arasi ucuruma gider bu yol. zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapip, orada burada siz benim ozgurlugume nasil karisirsiniz diyenlerin, hayatlarindaki buyuk ironiyi fark etmesi luzumdur.
vatani satmak denilen olgu, insanlari devletin kazandigi paradan mahrum etmek, bir zamanlar ozgurce girdikleri topraklara su gun sokmamaktan bahsetmektir. halk denize hucum etti, vatandas denize giremiyor sozuyle dalga gecenlerin, bu topraklar baska milletlerin zenginlerine verildikce nasil da mutlu olduklari dikkat cekicidir.
türkiye'den bahsediyosak en ufak bir hata barındırmayan algı.
öyledir işte tepesinden ortasından merkezinden öyledir. zilyon yuro cari açığın, g.tü kaptırdığın imf, dünya bankası, gırtlağına çöküp bankalarını satın almış global piyasaların olduğu bi ülkede yaşıyosan özelleştirme vatanı satmaktır. bunun da lamı cimi yoktur. saf olmayın be yav.
ülkenin parsel parsel satıldığının bilincine varanların düşüncesidir. neymiş efendim devlet eliyle bu iş olmazmış. sen amcanın torununun eniştesini alır bilgisini ve tecrübesini sorgulamadan getirirsen o kurumların başına, devlet eliyle elbette olmaz bu işler canım kardeşim. sen 2 diploma sahibi adama manavlık yahut belediye işçiliği yaptırırsan, o devlet o kurumu elbette kâra geçiremez canım yoldaşım. demek ki neymiş? satmak yerine kökten değişikliklere gidilmeliymiş. demek neymiş? ümmetçilikle, toprakçılıkla, siyasi çıkarlarla bu gemi yürümezmiş.he bu ülkede kâr yapan kurumlar satılır orası ayrı. dün tüpraş, seka, petkim ve diğer kurumlar. bugün önce haydarpaşa garı, sonra otoyollar, köprüler ve madenler. yarın belki sen ve ben özelleştiriliriz ne dersin? Ne olsa bu hükümetin ve geçmiş hükümetlerin malı değil miyiz? hükümetler herşeyle uğraşamazmış bu hükümetlerin işimiymiş miş miş? bak bak bak hükümetler liselere, üniversitelere türbanla girmeyi kafasına takıyor ama, bir madenin işleyişini, bir kurumun düzenini kontrol altına alamıyor öyle mi canım arkadaşım? şimdi sadece birini ele alalım değerli yazarlarım. tüpraş rafinerisi ; 27.6 milyon ton kapasiteli bir rafineri. dünya'nın en büyük 5. rafinerisi (ortadoğu ve balkanlarda tek). günümüzde 7.8-8 milyar dolarlık bir yatırımla kurulabilecekken elin oğlu bunu 4 milyar 140 milyon dolara satın alabiliyor (ki buna da şükür bir önce ki ihalede 1,3 milyar dolara satılmış olmasını unutmayalım). tüpraşın yıllık kâr oranı ortalama 500 milyon dolar. 2004 yılında 8.2 milyar dolar vergi ve fon ödemesi yapan rafineri, 16.1 milyar dolar satış hasılatı gerçekleştirdi. 8.2 milyar dolarlık vergi ve fon geliri türkiye'nin bir yılda topladığı vergilerin yüzde yirmisine denk gelmektedir. eğer bu kurum ülkenin sırtında bir yükse helal olsun diyorum canım sırdaşım. tüpraşın 5 yıllık geliriyle 1 tane tüpraş, 4 tane petkim yapar, üstüne üstlük dış borçlarını rahatlatıp 20 milyar dolar kâra geçersin sevgili yazarım. hadi onu yuttuk diyelim. önümüzde bir tekel gerçeği var. onu da yuttuk. ee erdemir ne olacak? hadi o da helal olsun. ya seka? o da laf mı köpeğin olsun. eee şey... ya sek... hiç sormasak? olur canımda ya petkim? uzattın ama... tamam son birşey soracağım. poaş vardı o ne oldu? yalan oldu ciğerim. hani taşınmazları 4 milyar dolar olan fakat 725 trilyon tl. ye satılan poaş dimi bu? evet canım o. hatta laf aramızda kalsın kasasından tam tamına 378.5 milyon dolarını bize bırakmak zorunda kaldılar. yani peşinen ödememiz gereken tutarın 504 milyon doların yarısından fazlası. eee geri kalanı nasıl ödeyeceksiniz? o da laf mı mirim? poaş'ın iki yıllık kârı ile. 1999 yılı kârı 113.7 trilyon ve 2000 yılının kârı ile o işi de hallettik sevgili yandaşım. eee bu vatanı satmak ama? şişşştt sus bakayım komünist misin sen? demek neymiş abicim? benim cebimde 20 ytl varmış. eee bütün kurumlar satılmış. "ülkeyi soyuyorlar, paramızı çalıyorlar, vatanı satıyorlar" diyor hayırsızlar. elimi cebime atıyorum ne göreyim cebimde hâlâ 20 ytl var.o zaman bunun neresi soygun değil mi canım adaşım? kurumlar gitsin ne olur biz cebimizde ki 20 ytl' lere bakalım değil mi yurttaşım? bizi becermek hükümetlerin mi işi sadece? bırak birazda yabancı sermaye yapsın. he mi kaderdaşım? * nihat genç ustanın dediği gibi; "kızın evlilik çağına gelmiş. ee talipleri de var. gidip onu en uygun koca adayına mı verirsin? yoksa götürüp geneleve mi satarsın?" şu an yapılanlar tam olarak ikinci hareketi anımsatıyor bana. ben kâr eden kurumun satılmasına karşıyım. zarar eden kurumun da düzeltilmesinden yanayım. beceremiyorsan istifa etmesini bileceksin değil mi sevgili sat-daşım ?
devlet memurlarinin vatandasa kopek muamelesi yapmasi ve ssk nin bir tane sikayet mail adresi olup onunda dolu olmasi bir emeklilik islemi icin uc ay surundurup sonra dosyayi bulamiyorum demesi sonucu tarafimca cok yakinda curuyecek olan onermedir.
ozellestirmek, kamuya ait bir mulku bireye satmak oldugu icin dogru algilamadir. sonucta ozellestirme vatani olusturan bir parcanin, bir bireye satilmasidir. ozel sektorun kurumlari daha verimli islettigi de palavradir. devletin mi, ozel sektorun mu daha verimli isletmeci oldugu bakis acisina ve duruma gore degisir. eger ozel sektor herseyi daha iyi yonetiyorsa adaleti, silahli kuvvetleri, hukumeti, egitimi toptan ozellestirelim olsun bitsin. 5 yilda bir secim yerine ihale yapariz, bos vaat, politkaci yalani yerine elimizde kapi gibi kontrat olur en azindan. pkk ile savasi ve adaleti de ab sirketlerine havale ederiz dirdirlanmazlar en azindan.
ozellestirme tabi ki liberal ekonomi anlayisinin vazgecilezidir ancak hicbir ulke sirf liberal ekonomii benimsedi diye en cok kar eden sirketlerini neredeyse bedava peskes cekmez. ozellestirmenin amaci kar etmektir zarar etmek degil. ustune ustluk telekominikasyon gibi yeri geldiginde cok stratejik bir oneme sahip olacak bir sistem bile bile de yabancilara verilmez ki arkadas. bu vatani satmak degil de nedir?
neredeyse bütün özelleşen kurumların yabancılar tarafından alınması yüzünden bu şekilde algılamaktır. böyle algılayan insanların haklı tarafı var mı diye düşünmek gerekir, kuru gürültü değillerdir çünkü.
rekabet iyidir.. devinimsizlikten evladır.. buraya kadar herşey tamam.. ama ben neden benim için değerli olan madenlerimi telekomumu başkalarına satıp onlara kar ettiriyorum hemde çok ucuza? biri bunu bana anlatsın..
hakilik payi olan algilamadir. ozellestirme tartsimasiz iyidir demek de, ozellestirme tartismasiz kotudur demek de yanlistir. ozel sektor herseyi daha iyi biliyorsa, kurumlari cok daha verimli yonetiyorsa, neden 2001 krizinde tonla ozel bankalar batti? neden bugun abd'de citibank, merrill lynch, lehman brothers ve bear strens'in kicini devlet kurtariyor? neden abd havayolu sirketleri durmadan zarar ediyor? neden isadamlari ve imf "devlet piyasalara mudahele etsin, ekonomiyi kurtarsin" diye bas bas bagiriyor? vahsi kapitalizmin dunyayi getirdigi duruma bir bakin. aclik kapida aclik.
özelleştirmelerin gerektiği gibi yapılmadığını görmeyip yada görmek istemeyip başlık açan kişi tespitidir.
ben öyle uzun uzun yazmıcam lakin iktisat okuyoruz zaten bokumuz çıkmış özlleştirmedir, kamu maliyesidir, ekonometridir v.s. v.s. iktisat terimlerinden birde millet bizi bi sik sansın diye sosyal devlet bilmem ne diye kendimizi kasmaya gerek yok.
ha evet her işi adam gibi yaparsan yaralıdır. ama şu başlığı açan şahsı muhterem lütfen bana tekel'in satış bedelinin %30u kasasında %45i gayri menkulleri ve gerikalan %25i 6 aylık karı iken tekel'in satışından nasıl bir yarar sağlamıştır sayın unakıtan birde ellerini açıp sat sat bitmiyor demiştir? çok iyi fiyata sattık diyebilecek yüzsüzlüğü nasıl göstermiştir?
ayrıca şu sözlerine karşın;
--spoiler--
Efendim, bu kitler kar etmektedir, zira bu kitler monopol, yani tekeldir. Özel teşebbüs, devlet o sektörde zarar bile etse, kendisini finanse edebileceği için, kitlerle rekabet edemez. Özel sektörün giremediği ve güçlü bir talep olduğunu hissettiğiniz sektörlerde, kitler tek başlarına kalacaklardır. Rekabet olmadığı için, fiyatı kendi kafasına göre ayarlayacak olan devlet kurumlarının kar etmesinden doğal başka bir şey yoktur. Ama, bu fiyatlar ne kadar gerçekçidir, sorgulanması gereken budur.
Tekel fiyatları, genellikle serbest piyasa fiyatlarından cok daha pahalı olmaktadır. eee, bu fiyatlardan en nihayetinde sömürülecek olan işçi,köylü, emekli, memur ve esnaf olduğuna göre, kitler zengin olurken, aslında düşük gelirli vatandaşlarımızın cebindeki parasını dolaylı olarak çalmaktadır.
--spoiler--
tekel özelleştikten sonra rekabet ortamının önü açılmış olmasına rağmen neden tekel fiyatları bir yıl içerisinde %40 lara varan zam görmüştür? (Vergilerde bir değişme yok) acaba bunun nedeni türkiye'de tekel'in özelleşmesi ile özellikle tütün sektörünün %98inin yabancıların eline geçmesi ve türk tütün üreticilerinin zaten olar tarafından sömürülüyor olması olmasın.