özelleştirmenin vatanı satmak olmadığını açıklayan söz öbeği. ancak ilgili başlık altındaki örnekler oldukça saçmadır. bilgiye dayanmamaktadır. olaya iktisadi açıdan, kısa dönemde baktığınızda, evet devlet sırtındaki külfetlerden kurtulmuş, hatta bu işten para kazanmış olarak görünmektedir. ancak olay göründüğü gibi değildir.
telekom satışına bakacak olursak, o kadar komik bir rakama satılmıştır ki, telekomu alan firma, aylık karları üzerinden taksitlerini ödeyebilmektedir. ancak benim, kendini aşmış ekonomi-maliye bakanım bunun hesabını yapamamıştır. dünyanın hiçbir ülkesinde, kendi iletişim ağını bu derecede özelleştiren bir ülke yoktur. demek ki, liberalizmi en iyi biz biliyoruz, her po.u en iyi biz bildiğimiz gibi. siz şu an sıfırdan telekomun altyapısını kurmaya kalktığınızda, hesaplanan rakamlar dudak uçuklatacak cinstendir.
ayrıca bankaların özelleştirmesinde de bir sakınca görülmemiştir. kendini iktisatçı sanıp, cümle içinde birkaç iktisadi terim kullanan yazar arkadaşlarım bunu da desteklemişlerdir. kendilerini tebrik ederim. ama çoğu bankanın sahibi şu an için %51 yabancı ortaklardır. ve ihracatçı türk firmaları banka kredileri konusunda oldukça zorlanmaya başlamışlardır. düşünün ki, rusyaya bir yatırım yapılacak ve türk firması ile yunan firması arasında bir rekabet yaşanıyor, sizce en yüksek finansmanı kim sağlayacaktır ? cevabı basit, %51 hisseye sahip olanın avantajı ortada. kulaktan dolma bilgilerle veya iktisat 1.-2. sınıfında okunan, mikro-makro bilgilerle bu konularda yorum yapmak komiktir. onu da geçtim, uluslararası iktisat dersi bile okumuş olsanız, dönemin şartlarını iyi analiz etmeniz gerekmektedir.
özelleştirmenin amacı nedir ? devlet zarar eden kurumlarını, devlete yük olmaktan kurtarmaktır. telekom bir yük müydü ? iyileştirme yapılabilinir miydi ? herşey mümkün. bakalım tüpraşa, devlete yük müdür ? cevap bile vermiyorum.
hükümet ısrarla, özelleştirme yoluyla, dış sermayeyi ülkeye çektiğini savunuyor. evet, dış sermaye türkiye'ye gelmektedir. ama yatırımla gelmemektedir, mevcuttaki yatırımları satın almaktadır. bu aynı belediyelerin uyguladığı yap-işlet-devret sistemine benzemektedir. yatırımı yapın, sonra yabancı sermayeye devredin, yatırım nasıl yapılıyor ? benim vergilerimle...ne güzel türkiye değil mi ?
ayrıca başlık altındaki ilk entry de, kar eden kuruluşların da tekel statüsünde olduğu savunulmaktadır. o zaman devlet bu sektöre girmek isteyen firmalara destek sağlayabilir, kendi tekelini kırabilir. siz bugün sabancı' nın, doğan grubu' nun belli sektörlerdeki tekelini kırabiliyor musunuz ? hayır, bu gidişle kıramazsınız da.
ülkeye sıcak sermaye çekiyoruz falan filan, bu ayakları geçin, özal zihniyetiyle bakarsanız, daha çok işimiz var demektir. senin altyapın yokken, köyünde elektriğin yokken, şehirlere otoban yapmışsın ne olacak, sene 2008, hala istanbul' da 1 saat yağmur yağsın, heryer felç oluyor.
son olarak, kişisel fikrim, hükümetin yapacağı en olumlu hareket kendini özelleştirmesidir. en azından zihniyet değişmiş olur. hükümet bize sadece görmemizi istedikleri hakkında bilgi veriyor ama görünmeyen tarafı da bilinler var bu ülkede. mesut yar'ın her sabah dediği gibi, uyan türkiye.
"personel yatıyor" argümanı mıdır özelleştirmeyi haklı kılan? eğer tek argümanınız buysa gerçekten komik ve çok uzak liberal mantığının zırvalamalarından.
özelleştirmeden önce devlet işlerlik kazandıracak hamleler de yapabilirdi, her halükarda kar eden ama daha fazla kar etme potansiyeline sahip bu kurumlar için. ne mi yapılabilirdi? eğer sorunuzuz buysa, kardan pay alacak bir yönetim kadrosu oluşturulurdu mesela. buna uygun yönetmelikler oluşturulabilirdi. bak bakalım o zaman nasıl yatıyor o personel. bak nasıl kar ediyordu o kurumlar.
özelleştirmenin karşısında değil kimse, karşı olunan bu ülkenin yağmalanıyor olmasında. tam potansiyeline ulaştığında satarsan o kurumları şu anda sattığının birkaç misli gelir getirirdin bu ülkeye. sorun bu kurumların yabancılara çok düşük fiyatlarla haraç mezat satılıyor olmasında.
liberal zırvalarınızı sağlam temellere oturtmadan gelip burda ahkam kesmeyin. bü hükümet bu ülkenin anasını si.mektedir. nokta.
Telekom ve diğer kar eden firmaların satıldığı rakamlar gerçekten çok komik düzeydeler. Ama bence çok karamsar da olmamak gerekir. Çünkü satış derken bu firmalar sonsuza dek yabancı yada yerli sermayenin eline verilmiş değiller. Mesela Telekom 20 seneliğine oger'e kiralandı. Soyle bir hesap yapmak, tahminde bulunmak lazım: hiç özelleşmemiş telekom ile şimdiki gibi özelleşmiş telekomun 20 sene sonraki aradaki farkları nasıl olacak. Bence cidden çok büyük olacak. 20 sene sonrasında devletimiz, elinde tüm dünya ile rekabet edebilecek bir telekom bulacak.
(bkz: güçlü devletin halkı güçlüdür)
ÖZELLEŞTiRMEKten pek hazetmeyenlerin, ancak akp icraatlarına da çeşitli sebeplerden ötürü eleştiri getirmek istemeyenlerin hep bir "yahu anlaşma 20 senelik" "yahu 50 senelik" "yok halen şu kadar ortağız" diyerek karşı çıktıkları bir eylemdir.
kardeşim, sonuçta siz bir şirketi, hali hazırda ettiği yıllık karı göz önüne alarak özelleştirmezseniz; alıcı şirkete altın tepsi içinde "alın lan ülkenin yıllık birikimini 20 sene 50 sene siz yiyin" derseniz biz ne diyelim...
bize ezberletilen yanlış: özelleştirme kötüdür, sırtını devlete yasla devlet sana bakar
hayatın gerçeği olan doğru: devlet iş değil tam tersine işsizlik yaratır, özel sektör ise istihdam sağlar, canlılık getirir, işsizliği azaltır, ekonomiye dinamizm katar.
yerli, yabancı önemli değildir, bu ülke için bir şey yapan değerlidir.
almanya'ya türkler o ülkeyi işgale gitmediler, o ülkenin ekonomisine canlılık katmaya gittiler ve bunda da başarılı oldular, bize de gelecek yabancı yatırımcıya "işgalci" gözle bakmak yanlıştır, adam gelsin ekonomiyi canlandırsın, ülkeye dinamizm katsın...
özelleştirme sonucu söz konusu şirket yıllık cirosundan daha düşük fiyata giderse bu, vatanı satmaktan başka bir anlama gelmeyeceğinden saçma bir önermedir.
özelleştirecek devlet kalmayınca kendilerini ve yakınlarını özelleştriceklerin anlamadığı olayı onlara anlatmaya çalışmaktır.
özelleştirme devlet eliyle kurulan şirketin parasal değeri karşılığında özel bir şirkete satılması ise eğer buna pek karşı olan olmaz. ama bu özelleştirme işi peşkeş çekmek, yabancı sermayeye yalakalıksa ona karşı çıkılır.
türk telekom değeri ne idi kaça satıldı?
limanların değeri ne idi kaça satıldı?
karadeniz bakır işletmelerinin değeri ne idi kaça satıldı?
bu üçünün yanıtını versin özelleştirme vatanı satmak değildir diyenler o zaman haklıdır derim.
ki bu özelleştirilen kurumların nedense tek birtanesi bile yerli sermayeye satılmıyor.
o iktisattan çok anlayan, kitapları iktisat modelerini ezbere bilen arkadaşlar bunların ne anlama geldiğini vicdanları sızlamadan açıklayabiliyorlar mı bakalım.
akıl var nizam var göz var izan var, sizde yoksa olana laf atmayın!
Türk Telekom, Arap'ın.
Telsim ingiliz'in.
Kuşadası Limanı israilli'nin.
izmir Limanı Hong Konglu'nun.. .
Araç muayene işi Alman'ın.
Başak Sigorta Fransız'ın.
Adabank Kuveytli'nin.
iETT Garajı Dubaili'nin.
Avea Lübnanlı'nın.
Petkim? Ermeni'nin.
Rakı , Amerikalı'nın.
Finansbank Yunanlı'nın...
Oyakbank Hollandalı'nın.
Denizbank Belçikalı'nın.
Türkiye Finans Kuveytli'nin.
TEB Fransız'ın.
Cbank israilli'nin.
MNG Bank Lübnanlı'nın.
Alternatif Bank Yunanlı'nın.
Dışbank Hollandalı'nın.
Şekerbank Kazak'ın.
Yapı Kredi'nin yarısı italyan'ın.
Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nı n.
Eczacıbaşı ilaç, Çek'in.
izocam, Fransız'ın.
TGRT(Fox) Amerikalı'nın.
Demirdöküm Alman'ın.
Döktaş Fransız'ın.
Süper FM Kanadalı'nın.
hala satılmadı diyorsan önce göz doktoruna sonra da psikoloğa git.
türkiye'de kontrolsüz ve acımasızca yapıldığından dogru olan algılamadır. türk telekom'un %55'i için istenen bedel 3 yılda tt'nin kendisinden çıkartılıp verildi bize. Yani üç yılda tt'nin kazanacağı parayı başkasından alıp şirketi verdik. komik değil mi? mnskym ben hala bunu anlamayanın.
kontrollüsü de kontrolsüzü de yerli sermayeye satılanıda yabancıya satılanıda farketmeyen, bu ülke insanlarının alın teri kazanımlarının satılmasınından kaynaklanan ve doğru olan algılama.
iktisattan bir gram çakmayanların, özelleştirmeyi ancak kahve muhabbeti düzeyinde eleştirebilmelerine sebep olan algı..
ya bilmiyorsanız konuşmayın; biliyorsanız da , özelleştirmeye alternatif iktisadi model getirin diye sorarlar bunlara.. Sorarlar da; ne yazık ki cevap alamazlar.. Çünkü teori de, empirik bilgiler de; devletin ekonomide berbat bir performans sergilediğini yüzyıllardır göstermektedir..
bu insanlar yine bilmezler ki tüm gelişmiş ekonomilerde kamusal alan olabildiğince küçültülmüş ve özel sektörün önü açılmıştır. hem sorarlar neden ekonomimiz küçük neden 3.dünya ülkesiyiz diye hem de onların ekonomilerini örnek almazlar.
ulu orta sevişmeyi, aileyi silmeyi, içip sıçmayı, abazalığı medeniyet olarak batıdan alır ancak demoktarik ve ekonomik kavramları reddederler. aslında kasıtlı değildir bu bilmiyor ki adam bu kavramları.
çok basit bir örnek veriyorum. mahallelere haftada bir giren çöp arabaları her gün giriyorlar artık. çünkü özel temizlik şirketinde bu iş artık. ancak iş devletin, belediyenin elinde olunca adamın atılma riski yok, salla baş al maaş, çalışma yat. ee çöp ne olacak? adamın çok da mikinde!
şimdi biraz da ekonomiden anlayanlara bir örnek verelim. tansu çiller dönemi. türkiye'nin borcu 22 milyar dolar. türk telekom'a 25 milyar dolar teklif yapılıyor. kabul edilen teklif danıştay'dan dönüyor. ve o borç büyüdükçe büyüyor. ulan ne borcumuz kalacak ne sıkıntı. üzerine de 3milyar dolar nakit para. ama mal zihniyet sayesinde onların bokunu püsürünü biz çekmekteyiz.
özel sektör hep en iyi hizmeti veren olmadı mı?
devlet yerine hep özeli tercih etmediniz mi? neden dersiniz? bir sorun kendinize bakalım. bir de ekonomiyi öğrenip öyle konuşun!
devlet kitlerinin ürettikleri mamüllerin en büyük talepçisi besleme istanbul sermayesidir, yani tüsiad derneğine mensup iş adamlarıdır. devletin sübvanse ederek ucuza sağladığı ara malları kullanarak semirmiştir bu tusiad.
kitler' den semiren ikinci güruh ise dönemin iktidarlarıdır. seçim dönemlerinde seçim rüşveti olarak binlerce kişiyi kitlere alım yapmışlar bir makina düğmesine 5 adam istihdam eder olmuşlardır.
kit açıklarını ise sağanak sağanak gelen zam yağmurlarıyla halk ödemiştir. bütçe açıkları yüksek faizle borçlanarak kapatılmış, altyapı yatırımları durmuştur.
sonuçta; devlet iç borçlanmasını artıran, tüsiad gibi besleme sermayeye ara mal üreten ve parti yandaşlarına arpalık olan bu kitlerin özelleştirilmesi memleket menfaatine olmuştur.
özelleştirmeyi vatanı satmak olarak algılamak yanlıştır vatan ahanda şöyle satılır..diye devam edecekmiş gibi duran bu işin profesyonellerinden çıktığı belli olan yorum.
misal uğruna anayasayı değiştirmek istediğiniz anayasa mahkemesinin iptal ettiği, israillilere, hatay'daki iki kıbrıs büyüklüğündeki türkiye'nin en verimli olduğu tespit edilen, mayınlı arazisini satmak vatanı hem de tam kelime manasıyla, -satmak- olabilir mi?
senin üzerine olan bir arsayı düşün.o arsayı müteahhite verdin ve o da sana bina dikti ve bütün daireleri tek tek sattı.sonra sende gidip dedin ki bu evler benim çünkü arsa benim.bu günü bu şekilde özetleyebiliriz.peki gerçekten daireler senin mi?*özelleştirmek de böyledir dostlar.sorarsan toprak bizim herşey bizim sadece bankalar, limanlar ve bilimum yerler onların.olsun öyle de güzel.
tekelin de özelleştirilmesine karşı çıkan, o sakarya meydanında aslında bir sikime yaramamasına rağmen kolunda "görevli" yazan adamların düşüncesidir, o tekelde beklediği, yok yok yattığı ve karşılığında tam "3 bin tl" alan adamın düşüncesidir.
yetim hakkı yemeye alışmış, fakirin ne çektiğinden haberi olmayan adamın düşüncesidir ve sosyal adaleti anlamaz. kendi karnı toksa başkasının karnı aç olabilir sorun değildir..
şimdi başbakan geldi "yetim hakkı yedirtmem" diye tekeli özelleştirmeye kalktı, bizim boş depoyu bekleyen amcanın zoruna gitti, ankara sakarya meydanında çadırlar kurdu, ölümüne buradayız dedi..
lan tamam da hak mı o yediğin 3 bin tl? diye sorarlar adama. keyfi bozuldu hak mı düşünür adam?
sonra gitti özel şirket adam gibi çalıştırdı, hakkını aldı, hakkını verdi. istihdam sağladı ülkeye..
sonra bunlara koydu.. koyan ne? ne satıldı ülkenden? neyin eksildi?
özelleştirmek ekonomik bir stratejidir ama bir sınırı olmalıdır.
babanın malıymış gibi özelleştirmek; özelleştirmeye izin verenin. zemin hazırlayanın "öz"ünde ne olduğunu(!) gözler önüne serer. görmek istemeyenler de olcak elbet. illa göze(!) zorla sokulmasını beklicez.