bugün

sabancı, koç, bilkent var bide yeditepe, maltepe, okan falan var. elma ile armut gibin.
vakıf üniversitesinde okuyan habire bok atılan öğrencidir.

gelin bilkent elektronikteki öğrencilere bi bakın da sonra tembel falan deyin onlara. aralarında a- gelecek dersi withdraw edenler, mezun olduktan sonra ortalaması 3.90, programlama süper, yaptığı porjeler derya deniz olmuş, ingilizce sular seller gibi bir de ikinci dili var diye kolay kolay iş bulamayanlar var olm (overqualified). ne boş beleşi ne aptalı ne "okumaz bu" denmesi? ha bu arada, bunların çoğu ilk 100dedir zamanında.
burslu olanları vardır ki devlet üniversitesinde okuyan çoğu öğrenciden daha fazla puan yapmışlardır; imkanları daha iyi olduğu için özel üniversite tercih etmişlerdir. normal bir puan yapmış olanları vardır. yine abartı tipler değillerdir. yaptıkları puanla istemedikleri bir devlet üniversitesinde okuyacaklarına kendilerine daha iyi bir gelecek sunan özel üniversiteleri tercih etmişlerdir. puanları berbat olanları vardır ama okula geldiklerinde puanı iyi olan çoğu öğrenciden daha başarılı olmayı başarmışlardır. bir de okula dipte girip dipte bitirenleri vardır ama o kadar gereksiz insan her yerde vardır.
Kimilerinin kafası çalışır kimilerinin babası.
burdaki kime sorarsak soralım, öss anlamsız,işimize yaramayacak, saçma sapan birşeydir. fakat nedense hep özel üniversitede(ki vakıf üniversitesidir o, türkiyede kanunlarla kar amaçlı bir yüksek lisans kurumu açmak yasaktır.) okuyan öğrencilere bir b.k atma durumu vardır. ben bilkent üniversitesinde burslu okuyan bir öğrenciyim ve bu öğrencilerin profilinden biraz örneklerle bahsedeyim isterseniz:
1. Bilkent'in çoğu bölümüne ücretli olarak giren öğrenciler aslında bölümünü başka devlet üniversitelerinde okuyabilecek seviyedeler.
2. işletme bölümünün geçen sene ilk 10da 7si, elektrik elektroniğin genellikle birincisi ücretli olarak gelen öğrencilerdir.

haa, bunlar bu üniversitelere ne için mi geliyor:
1. vakıf üniversitelerindeki eğitim veren kişiler:
ev arkadaşım ankara üniversitesinde okuyor ve hocaları yıl içinde değişebiliyor ya da alanında çok tanınmış çok hoca yok, fakat benim bölümümde, adı anılmayan hoca yok.

2. devlet üniversitelerinde imkanların kısıtlılığı varken vakıf üniversitelerinde bu durum biraz farklıdır. (örneklerden sadece bir tanesi: devlet üniversitelerinde bilgisayarları kullanmak için dakika usuülü varken bilkentte her 3 öğrenciye bir bilgisayar düşmesi yani bilgisayarı 24 saat boyunca kullanabilme hakkı)
ya da
(devlet üniversitelerinde makina başı 10-15 kişi düşerken vakıf üniversitelerinde 2 kişinin bir makina kullanması)

umarım soruyu cevaplamışımdır. bırakalım artık sürekli others yaratmayı, kendi kendimize nefret beslemeyi.

sonuç olarak bu yazıyı yazanın öss 114. olmasına rağmen şu anda notlarında sıçmasını ve bir çok ücretli öğrencinin onu geçmesini örnek göstererek bitiriyorum.
(bkz: özel üniversite öğrencisi ateist kız)
ve
(bkz: özel üniversite öğrencisi tüketici kızlar) gibi çeşitleri mevcuttur. muhtemelen hitler politikasının kısmi hedef noktaları böyle tiplerdi.
aralarında üniversite sınavında derece yapmış insanların bir çoğunun bulunduğu öğrenci grubudur.parasıyla okuyanlar ise en azından şehir kültürünü tanıyacakları için,iş yaşamında kıytırık anadolu üniversitelerinin mezunlarından çok daha şanslı durumdadırlar.
baba parasi ile okumus muamelesine katlanacak kisidir. cok luks ozel universiteler oldugu gibi daha makul fiyatlilarida vardir. cok luks olanlarina hep cok luks sahibi olmus cocuklar gider genelde (burslu degilse) makul fiyatli olanlarina cok luks, luks ve orta kademe gider genelde. bunlar arasinda en zoru orta kademenin isidir. o gune dek gormedigi ortamlara girer ya da girebilmek ister. ne cok lukslere dahildir ne lukslere. arada kalir. ozel universitede oldugu icin asagidan kisileri istemez ilk anda yaninda. ama lukslerle surekli birarada olmayi saglamasi da zordur. bir kere luksu goruncede, hayatinda olmasi diler. ana baba anlam veremez cocugundaki degisime. okusun diye zar zor arttira arttira okutuyorlardir belki. yaprak dokumu tadindaki bu durum her ozel universite ogrencisi icin gecerli degildir tabi. ancak gencligimizin ici bos tarzlara sahip olma durumundaki artis dikkat cekicidir, mudahale gerektirir.
bursunu düşürmek için elinden geleni yapan üniversitesine bursunu devam ettirmek için kıçını yırtan öğrenci birimidir.bir de finaller zamanı bilgisayarı kapatıp önündeki notlara konsantr olabilse.zor iş be.
zordur aslında. üst başa ayrı para, okulda yemek yemek için ayrı para, sigara desen içemezsin paketi para etmeyen sigara. Saç baş sürekli güzel gözükmelidir. Kış aylarında solarium şart. okulda düzenlenen partylere katılacaksın. Arada sırada pederin arabayı isteyeceksin. zor zor çok zor. iki kere düşünmek lazım girerken. Burslunun kasması gereken bir şey yoktur; o yakmamak için bursunu hiç alakadar olmaz böyle şeyler ile.
üç çeşittir:

1- çok çalışıp yüzde yüz bursla giren

2- çalıştığı halde yapamayıp zaten olmayan maddi durumunu iyice zorlayarak giden

3- baba parasına güvenip çalışmayarak giden
yaz okulu problemi olduğu için okul uzatma keyfini tadamayan öğrencidir.*
hepsi aynı kategoriye sokulmamalıdır.**
maalesef hala öss de adını soyadını yazınca özel üniversiteye girildiğini sanan insanlar yüzünden aşağılanmaya mahkum kalmış öğrencidir. bilkent, sabancı, koç vb.kaliteli okulların prestijli bölümlerine bursssuz olarak bile, ortalama bir devlet okuluna girebilecek puanla kabul ediliyorsun zaten. sadece daha iyi bir eğitim alıyorsun. dersaneden bozma şirket şubelerine ise lafım yok tabii.
bir gün komşu kadın yanıma gelir benden hesap sorar. zengin, kocası sıyrık, şımarık bir kızı olan bir kadındır. kızı özel üniversiteye paralı gitmektedir. işte şimdi bu bana öss'den kaç puan aldığımı sorar, ben de söylerim. herşey buraya kadar güzel giderken kadın bana utanmıyor musun demeye başlar. hayır niye utanayım çalışmadığım halde iyi yerleri tutturdum allah allah. ben buna bir çemkirdim, bir sinirlendim. hayır bunun kızı benim aldığım puanın yanından bile geçememiş, parayla okumaktadır resmen. tabi kendisi zengin ben fakirim, onun kızı yüksek puan almak zorunda değil ama ben zorundayım kadının anlayışı bu. kendi kızını göklere çıkartıyor, şımarttıkça şımartıyor, en ufak iş yaptırmıyor güya beni aşağılıyor. kendi kızı daha yumurta kırmasını bilmiyor. utanmıyor musun diyor bana kadın yahu! biraz vicdan, zaten o aralar depresif olduğum zamanlardı, insan teselli eder hiç olmazsa! ilk defa başıma böyle bir olay geliyor, hayatım boyunca unutamam her halde. haksızlığa tahammül edemiyorum. niye bu zenginlerin çoğu böyle?
üzerlerinde genelleme yapılmasının yanlış olduğu öğrencilerdir.

neymiş; türk değillermiş, yok ferrari ile okullarına giderlermiş, yok tikilermiş, yok allah belasını vermişlermiş. aynı grup öğrencilerin devlet üniversitesinde hiç bulunmadığını sanan öğrencilerin düşüncesidir bunlar. her üniversitede olduğu gibi özel üniversitelerde de her grup insan bulunur.

ayrıca sanıldığı gibi barajı geçen herkes gidemez çoğu bölüme. tamam, sen gelip boğaziçi ile bir özel üniversiteyi karşılaştırırsan tabi arada fark olacak; ama mantıklı bir karşılaştırma yapılınca aslında tıp, hukuk ve mühendislikler gibi bölümlerin aslında abartılı derecede düşük olmadığı görüleblir.**
daha fazla sorumluluk yüklenendir. okulu uzatma ya da yaz okulunda ders almak gibi lüksleri yoktur. ha vardır, altında bmw'si olan, babasının şirketi olan, tek derdi "ne giysem?", "hedegül/berkecan sevgilim olsun yhaaa." diyen tipler, ama azınlıktır bunlar genel profilde. ne yazık ki bu azınlık yüzünden tüm fakülte öğrencilerine de "insan mısın sen?" gözüyle bakılmaktadır. vakıf üniversitesinde okuyorsanız size zaten "salak" damgası yüklenmiştir. burslu olup olmadığınıza, burslu değilseniz bile not ortalamanızın yüksekliğine bakılmaz ya da "kendini geliştirebileceği bölüme gitti" diye de kimse düşünmez. sanarlar ki barajı geç, hukukçusun, doktorsun.
(bkz: çok doldum sözlük) *
burslu okuyan veya bazı özel durumlar dışında özel üniversitede okumak zorunda kalanlar haricinde genelde salak muamelesi yapılır kendilerine ki zaten geneli salaktır. burslu okuyan bir tanıdığım bana buradaki öğrencilerin çoğunun esra-ceyda kardeşlerden farksız olduğunu söyledi. sevgilisi o gün aramamış diye hüngür hüngür ağlayanlar filan da cabası.
hele ki durumu iyi olmayıp özele gidenlerin, zenginler yanında zengin kılığına bürünmeye çalışması benim gözümdeki salaklık derecesini iki kat arttırır. facebook'umda var öyle birisi, ama ilkokul arkadaşım diye silemiyorum işte. yoksa kendisiyle konuşurken her bir lafına "hadi len" tepkisini yapıştırıyorum yine.
bursluysa helal olsundur. ama baba parasıyla okuyorsa bu öğrenci yanlış yoldadır. okula vereceği parayla küçük çaplı bir fabrika kurulabilir çünkü. saçmadır, kolay yoldur. eğitimde fırsat eşitliğinin(!) örtülemez kanıtıdır o öğrenci.
üniversite mezunu olmanın çok işe yaradığı ülkemizde, ailesinin büyük desteğiyle özel ya da vakıf üniversitelerde paralı eğitim alarak, erkek ise askerliği kısa dönem yapar. özel okullardaki eğitim kalitesi ve imkanlar devlet okulundakilerden her zaman daha fazladır.
'para vererek okuyan öğrenci' demek yerine,'bu gerizekalı ülkede okumak için bile para veren öğrenci' demek daha doğrudur. Bir insan tiki,salak,burnu büyük yada negatif anlamıyla 'zengin' olabilir, bu onun eğitim hakkından yoksun bırakılmasını legalleştirmez.Bu yüzden kafamızdaki 'zengin piçi' imgelemelerinden kurtulup, özel üniversite öğrencilerini ülkemizin muhteşem eğitim sisteminin madurları olarak görmeliyiz. Kaldıki, özel üniversiteler'de burssuz okumasına rağmen genel önyargının aksine gayet entellektüel,aklıbaşında tipler,burslu okuyup feleğin çemberinden geçmiş bir anne-baba'ya sahip olan, hayatın acı kahvesini erken yaşta içmiş öğrencilerde vardır. Bu sebeple bir 'özel üniversite öğrencisi' profili çizmek bir hayli zor ve mantıksızdır.
büyük bir genellemedir. burslusu vardır burssuzu vardır, koç-bilkent-sabancı öğrencisi olanı vardır, okan-ufuk-özyeğin öğrencisi olanı vardır... çeşitlidir yani. koç'ta burslu olanı bitirince amerikada doktora yapabilecekken okan'da burssuz olanı ilkokul 3.sınıf matematik sorularını -kümeler- çözemeyebilir.
türkiye cumhuriyeti'nde olmayandır.
türkiye cumhuriyeti özel üniversitelere izin vermez o dediğin olsa olsa vakıf üniversitesi öğrencisidir.
deneme ve ya düzyazı yerine essay yazan kişi.
burssuz olanları gerçekten gereksiz insanlar olup, kesinlikle en azından şahsımın ciddiye almadığı insanlardır. bursluların ise herhangi bir devlet üniversitesi öğrencisinden tek farkı kendilerinde ortam çocuğu olma potansiyeli oluşmuş olmasıdır.
öncelikle;
(bkz: bütün genellemeler yanlıştır)
ancak gördüğüm şu ki en kompleksli öğrenci grubudur.
dünyanın ilk bilmem kaç üniversitesi, türkiyenin ilk 3 üniversitesi, balkanların ilk 35 üniversitesi gibi tırt bi anket yapılmayagörsün...
hemen o anketlere bi kulp bulma gayreti.
kardeşim bi sakin ol öncelikle. o listelere girmiş okullardaki öğrenciler bile üniversitelerine burun kıvırırken sen tutup iki sene önce açılmış okulunu övmeye kalkma.
sakin ol herkes biliyor az çok neyin ne olduğunu.