bu, bizleri özel sektörün kucağına atıp, kendi genç beyinlerini sömüren devletin ayıbıdır. kimse 1000 liranın altında çalışıyor diye bu adama bir şey diyemez. zaten işsizlik hadsafhada, insanların seçim şansı mı var şu boktan geçen zamanlarda.
iş beğenmeyip, sonrada işsiz kaldım diyerek sokaklarda dolaşan insanlar, hali benden beter olan insanlar da var mıdır ki? diye düşünüp kafa patlatmış mıdır acaba?
hiç sanmıyorum. bizleri bu duruma düşürenler utansın. ne diyeyim başka? her türk genci kendi ülkesinde, kendi devletine hizmet ederek çalışmak ister ama sen daha devlet kurumlarının belini doğrultamıyorsan, 4 senesini zorluklar içerisinde bitirip mezun olan bir genci kanatlarının altına alamıyorsan, yine söylüyorum bu devletin en büyük ayıbıdır kendi vatandaşına.
kimse özel sektörde 1000 tl altında çalışan üniversite mezunu olan birine salak, enayi falan demesin. bunu diyenlerin tabi tuzu kuru! ''a bu para çok az ama ben çalışamam böyle bir yerde'' diyip verilen parayı beğenmeyen insan, azıcık düşünecek ''ya ben bu parayı beğenmiyorum da bunun yarısı için götünü siktiren* insanlar var, benim yaptığımsa sadece kendini beğenmişlik''...
ha tabi bu dediklerimden şu çıkmasın, e madem her teklif edilen ücrete çalışacağız o zaman 10 lira verseler ona da mı he diyeceğiz? tabi ki böyle bir şey demiyorum. hakkımız olanı her zaman almalıyız. zaten bu iş ahlakının bir gereğidir, çalışana hakettiği ücreti vermek. ha vermiyorsa zaten o şirket de iş ahlakından nasibini almamış demektir, o da onların ayıbıdır. ancak en büyük ayıp yine devletin kendisindedir.
nese dedim ya 1000 tl'yi beğenmemek, bu parayı küçümsemek ve bu paraya çalışan ya da altında çalışan insanı da salak , enayi diye nitelendirmek ne derece mantıklı onu da size soruyorum. acımasız olmayın!
son olarak bu dediklerimden de 1000 tl'nin altında çalıştığım anlaşılmasın zaten öğrenciyim hala...
türk-iş tarafından ocak 2009 itibariyle 735 tl olarak hesaplanan açlık sınırına göre fazla olan üniversite mezunudur.Neyinize yetmemektedir.Aç değilsiniz açıkta değilsiniz.Toksun işte.
(bkz: Acıkın açlığınızı yatıştırın).
devlet büyüklerinin ağzından "her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok" şeklinde lakırtılar dökülürken hali hazırda iş bulduğu için dua gereken insandır. ha kendisi söz konusu devlet büyüklerine ne kadar beddua etse azdır; orası ayrı.
maaş verilmez alınır gerçeği doğrultusunda yeni mezun olduğu için o parayı alabilen kişidir..şayet vizyonunu kullanıp başarılı çalışmalarla maaşın bu seviyelerde kalmayacağı kişidir..
işletme,iktisat gibi fazla mezun veren bölümlerden mezun olup en az 1 yabancı dile vakıf değilse bu üniversite mezunu,1000 tl. fena bir maaş değildir. piyasada fazla sayıda işsizin olması da büyük bir handikaptır,bir sıfırdan büyüktür mantığıyla 800-900 tl. maaşı kabul edebilecek çok sayıda ünv. mezunu vardır,ülkemizin acı gerçeğidir.
Kesnlikle kamuda çalışanların koşulları bu arkadaşlardan daha iyidir. Bir kamu çalışanı 45 saatten fazla çalışmaz. Cumartesi pazar tatildir.Her yıl zammını az yada çok alır. Maaşını zamanında alır. iş güvencesi vardır. Özel sektörde çalışan arkadaşların bu saymış olduğum güzelliklerden hiçbiri hayatında yoktur. Bu konularla ilgili her belirtilen istekte burası özel sektör, kapıda bu işi isteyen binlerce insan var. Ya çalışırsın, yada yerini doldurmak 1 günümüzü bile almaz cevabıyla karşılaşır. Bir yerden sonra isteksiz, sinirli, mutsuz bir insan halini alırlar. Yıllarca dirsek çürütüp, karşılığını bu ülkede böyle alır üniversite mezunları.
olayın dandik üniversite ile hiçbir ilgisi ve alakası yoktur. zaten dandik bir üniversiteden kendini geliştirmeden bir de üzerine iyi bir bölümden mezun olmayan bir üniversite öğrencisi bu dönemde 750 tl'ye iş bulmayı geçtim, çalışacak tek bir alan bile bulamamaktadır.
başlıkta bahsedilen özel şirketleri cibilik a.ş. , müzeyyen holding gibi abidik gubidik şirketler sanıp, olnlarda çalışana bu para iyi diyenler var sanırım. alakası yok. bu şirketler babalar gibi şirketlerdir. arçelik, koç, toprak holding, eczacıbaşı, vs. vs. gibi çok büyük şirketlerde ilk işe giren mühendis parası genellikle maksimum 1000 tl civarında olmaktadır.
türkiye standartlarını düşündüğünüzde bu adam bekarsa, fatura ve kiralardan sonra geçinebilir bir nebze, o da kenara asla para koyamadan, ancak evliyse eşinin çalışmadan geçinmesi imkansız hale gelecektir.
bütün bunların yanında bu mühendislerin* iş yerlerindeki performanslarına bakılırsa kısa zamanda bu paraların artıyor olduğu da bir gerçektir. ayrıca özel sektördeki faturanı öderiz, şundan çek veririz, arada prim veririzile bir nebze olsun beller doğrulabilir yine.
iyi bir diploma paralelinde kendini iyi yetiştirmemiş ve fırsatları değerlendirmemiş insandır. burada mezun olduğu üniversite türkiye şartlarında ilk 5-6 üniversite olarak düşünülmüştür. ama olaya diğer taraftan baktığınızda, yarıçapı 1 km olan ilçelere bile fakülte ve üniversite açıp kalitesiz ne kadar adam varsa öncelikle hepsini "gizli işsiz", daha sonra da gerçek işsiz yapan devlet politikası hatasıdır. bu kadar kalitesiz adamın olduğu yerde de işverenler adamın ciğerini alır. hayatta affetmezler. o sebeple mesleğini iyi öğrenip en kısa zamanda çok fazla yol almalısın dostum. yoksa işin yaş, daha çok çalışırsın ayda 750 tl'ye!
edit: imla meselesi.
özel bir firmada her bir şeyle ilgilenen, yeri geldiğinde mühendis, yeri geldiğinde, yönetim temsilcisi, yeri geldiğinde satın alma müdürü, yeri geldiğinde sekreter, yeri geldiğinde(...) ve üstelik yeri patrondan sonra gelen, üstüne de 900 TL maaş alan üniversite mezunudur kendisi.
kendisine acımayana başkası niye acısın sözünün hayata geçmiş durumudur.
çalışma kardeşim kafana silah dayayanmı var.
üniverite mezunları dernekleri ne boka yarıyor asıl bunu irdelemek gerek.
81 ile üniversite açmaya çalışan hükümetin politikaları sonucu gerçekleşmiş eylemdir. artık sayelerinde üniversiteli olmak da yetmiyor. bu kadar okul açacağına önce istihdam sağla...
bu durumun tek sorumlusu üniversite mezunu yetişkin evlatlarına 10 yaşında çocukmuş gibi davranan ebeveynlerdir.
anne, baba (bazen abi, abla) yıllarca yaptığı birikimini oğlu ve kızı için harcamakta, onları bir aslan yavrusu gibi değil de, ciğerci kedisi gibi yetiştirmektedir. çoğu aile çocuklarının evden ayrılıp kendi hayatını kurmasına izin vermek istememektedir. bu durum yeni mezun kişiye ücret için pazarlık yaparken geçim endeksini değil, işverenlerin belirlediği ücreti kabullendirtiyor. aksi mümkün mü? iş mi var? adamlar bunu zar zor verdiklerini söylüyorlar diyorsunuz. bu kesinlikle yalan. işveren dediğimiz adam bir yalan söyleme üstadıdır. bu ülkenin her sene en az 100 milyar dolara yakın parası yabancı bankalara çıkıyor. bu çalışanların birikimi değil herhalde.
peki çözüm ne?
2002 yılında, sirkecide kargo firmaları için çalışan yük taşıyıcılardan (hamal) biri 350 lira haftalık ile çalıştığını söylemişti. okuma yazma bilemeyen biriydi bu arkadaş. bütün hamallar aynı ücrete çalışıyordu. nasıl olur diye düşünürken olayın aslını sonradan öğrendim. hamallar orada örgütlenmiş, kimsenin ucuza çalışmasına izin vermiyorlar. bazısını tehditle bazısını aralarına alarak hemen ucuz iş gücünü engelliyorlar.
yani sözlüğe yeni bir "pis komünist" gelmiş demeyin diye bu kadar dolaylı anlattım. kesinlikle bir ütopya biliyorum ama tüm üniversite mezunları 3000 liradan aşağı çalışamayız diye aralarında anlaşsa, çoğu işveren; "bunu ödeyemem, eleman da kalmadı, işyerini kapatıyorum" falan demez. o parayı verir ve sattığı ürüne yansıtır.
