Çok çok uzun zamandır sözlüğe girmiyorum, nostaljiye karşı her zaman hevesli olan dimağıma iyi gelir belki diye yine bir seyirteyim diyorum buralara.
Bu girişi bu efsane başlıkla yapmak ise ---> hoş.
Bu denli yorgunum zihnen son zamanlarda, öyle yorgunum ki bir ineği bile yorgunum, evet.
Nispeten iyi kazandığım ama ölümüne vaktimi alan, işe moral olarak Normandiya çıkarmasına giden askerler gibi gittiğim (er ryan'ı kurtarmak filminde kıyıya çıkmadan evvel çıkarma aracında anksiyeteden kusan askerler varya,onlar işte), anlatınca havalı duran, ancak beni zaman zaman mutsuzluktan öldüren bir masabaşı işim var.
Sabahın köründe televizyonda denk gelinen değişik bir Hollywood filmi gibi izliyorum iş hayatımı.
Ya bi dk ben çok uzun zamandır iç dökme amaçlı bir şeyler yazmıyorum ve o başlık bu başlık değil, ben ruh hali şarkımı bırakıp kaçıyorum:
çömezlerin bilemeyeceği türden bir ulu yorgunluk. Ben her cuma akşamı böyle yorgunum bankacılığı bırakacağım otuzlu yaşların başında fosfor kalmadı resmen.
uzun zamandır görmüyordum bu efsane başlığı. görünce bir gülüp hatırladım. ilk duyduğum zamanlar anlayamasam da artık ne anlama geldiğini çok iyi anlıyorum ve hissettirdiği şeyi de.