stres atmak için başlar, strese boğularak bitirir ya da bitiremeden yarıda annenize devredersiniz.. örgü başlarda eğlenceli olsa da, siz çok çok ördüğünüzü sanarken örgünün hala aynı boyda durduğunuzu görmenizle birlikte işkence halini alır. asab bozucudur.. velhasıl örgü örmek emek ister, sabır ister.
örgüyü yapıp satıp para kazanmıyorsanız şayet; boşu boşuna kendinizi yıpratmayınız dedirten eylemdir. uzun süreli etkileri; sürekli gözlük üzerinden bakmak, belli bir noktaya odaklanmak, her şeyi iki ters bir düzle ilişkilendirmek vs... tabi hobi olarak güzel bir uğraş ona bir lafımız yok.
bir çeşit stres atma aracıdır. fazla abartılmadan düz kolay birşeyler örüldüğü taktirde beyninizi yoran düşüncelerden uzaklaşırsınız. ürettiğiniz güzelliğe bakarsınız mutlu olursunuz.
örgü örme araç ve gereçleri amaçları dışında da kullanılabilir.örnek:
şiş:kulak karıştırıcı,vitrinin ya da koltuğun arkasına kaçmış eşyanızı almanızı sağlayan sopa,çocuk dövme ve tehdit gereci(bak geliyooo şişş)sırt kaşıyıcı hatta annemin kerata olarak kullandığına bizzat şahit olmuşluğum vardır.
yün:kedi ya da küçük çocuk oyuncağı,yün kalınlığına bağlı olarak kürdan olma özelliği,iki kat yaparak sepet sallama ipi,hele ki bunlardan yarım yarım kalmış birkaç tanesi bir araya geliyorsa bunlarda insanı "bunları nerde kullansam da yabana gitmese" diye düşündüren bir uğraştır.
yilbasi, dogum gunu, ... vs gunlerde verilecek hediyeler icin bilinmesi gereken ugrastir.dahasi bu hediyeleri genellikle herkes sever ve ucuza mal olur.
zamanında fen ve teknoloji hocamızın ceza olarak tüm erkeklere öğrenmelerini şart koştuğu, bir erkek için; kadının ofsaytı anlamamasıyla eşdeğer olan o lanet ilmiklerden oluşan bir şey.
kesinlikle stresi alıp götüren bir faaliyet. ilk başlarda öyle tabii. sonrasında ise aklî dengesi sağlam insanı bile hasta eder, aman diyeyim. en baştan hiç bulaşmamak lazım. git istiklal'den çeşit çeşit renk renk el emeği göz nuru şeylerin arasından seç paşa paşa. mis.
ben bir tek atkı örebiliyorum. bazen de banyo lifi. bunlar çabuk biten şaheserler olduğundan, önce yününün rengine, şişlerin kalınlığına falan karar verip alıyorum. hemen örüp bitireceğim ya hesapta, bende bi' heyecan bi' mutluluk bi' mani (sonradan depresyona dönmesi an meselesi) hâli, efendiciğime söyleyeyim, bi' kendini bi' halt zannetmeler falan. neyse, eve geliyorum, kendime bi' kahve yapıyorum, alıyorum şişlerimi, yünümü elime, başlıyorum çıkırık da çıkırık örmeye falan. yarım saat ya geçiyor ya geçmiyor benim eller terlemeye başlıyor ve bana afakanlar (afakan ve saz arkadaşları) dadanıyor. örgüyü yarım bırakmayı gururuma yediremiyorum lakin devam etsem de sinir içinde kalıyorum ve olay artık deliye pösteki saydırmak raddesine geliyor.
örgü güzeldir, örgü candır - ama başkaları yaptığında. hele o güzelim kazakları, hırkaları ören yetenekli ve öpülesi ellerin sahiplerinin (ki bunların bir tanesi de benim anneciğim) emeklerine sonsuz saygı duyuyor, teraziye tıklıyorum. artı rep verenleri çok olsun.
birçok kişi tarafından basitlik olarak değerlendirilen eylemdir.
-boş zamanlarında neler yaparsın anlatsana biraz.
+aslında biçok şey. bi de örgü örerim sıkça, her şeyi örerim.
-örgü mü? şaka yapıyosun herhalde(boş zamanlarında atom parçalıyo ya arkadaş). hayır yani napıyosun örüp, hazır alsana(örgüyü kazaktan ibaret sanan mal). ördüklerini satıyo musun bari (ticaret kafası)