Kim senin yasanı çiğnemedi ki söyle?
Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle?
Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen sen,
sen ile ben arasında ne fark kalır ki söyle?
tam adı ebü’l-feth gıyâsüddîn ömer b. ibrâhîm el-hayyâm'dır. genel olarak rubaileriyle bilinse de büyük bir matematikçi ve astronomdur. (bkz: selçuklu) sultanı (bkz: melikşah) döneminde (bkz: isfahan)'a davet edilmiştir. burada oluşturulan bir heyetin başına getirilmiş ve o yıllarda kullanılmakta olan (bkz: yezdicerd) takvimini düzenlemeleri istenmiştir. hayyam başkanlığındaki bu heyet takvimi düzenlemektense yeni bir takvim yapmayı tercih etmişler ve çok küçük bir hata payı bulunan (bkz: celali takvimi)'ni oluşturmuşlardır.
yazdığı rubaileriyle de oldukça üne kavuşmuştur. hayyam'a ait olduğu tespit edilen rubai sayısı farklı araştırmacılara göre değişmekle birlikte 100 ila 200 arasında değişmektedir. bunların dışında binlerce
rubai de ona atfedilmişse de başkaları tarafından kaleme alınmıştır. batıda özellikle on dokuzuncu yüzyılın ortalarında (bkz: edward fitzgerald)'ın çevirileriyle yaygınlaşmıştır. ülkemizde ise tarihsel süreçte pek çok tercümesi bulunsa da, özellikle günümüzde (bkz: sabahattin eyüboğlu) ve (bkz: abdülbaki gölpınarlı) tarafından hazırlanan eserler çok daha başarılıdır.
biraz daha detaylı bilgi içinde şu linki buraya bırakıyorum. makale iki bölümden oluşuyor: ilk bölüm âlimliği, ikinci bölümde edebî yönü üzerinedir.
"Puşt ile içilen su haram'dır..." diyen şarap bilgesi. Yolu yolumuz, felsefesi gömlek cebimizdedir. Binaenaleyh, gömlek cebimizin altında sadrımız, onun içinde de kalbimiz var.
itinayla puştlardan sakınınız.
Gayriresmi tarihsel dedikodulara göre, şarabi pirimiz olan hayyam, nizamülmülk'ün lezbiyen zevcesi ile şarap içmiş. Şarap kokusuna hangi kokuların refakat ettiğini muhayyilenize bırakıyorum. Garibim şeyh-ul cebel-hasan sabbah da strateji peşinde koşsun. ':('
Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: En hoş dünyası olan sensin.
Şimdi yazdıkları muhafazakar kesim tarafından aklanmaya çalışan ama bildiğin inançsız, zevk sefa düşkünü bir şair, düşünür ne derseniz deyin ondan bir adam.
Onlardan değilsen eğer,sana zalim derler
Onlara aldırma hayyam!
Ayrıca şöyle de bir şiirini buldum geçenlerde. Sevdim, dörtlüklerinden farklı bir havası var:
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi.
Gerçekten bu ömer hayyam ile pek alakam yoktur. Fakat geçenlerde rubailerinin seslendirildiği bir albüme rastladım. Baya eski tarihli... Artık rubailerin kendisinden midir? Yoksa prodüksiyondan mıdır? Gerçekten çok güzeldi. Bir ara okumayı düşünüyorum bu rubaileri... Klasik zaten.
"
var mı dünyada günah işlemeyen, söyle:
yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle:
bana kötü deyip kötülük edeceksen,
yüce tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
''
''
öldürmek de yaşatmak da senin işin,
bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
beni böyle yaratan sen değil misin?
''