*
Hoca sedece sen bir dilek yerine getir,
Ne konuş ne Allah'la aramıza gir.
Biz doğru yoldayken sen eğri gidiyorsun;
Bizi sen rahat bırak gözün tedavi ettir.
------------------------------
Sakın içmiyorum ben diye sarhoşa sövme.
''Dini bütün adamım...'' deyip kendini övme.
Ne sanırsın sen kendini her ayıbı işlersin;
Allah kısmet ederse elbet ederim tövbe.
------------------------------
Vefalı yabancıyı arkadaşmış kabul et.
Akraba vefasızsa düşmanın kabul et.
Zehir şifaysa eğer, onu panzehir say.
Eğer bal dokunursa arıymış kabul et.
------------------------------
Aklım başımda ise neşemde noksan olur.
Sarhoş olduğum zaman ne bilirim hiç bilmem.
Uyur uyanık gibi bir hal var olur ki,
Ben o hale köleyim, bak işte hayat odur.
------------------------------
Madem dünya sana hep keder verecek.
Madem ki temiz ruhun, bedenden ayrılacak.
Ot bitmeden o aziz, mezarın üstünde;
Gönlünün arzusunca eğlen sen keyfine bak.
------------------------------
Eğer akıl gözünü açarda bir bakarsan.
Dost bildiklerini görürsün düşman.
Bu zamanda sakın ha, fazla dostun olmasın.
Zaman ustalarıyla sohbet et çok uzaktan.
------------------------------
Nerde senin iraden, bak isyan etti kulun.
Kalbim çoktan karardı, hani nerde nurun?
ibadet ettik diye gireceksek cennete
Biz kazanmış oluruz, nerede büyük lütfun?
------------------------------
Gelmek elde olsaydı, ben elbette gelmezdim.
Gitmek elde olsaydı, ben elbette gitmezdim.
En iyisi şu idi, ben bu fesat dünyaya;
Ne gelip ne bulunmak, ne de gitmek isterdim.
------------------------------
Rabbimin cennetinde şaraptandır dereler.
Bu dünyada şarabı nasıl yasak ederler?
Hamzanın devesini öldürmüş bir bedevi
Şarabı o Arap'a yasak etmiş peygamber.
------------------------------
Cihanı ellerinde tutan kara cahiller.
Kendilerini pek de akıllı zannederler.
Onlar çıfıt çarşısı kibirli insanlardır.
Kendilerinden başka herkese kafir derler.
------------------------------
Diyorlar ki cennette, huri kevser olacak.
Orada bal ve şarap, şekerler bulunacak.
Peşin olan, alacaktan bin kat evladır.
Doldur şu kadehleri, kalmasın hiç alacak.
------------------------------
Gamdan başka hiçbir şey, arttırmazmış felekler.
Koparıp alınmayan, ürün mü getirirler?
Dünyaya gelmeyenler önceden bilmezler ya;
Ne çekeriz bilseler, dünyaya mı gelirler.
------------------------------
içiyorsan şarabı, irfan sahibiyle ol.
Dudağında tebessüm, bir sevgiliyle ol.
Aman ha kimselere içtiğini söyleme.
Az iç sakın çok içme, kendini bilenle ol.
------------------------------
Ey dünya gidişinden hiç de hoşnut değilim
Tezden beni özgür kıl, ben esirin değilim.
Eğer senin sohbetin ahmaklara mahsussa
Ahmak sayılmasam da çok akıllı değilim.
------------------------------
Sen ey riyakar hoca, kin garez saçıyorsun.
Durmadan sen bana; ''Sen dinsizsin.'' diyorsun.
Saklamam kimliğimi, neysem işte ben oyum.
Sen klmsin ki hakkımda böyle konuşuyorsun.
------------------------------
Bu bir dilektir senden, kaba olmamalısın.
istemediğin yerden, hemen ayrılmalısın.
Cehennem ateşine layık bir zorba isen;
Şarap içmemekle cennet ehli olmazsın.
------------------------------
iki günlük ekmeği varsa eğer evinde.
Bir de buz gibi suyu, duruyorsa testide.
O adam ki; ne diye hüküm altına girsin;
Kendi gibi birine ne diye hizmet etsin.
------------------------------
Ben elbet içkiciyim, meskenimdir meyhane.
içi ehil doludur görmesini bilene.
Medrese desen ehil gönül hiç çıkmaz.
Yere batsın orası, o kem cehalethane.
------------------------------
Yaşanılan evrenin bir başı bir sonu yoktur.
Nereden geldik gideriz, bunu da bilen yoktur.
işte geldik göçeriz kimse bir şey bilmiyor.
Bilenlerin önümde bir şey dediği yoktur.
------------------------------
Sen bir avcı değilsin; sakın avdan bahsetme.
Okumadığın şeyi aman tefsir etme.
Hakikatın üstadı senden mana sorarsa;
Gördüğün hadi neyse, görmediğin söyleme.
------------------------------
Gittiler gidenlerin hiçbiri dönmeyecek.
Oraya gidenlerden, bir haber gelmeyecek.
işin namazla değil niyazla yola girer.
Doğruluk yok niyaz yok, namaz ne eyleyecek.
------------------------------
Ben senin kudretinle yarattığın haldeyim.
Bütün ömrün boyunca nimetinle beslendim.
Yüz yıl günah işleyip denemeliyim seni;
Senin rahmetin mi çok, günahlarım mı benim?
------------------------------
Aşk bela başımızda, bu bela Huda'dandır.
Bu hükümden dolayı insan neden kınanır?
iyilik ve kötülük madem Allah'tan gelir;
Kullardan hesap sormak acep ne maksattır?
------------------------------
Ölünün ve dirinin işini gören sensin.
Bu dağınık cihanı, koruyan güya sensin.
Belli, ben fena kulum ama hocası sensin;
Kimin kabahati var, beni yaratan sensin.
------------------------------
Vücudun sağ oldukça yolundan sağ çıkma.
Hürriyet ve istiklal fikrinden sakın şaşma.
ister zal oğlu Rüstem, ister Hatim Tayy olsun;
Lütuflar isteyerek kimseye minnet duyma.
------------------------------
Hayatın sırlarını, sakın arama ey dost.
Beyhude fikirlerle, garip gönlün üzme dost.
Gel cihanda mutlu ol, neşe dolsun yüreğin;
Cihan yaratılırken, sana sorulmadı ey dost.
------------------------------
Bilesin senden daha çalışkanız ey müftü!
Sarhoş olsak bile akıllıyız ey müftü!
Biz şarap içiyoruz sense insan kanını;
insaf et sen, hangimiz canavarız ey müftü?
------------------------------
Ey zaman sen gönlümü gamla dolduruyorsun.
Şu sevinçli gönlümü her daim parçalıyorsun.
Bana gelen rüzgarı sulara çevirerek;
Dilimi damağımı sen balçık ediyorsun.
------------------------------
Onlar senin ilminden, istifade etmezler.
ilim ne, irfan nedir, onlar eşek, bilmezler.
Senede bir gün bile olsa eline su dökmeden;
Bazen günde yüz defa gözyaşı döktürürler.
------------------------------
Olmayacak şeylerin sevdasına kapılma.
Kadehin dolu olsun düşme kedere gama.
Üzüm kızıyla otur eğlen sen keyfine bak;
Anası helal deyip kızını haram sayma.
------------------------------
Desem ki bilgiden yana yoktur eksiğim.
En derin sırlara erdim, çok şey öğrendim.
Yetmiş iki yıl gördüm, hem gece hem gündüz.
Sonunda anladım bir şey öğrenmemişim.
Geçmiş günü beyhude yere yâd etme,
Bir gelmemiş an için de feryat etme
Geçmiş gelecek masal bunlar hep
Eğlenmene bak ömrünü berbat etme.
Niceleri geldi, neler istediler,
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek,
Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek,
Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün...
Zira senin üstünde de otlar bitecek
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
Alçakları besler, yoksulları ezer durursun:
Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri.
onu bunu bilmem ama ömer hayyam ın matematikçi olduğu ve rubailerinde oran kullandığı söyleniyor. belki bu kadar rubailerini okunur yapan kullandığı orandır.
sonuçta şiir yazmak da oran orantı ister. ölçüleri falan var. üzerine gidilsin ve şifresi çözülsün.
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizle.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
insaf be sultanım, kötülük hangimizde?
Sevgiyle yorulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin.
Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece,
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere.
Onlar Yaradan’ ın sanatı peşindeler:
Senin aklın fikrin abdest bozan şeylerde.
için temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle;
Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
Dostum, gel yarına kalmayalım biz;
Günümüzü gün edelim ikimiz.
Yarın çekip gittik mi şu konaktan
Yedi bin yıl önce gidenlerleyiz.
Nerdesin? Sana başkaldırmışım işte;
Karanlık içindeyim, ışığın nerde?
Cenneti ibadetle kazanacaksam
Senin ne cömertliğin kalır bu işte?
Hayyam şarap iç, sarhoş olmak ne hoş,
Sevgilin de varsa, sarılmak ne hoş;
Er geç sonu yokluk madem bu dünyanın,
Yok say kendini, bak, var olmak ne hoş!
Feleğin çarkı dönmeyecek madem muradımca,
Gökler ha yedi kat olmuş, ha sekiz, bana ne?
Ölüm bütün isteklerimi yok ettikten sonra
Ha dağda kurt yemiş beni, ha mezarda karınca.
Bin bir tuzak kurarsın yolun üstüne
Adım atma yakalarım dersin bir de
Bir zerre var mı dünyada yönetmediğin
Neden asi dersin kendi yürüttüğüne?
Bilmem, Tanrım, beni yaratırken neydi niyetin,
Bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin;
Bir kadeh, bir güzel, bir çalgı bir de yeşil çimen
Bunlar benim olsun, veresiye cennet de senin.
"Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
insaf be sultanım, kötülük hangimizde? "
Malum kişiyi düşünerek bu dizeleri okuyunca insanın içine huzur doluyor.
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen.
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende,
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde ?
seher yeli, eser yırtar eteğini gülün,
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün.
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez, kimse bilmez...
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
Kopup dallarından toprak olmadalar her gün.
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işde.
Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte